YORUM | Av. MEHMET TAHSİN
Hacer Binbaşı’yı hala izlemediyseniz hemen izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Gazeteci Ahmet Nesin’in YouTube kanalına konuşan Deniz Subayı Hacer Binbaşı, 15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşadıklarını kendine has eğlenceli bir üslupla anlatıyor.
Bana göre 1 saat 10 dakikalık videonun en çarpıcı bölümü, 15 Temmuz sonrası yapılan kıyım listelerinin nasıl hazırlandığını anlattığı kısım.
Balyoz davasında yargılanıp 18 yıl hüküm giyen, 3 yıl kadar hapis yatıp çıktıktan sonra tekrar Deniz Kuvvetlerine dönen Albay Kıvanç Kırmacı, cezaevindeyken personel listelerini ellerine alıp, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi davalardan yargılananları işaretledikten sonra geri kalan herkesi ‘Fetöcü’ olarak fişlediklerini, marifetmiş gibi birlikte görev yaptığı Hacer Binbaşı’ya anlatıyor!
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Fişleme deyince ilk akla gelen, Cihat Yaycı isimli ruh hastasının uydurduğu ‘Fetömetre’ kriterlerini bir kenara bırakın. Rejimin Cemaat aidiyetine delil saydığı Bankasya, ByLock, gazete-dergi aboneliği gibi, deli saçması kriterlerden hiçbirisi olmayan askerlerin ‘Cemaatçi’ olarak nasıl tespit edildiği şimdi anlaşılıyor.
Bu hastalıklı kafaya göre Ergenekon, Balyoz veya Askeri Casusluk gibi karanlık işlere bulaşmayanlar ‘Cemaatçi’ sayılıyor. 15 Temmuz’un Genelkurmay Başkanı, şimdinin Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamasından bu şekilde hazırlanan listelerle tam 23 bin 364 askerin ihraç edildiğini öğreniyoruz!
Aslında Hacer Binbaşı’nın anlattıklarını yeni değil. Erdoğan rejiminin küçük ortağı Doğu Perinçek, bir röportajında Ergenekon-Balyoz yargılamaları sırasında tutuklu olan komutanların, isim listeleri hazırladıklarını itiraf etmişti. 28 Şubat ve Balyoz’un kritik isimlerinden Çetin Doğan’ın yeğeni Emekli Albay Ahmet Zeki Üçok da Perinçek’in gazetesine verdiği bir röportajda ordudaki ‘Cemaatçi askerlerin’ listesini savcılığa 3 kez verdiğini söylüyor. Kendisi de Balyoz’dan yargılanıp hapis yatan Üçok’un savcıya teslim ettiği listelerin nasıl hazırlandığı bir kere daha ortaya çıktı.
Bugünlerde dikkat çekici bir gelişme de Ahmet Zeki Üçok’un dayısı Çetin Doğan cephesinde oldu. 28 Şubat davasından aldığı müebbet hapis cezası yakın tarihte Yargıtay tarafından onanan Çetin Doğan’ın avukatları, geçtiğimiz günlerde karara itiraz ettiler ancak itirazları kabul edilmedi.
Şimdi 81 yaşında hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya olan Çetin Doğan, kanal kanal bağlanıp bu cezayı neden hak etmediğini anlatıyor. 28 Şubat’ın bir darbe olmadığını, hükümeti devirmediklerini, dönemin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’ı ne kadar sevdiğini, hayatta olsaydı bu davayı açanları Erbakan’ın sopayla kovalayacağını iddia ediyor.
Ama söylediği bir şey var ki, bizim konumuzla ilgili. Müebbet hapse çarptırılmalarına neden olan 28 Şubat belgelerini savcılığa teslim eden askerin ve 28 Şubat soruşturmasını başlatan savcının ‘Cemaat mensubu’ olduğunu iddia ediyor. Listeleri kendileri yapıp iktidara teslim ettikleri için iddiasının doğruluğundan son derece emin.
Tıpkı Çevik Bir gibi… 28 Şubat’ın kudretli generali Çevik Bir, 2018 yılında yapılan yargılama sırasında, davaya bakan bazı savcı ve hakimlerin Cemaat bağlantısı nedeniyle ihraç edildiği veya tutuklandığı gerekçesiyle beraatini talep etmiş ama müebbet ceza almaktan kurtulamamıştı.
Çetin Doğan, Çevik Bir ve benzerleri çok iyi biliyorlar ki savunmayı buraya kurarlarsa sonuç alma ihtimali var. Kendilerinden olmayan herkesi ‘Cemaatçi’ olarak fişleyen ve bunu rejime kabul ettirenler için tutarlı bir savunma. Çünkü kim ne suç işlerse işlesin “FETÖ yaptı” dediği anda aklanıp paklanıyor.
Yöntem çok basit: Önce suç işle, yakalandığında zaten kendi hazırladığın ‘FETÖcü’ yaftasını seni yakalayanların üzerine yapıştır ve ceza almaktan kurtul! Bu yalana inanmaya dünden razı bir iktidar olduktan sonra da sırtın yere gelmez.
Tek sorun, uydurduğu yalanı yüzüne çarpacak yürekli birilerinin ortaya çıkıp işleri altüst etmesi. Eskiler “bir dane-i hakikat bir harman yalanı yakar” derlermiş. İşte Hacer Binbaşı’nın anlattıkları da bunların yalanlarını yüzüne şamar gibi çarptı. Eminim ki Hacer Binbaşı gibilerin sayısı arttıkça bu tipler saklanacak delik arayacaklar.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Orkoz belgeselinde konuşan Emekli Albay Gürsev Pirge ile Deniz Kuvvetleri Komutanının eski Emir Astsubayı Fevzi Katran’ın, Ahmet Nesin’e konuşan eski Pilot Aykut Coşkun’un o meş’um geceye ait tanıklıkları birçok kişinin ezberlerini bozdu, bozuyor. Benzer bir çıkış da şike soruşturmasını yapan emniyet amiri Soner Koç’tan gelmiş, Aziz Yıldırım ve çetesinin yalanlarını birer birer çürütüvermişti.
Ancak bunlar yeterli değil. Bu tür yalan ve iftiralara karşı hakikati ortaya koyacak yürekli askerlere, polislere, hakim ve savcılara hala çok ihtiyaç var.
“…kendine has eğlenceli bir üslupla anlatıyor.” İfadesi de ne oluyor. Siz ne yiyip içiyorsanız ondan ben de istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ nin 0′ ın altına doğru füze gibi gitmesinin miladı ve yuzbinlerce kişinin mağduriyetine sebep olan bir olay nasıl eğlenceli bir üslupla anlatılır? Allah’ım aklıma mukayyet ol…