HABER-PORTRE | HASAN CÜCÜK
Güney Kore, Japonya ile birlikte düzenlediği 2002 Dünya Kupası’ndaki başarısıyla adını futbol tarihine yazdırmıştı. ABD, Portekiz ve Polonya’nın yer aldığı gruptan lider olarak çıkan Güney Kore, ikinci turda İtalya’yı, çeyrek finalde ise İspanya’yı eleyip yarı finalde Almanya’nın rakibi olmuştu. Yarı finalde Almanya’ya 1-0 yenilse de, bu bir başarı hikâyesiydi. Üçüncülük maçı için rakibi ise Türkiye oldu. Bu maç hem Güney Kore hem de Türkiye için tarihiydi. Türkiye, 2002’den sonra dünya kupası finallerine adını yazdırmadı ama Güney Kore, kupanın müdavimleri arasında yer almaya devam ediyor. 2018 Dünya Kupası’nda ter dökecek Güney Kore’nin ümidini bağladığı isim ise Tottenham formasıyla harika bir sezon geçiren Heung Min Son.
GUUS HİDDİNK’İN PEŞİNDEN GELDİLER
Güney Kore futbolunun şu an en önemli temsilcisi olan Heung Min Son’a değinmeden önce Park Ji-sung için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. 2002 Dünya Kupası başarısından sonra gözler Güney Kore milli takım oyuncularına çevrilmişti. Güney Kore’yi tarihi başarıya taşıyan isim olan Hollandalı Guus Hiddink, Hollanda futboluna geri dönerken 2003’te Park Ji-sung’u PSV Eidhoven’e transfer etti. Hiddink, Park Ji-sung’la birlikte milli takımdan öğrencisi Lee Young-pyo’yu da PSV’ye getiriyordu. Her iki oyuncu da milli takım başarılarını Hollanda futboluna taşımıştı. Young-pyo, PSV başarısından sonra Tottenham ve Borussia Dortmund formalarını giyecekti.
MANCHESTER UNİTED’DA İSTİKRAR ABİDESİ
Park Ji-sung’u dikkatle takip eden isim Manchester United’ın efsane menajeri Alex Ferguson’du. PSV formasıyla 63 maça çıkıp 13 gol atan Park Ji-sung’u 2005’te Manchester United kadrosuna katan Ferguson, 5 milyon Euro gibi cüzi bir bonservis ücreti ödedi. Ferguson en verimli transferlerinden birini yaparken Park Ji-sung 7 yıl boyunca United formasını terletti, lig ve kupa şampiyonluklarında rol oynadı. Futbola 2014’te PSV formasıyla veda eden Park Ji-sung, 100 kez Güney Kore milli formasını giyip 13 gol attı.
ARANAN İSİM SONUNDA GELDİ
Park Ji-sung’un vedasından sonra Güney Kore, dünya çapında bir oyuncu yetiştirememenin sıkıntısını yaşadı. Beklenen isim 8 Temmuz 1992 doğumlu Heung Min Son’du. Futbola ülkesinde başlayan Heung Min Son henüz 16 yaşında Almanya’nın Hamburg takımına transfer oldu. 2010 yılından itibaren Bundesliga maçlarında sahaya çıkarken, 2011-12 sezonundan itibaren takımın değişmezlerinden biri hâline geldi. 20 yaşındaki bu isimsiz genç oynadığı futbolla seyredenleri hayran bırakıyor, tekniği, hızı ve şutlarıyla dikkat çekiyordu. 2012-13 sezonunda 33 maçta forma giyip 12 gol atan Heung Min Son, 10 milyon Euro bonservis ücreti karşılığında Bayer Leverkusen’e transfer olacaktı.
İNGİLTERE’DE BİRAZ GEÇ AÇILDI
Bundesliga’ya alışmış olan Heung Min Son, Hamburg başarısını yeni kulübüne de taşıdı. İlk sezonunda lig, kupa ve Avrupa’da 43 maçta Leverkusen formasını giyip 12 gol attı. Sonraki sezon 42 maçta 18 gol atan Heung Min Son artık büyük takımların peşine düştüğü bir isimdi. 2015-16 sezonuna Bayer Leverkusen formasıyla başlayan Min Son transfer sezonu bitmeden 30 milyon Euro karşılığında Premier Lig kulüplerinden Tottenham’a gidecekti.
Min Son’un Premier Lig serüveni biraz sıkıntılı başladı. Sezonun başında geldiği Tottenham kadrosunda yer bulmakta zorlandı. Sezon boyunca 28 Premier Lig maçında sahne alırken, bunun 13’ünde sahaya ilk 11’de çıkabildi. 4 golle skora katkı yapan Min Son, ikinci sezonuyla birlikte klasını konuşturmaya başlayıp takımın değişmezlerinden biri oldu. Sezon boyunca 34 lig maçında forma giyip 14 gol attı. Tottenham’ın lig ikinciliğinde önemli rol oynadı.
AVRUPA’NIN EN ZOR LİGİNDE
Bu sezon Mauricio Pochettino’nun değişmezlerinden biri olarak görülen Min Son, ligde 29 maçta 12 golle buluştu. Tüm kulvarlarda ise 43 maç ve 18 gollük performansı var. Tottenham’ın Bournemouth deplasmanında 4-1 galip geldiği maçta 2 gole imza atan Min Son, oynadığı futbolla seyredenlerden tam puan aldı.
Güney Koreli Min Son, Dele Alli, Christian Eriksen ve Harry Kane ile birlikte Tottenham’ın son dönemde gösterdiği performansta önemli pay sahibi olan isim oldu. Oynadığı futbolla her geçen gün kendini geliştiren Min Son’un taliplileri de artıyor. Piyasa değeri 35 milyon Euro’yu bulan Min Son’u Avrupa’nın devlerinden birinde görmek sürpriz olmaz. Gerçi Tottenham son yıllarda gösterdiği başarıyla adını devler arasında yazdırdı. Kısaca Min Son, ülkesi Güney Kore’yi Avrupa’nın en zorlu liginde başarıyla temsil ediyor. Milli formayı 56 maçta giyip 19 gole imza atan Min Son, Rusya 2018’de ülkesinin en büyük kozu olacak.