TARIK TOROS | YORUM
Türkiye toplumunun karşı karşıya olduğu en büyük gerçek hayat pahalılığıdır. Seçim kampanyalarına bakın, ucuz Ramazan pidesiyle başlayıp dar gelirliye yardım vaatleriyle devam ettiğini görürsünüz.
Kimsenin metroyla parkla ilgilendiği yok. “Millet bahçelerinde bedava çay-kek” çoktan yalan oldu. Nasıl olmasın ki?
Şimde size güncel üç rakam vereceğim:
-5.1 milyon kamu çalışanı var. Son 15 yılda yüzde 76 artmış.
-Sosyal yardımdan faydalanan insan sayısı 17.6 milyon (yardım alan hane sayısı 4.4 milyon, 2002’de 1 milyondu.)
-15,8 milyon emekli, kayıt dışı dahil 31.6 milyon çalışan var.
***
Rakamlar 2023 verileridir ve tablo vahimdir: 85 milyonluk ülkede yaklaşık 55 milyon yurttaşın devletin eline baktığını gösterir. Bu ekonomi, dünyanın hiçbir yerinde sürdürülemez.
Herkese enflasyon oranında zam veremezsiniz, verirseniz bütçeyi patlatırsınız, temerrüdü konuşmaya başlarsınız.
Ana işi enflasyonla mücadele olan Merkez Bankası, konunun uzmanlarının açıklamalarına göre dövizi tutmak için son iki ayda 10 milyar dolardan fazla harcamış. Kapalıçarşı’da 2 bin dolar/euro üzeri satış yok. Bir kişi günde bir kez işlem yapabiliyor, TC kimlik numarasını vermek zorunlu. Sadece dövizde değil altın alım satımında da limit var.
Özetle; “Ülke 70 sente muhtaç haldedir.” Bu lafın sahibi olan Demirel’e atfedilen bir diğer özlü söz de şu: “Boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur.”
***
2023 seçimlerine bakarak, “Boş tencere Erdoğan’ı yıkamadı!” demek kağıt üstünde doğru fakat analizi için henüz erken. Türkiye son iki yıldır ağır ekonomik türbülanstan geçiyor. Bu da doğru ancak iktidar önündeki iki seçimi düşünerek kesenin ağzını açtı, yaşa takılanları emekli etti, ekstra zam ve hibelerle durumu tolere etti. Öte tarafta para piyasalarını dolar yakarak dizginlemeye çalıştı. Ve deniz bitti. Asıl bundan sonrası dramdır.
***
AKP rejiminin olası alternatif parti ve liderleri devlet gücü ve olanaklarıyla nasıl bünyesine kattığını veya bitirdiğini örnekleriyle gördük, tecrübe ettik. Yaşadığı müddetçe Erdoğan’dan başka seçenek yok, ufukta yeni bir hareket veya lider de görünmüyor. Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazanırsa erken seçim olur mu? Sanmıyorum.
Herkesin cevap aradığı soru şudur: Seçimsiz geçecek 4 yıllık sürede bunalan halk, iktidara önce sarı, sonra kırmızı kart gösterip -mesela erken seçime- mecbur ederek yönetimi değiştirebilir mi? Toplum daha nereye kadar müsaade edecek? Ya da açlık, kıtlık ve işsizlik insanları sokağa döker mi?
İhtimal, düşük. Fakat sıfır değil.
***
Uzun yıllardır üretim ekonomisi rafa kalkmış, tarımda dahi kendine kendine yetmekten aciz bir ülkede 31.6 milyon çalışanın ödediği primle nüfusun kalan 55 milyonunu beslemek olanaksızdır.
Olan kaynak Merkez Bankası “fırınlarında” yakılmıştır. Siz deyin 128 milyar dolar, ben diyeyim 228 milyar dolar. Bir ülke yüzde 4 büyürken milli gelirin yüzde 5’i kadar bütçe açığı üretiyorsa o ülke batıktır, bunu ben demiyorum, ekonomi kitabı diyor. Depremin enkazı ise orada duruyor, kaldırılmış değil.
***
Akla gelebilir, “Hani gidiyorlardı n’oldu, yanıldınız.”
Geminin battığı kısmında kimse yanılmadı fakat sular kaptan köşküne ulaşmadı. Tıpkı Venezuela gibi…
***
Türkiye iflasa koşuyor. Bugün seçmeni Gazze’yle, PKK’yla oyalayan iktidar, seçimden sonra Anayasa tartışmasıyla mevziyi korumayı planlıyor. 1 Nisan’dan sonra gazeteci akademisyen milleti bunu tartışırken vatandaş, sokakta atarlanacak politikacı da bulamayacak.
Peki buradan çıkış yok mu?
Var fakat çok acılı olacak.
“Allah, bir misal veriyor: Bir memleket vardı güvenlik ve huzur içinde; rızıkları her taraftan bol bol ve kolaylıkla gelirdi. Ne var ki, bu durumda iken Allah’ın nimetlerine nankörlük edip, şirk ve küfür yoluna saptılar. (Dolayısıyla düzenleri bozuldu ve) Allah, âdeta meslek ve sanat haline getirdikleri suçları sebebiyle vücutlarını açlık ve korku elbisesiyle sarıp, onu iliklerine kadar hissettirdi.”
Nahl 112
Her seviyenin bir yaşam tarzı vardır. Dunyada şuan bir çok örnek bulabilrisin.
Yani boşverelim sallandı sallanıyor battı batıyor muahbbetlerini. Biz bu söylemlerden bıktık, yorulduk. Sen Allah için ne yapıyorsun ona bak,Türkiye bir dünya malı. Ehli Dünya’sal işler.
Yoksa deccal zamanı gelince nalları dikip gidecek, gidecekte ne olacak? Fravun nil nehrinde öldükten sonra Hz Musa çöllerde daha kaç on yıl dolaşmamışmıydı. Demekki konu; Fravunun nalları dikmesiyle bitmiyor. Halk kaç külö kaç…..
yok özür dileyecekler filan…
nasıl layık iseniz öyle yönetilirsiniz. Layık olmak istemiyorsan Deccalın territorisini terk edersin.
Sen “insanlara terk et” derdin. Ey Tarık!
Çok fazla hüküm içeren bir yaklaşım. Ülke kötü yönetiliyor, soyuluyor ama soygunun devamı için batmaması gerekiyor. Türkiye iflas etmez, halk fakirleşir, dışarıya daha fazla taviz verilir vs. Olan alttakilere olur. Oluyor zaten. Hem Türkiye iflas etse bizim için daha kötü olur.
güzel bir yazı.ama bu sonucu Ödlek,ikiyüzlü,hain,bencil,yalancı,,çıkarcı,yalancı bir gürug ve olup bitene gıkıbı çıkarmayan sinik,kimliksiz bir başka grup yolaçtı.Ezcümle olup biten herşeye müstehakız.
Siz (Cemaat yazarları) bunu yazdıysanız Tayyip bi 10 sene daha kalır. Dolar 300 tl olur ama yine kalır.
Bir grubun temsilcilerinin tüm iddiaları, öngörüleri nasıl yanlış çıkar? Kesinlikle çok büyük bir yetenek :))))