HAAK, 4 yıllık soykırım hukukunu raporlaştırdı: “Kararların tamamı gerekçesiz!”

Sınır Aşan Hukukçular

Sınır Tanımayan Hukukçular Derneği, (Cross Border Jurists-CBJ) 2021-2025 yılları arasını kapsayan dönemde Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklara ilişkin önemli bir rapor yayınladı. Meşhur Nürnberg yargılamalarını anlatmak için kullanılan, “Suikastçının hançeri, hukukçunun cübbesinin altına gizlendi.” sözleriyle başlayan rapor, 4 yılda yaşanan ve soykırıma varan hukuksuzlukları örnekleriyle anlatıyor. CBJ’nin bünyesinde faaliyet gösteren Hukuksuzlukları Araştırma ve Analiz Kurulu (HAAK) tarafından kaleme alınan raporda, Türk yargısının siyasallaşması ve yargı mensuplarının sistematik olarak insanlığa karşı suç ve/ya soykırım suçu işlediğine dair önemli bilgiler yer aldı.

Rapor KHK’lı Cumhuriyet Savcıları Dr. Hasan Dursun ve Mustafa Doğan tarafından hazırlanmış. Hasan Dursun, raporla ilgili değerlendirmesinde, “17-25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmaları sonrasında yargının iktidar tarafından kontrol edilmesine yönelik önemli adımlar atılmaya başlandı. 15 Temmuz sonrasında ise tamamen iktidarın kontrolü altına alındı. Erdoğan ve iktidarı tarafından yargı, muhaliflerini susturmak veya yok etmek, yolsuzluklarının konuşulmaması için adeta bir koç başı olarak kullanıldı.” ifadelerini kullanıyor.

Kararların tamamı gerekçesiz!

Raporda, yargının siyasiler ile ilişkisine ve verdiği hukuksuz kararlara dair ulusal ve uluslararası uzman ve kurumlar tarafından çeşitli bilgi ve belgeler üretildiği aktarılıyor. CBJ tarafından hazırlanan raporun, doğrudan mağdurlar tarafından dernek bünyesinde oluşturulan Hukuksuzlukları Araştırma ve Analiz Kurulu’na (HAAK)’na ibraz edilen yargısal kararlar çerçevesinde hazırlandığı belirtiliyor.

Rapora göre, dernek kendisine yapılan 116 başvuru bağlamında 2 bin 709 karar, uzman hukukçulardan oluşan bir kurul tarafından incelendi. Söz konusu kararların tamamının ulusal ve uluslararası mevzuata açıkça aykırı olduğu belirlendi. Raporda incelenen kararlarının tamamının ‘gerekçesiz’ olduğu ve somut delillere dayanmadığı tespit edildi.

Hukuksuz kararlara imza atan 1487 yargı mensubunun ismi tespit edilerek Derneğin internet sitesinde yayınlandı. Dernek, yargı mensuplarının isminin yayınlanması ile amaçlananın, bu kişileri ifşa etmekten ziyade, sebebiyet verdikleri hukuksuzluklara dikkat çekerek benzeri kararlara imza atmalarının önüne geçilmesi olduğuna yer verdi.

Siyasi amaçla gerekçesiz kararlara imza atan yargı mensuplarının yüzde 73’ünün AKP döneminde alınmış olduğu belirlendi. Bugüne kadar AKP tarafından il ve ilçe teşkilatlarından, hazırlanan listeler doğrultusunda hakim savcı alındığına dair çeşitli bilgiler kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda tespit edilen bu oran, bu alımın ne kadar bir yüzdelik oluşturduğuna dair somut bir bilgi olma özelliğini taşıyor.

 

Dernek raporunu hazırlarken, Türkiye genelinde 37 il merkezinde faaliyet gösteren yargı birimleri tarafından verilen 2709 karar kullanıldı. Bu durum, hukuksuzluğun belirli il merkezleri veya bölge ile sınırlı olmayıp Türkiye’nin genelinde yaygın olarak işlendiğini gözler önüne koydu. Raporda, yargı eliyle yürütülen hukuksuzluğun sistematik olarak, belirli bir plan ve amaç doğrultusunda işlendiği tespitine yer verildi.

Raporda yapılan önemli bir tespit ise, hukuksuz kararların verilmesi konusunda ilk derece yargı birimleri ile istinaf ve Yargıtay arasında “gizli” bir mutabakatın olduğudur. Zira gerekçesiz ve delilsiz olarak verilen kararların hiçbirisi itirazı inceleyen üst mahkemeler tarafından bozulmamıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Türkiye aleyhine verilen Yalçınkaya kararında, başka bir çok gerekçe ile birlikte, Bylock verilerinin tek başına aleyhe delil olarak kullanılamayacağına yer verdi. Buna karşın HAAK tarafından hazırlanan raporda yapılan başvuruların büyük bölümünde Bylock gerekçe olarak kullanılarak hak ihlalinin yapıldığı belirlendi.

17 Aralık 2013 yolsuzluk operasyonlarının hemen sonrasında, iktidarın desteği ile kurulan Yargıda Birlik Derneği, yangının siyasallaşmasında önemli bir rol oynadı ve oynamaya devam ediyor. CBJ tarafından hazırlanan raporda, hukuksuz kararlara imza atan yargı mensuplarının yüzde 57’sinin YBD üyesi olduğuna dair tespit bu anlamda anlam kazanıyor. Raporda resmi olarak üye olmamakla birlikte YBD’yi destekleyen ve onun belirlediği ilkeler doğrultusunda hareket eden yargı mensuplarının olduğuna dair tespit, YBD’nin yargı üzerindeki kontrolünü konusunda önemli bir veri niteliğinde.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin