ARİF ASALIOĞLU | HABER İNCELEME
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaş sürecinde Türkiye, hem Moskova hem de Kiev ile iletişimini sürdürdü. Rusya ile yoğun ticaret devam etti ve yaptırımlarla ilgili radikal kararlardan Ankara kaçındı. Aynı zamanda Ukrayna’nın toprak bütünlüğü savunuldu ve Kiev’e Bayraktar İHA’ları gönderildi.
Ayrıca, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla Türkiye’nin kendisini Doğu ile Batı arasında dengeleyici bir aktör olarak sunmaya çalıştığını da görüyoruz. Bundan dolayı olsa gerek, uluslararası normlardan ve demokratik yaklaşımlardan uzaklaşmış Erdoğan’ın lehine Batı, onunla iletişimi devam ettirme fırsatı verdi. Batılı liderler hem Erdoğan’ın Çin ve Rusya’ya daha çok yakınlaşmasından endişe etti hem de bu şekilde Moskova ile irtibatta bir kanal kurulmuş oldu.
Türkiye, Rusya için ‘nefes borusu’ oldu
Rusya açısından ise ambargolarla kıskaca alınan Kremlin yönetimi için Türkiye’yi özellikle ekonomik anlamda bir çeşit “nefes borusuna” dönüştürme politikası izlendi. Yaptırımlara katılmayan Türkiye üzerinden çok sayıda batılı şirketin Rusya pazarına ürün satışına olanak sağlandı. Aynı şekilde Rusya’dan Batı’ya mal sevkiyatı da yine önemli oranda Türkiye üzerinden sürdürüldü.
Türkiye terminallerinden Rus petrolü Avrupa’ya mı taşınıyor?
Financial Times gazetesinden Tom Wilson ve Adam Samson imzalı makalede, Hatay Dörtyol terminali üzerinden Rus petrolünün Avrupa’ya taşındığı iddia edildi. Makalede Dörtyol terminalinin AB ambargosuna rağmen, Rus petrolünü Batılı alıcılara taşımak için kullanıldığı ve yoğunluğunda patlama yaşandığı anlatılıyor.
Financial Times, Kpler’in gemi takip verilerini yayınladığı makalesinde, Dörtyol Terminali’ne 2022 yılı Mart ve Haziran ayları arasında İsrail, Mısır ve Yunanistan’dan deniz yoluyla yalnızca üç petrol sevkiyatı aldı.
Deniz yoluyla sevkiyat arttı
Aynı yılın temmuz ayından itibaren, Batı’nın Rusya’ya yönelik ilk kısıtlamaları yürürlüğe girmeye başladığında, Dörtyol’a deniz yoluyla yapılan petrol sevkiyatı hızla arttı. Verileri inceleyen uzmanlar, terminale deniz yoluyla gelen petrolün çoğunun Rusya’dan gelen rafine yakıt olduğunu ve bunun çoğunun AB yaptırımlarına aykırı olarak Avrupa’ya gönderildiğini söyledi. Hatta ABD’li senatörler, Dörtyol’dan gelen ve bir Yunan rafinerisinde yakıta dönüştürülen Rus petrolünün ABD savaş gemilerine ulaştığı yönündeki endişelerini bile dile getirdiler.
Türkiye, en büyük üçüncü alıcı
AB ve G7’nin Rusya’nın petrol ticaretine kısıtlamalar getirmesinden bu yana Türkiye’nin alternatif bir hat olduğu biliniyor. Türkiye hem petrol hem de gaz için önemli bir merkez haline geldi. Şu anda Hindistan ve Çin’den sonra Rus ham petrolünün en büyük üçüncü alıcısı ve Rus rafine ürünleri için en büyük pazar konumunda.
Türkiye, iç talebi karşılamak için dizel gibi indirimli Rus yakıtlarını ithal ederken, Türk rafinerilerinde üretilen dizeli Avrupa’daki alıcılara kârlı bir şekilde ihraç da ediyor.
Ne olduysa 2022’de oldu!
Bu konuda Financial Times sadece Dörtyol üzerinden yapılan nakliyata odaklanmış. Kpler nakliye verileri, yaklaşık 10,5 milyon varilin (yaklaşık 1,5 milyon ton) deniz yoluyla geldiğini ve bunun 9,2 milyon varilinin (neredeyse yüzde 90’ı) Rusya’dan geldiğini gösterdi. Konunun uzmanlarından Viktor Katona, “Tarihsel olarak Dörtyol her zaman bir ham petrol ihracat terminaliydi. Ne olduysa 2022’ye geldiğimizde bir anda rakamlar farklılaşıyor.” diyor.