YORUM | CEMİL TOKPINAR
Sermayesiz bir kâr, zahmetsiz bir rahmet, bire binler ecir veren bir ibadet ister misiniz?
Dahası, her gecenizi ibadetle ihya edip “günahları için çokça tevbe ve istiğfar eden” manasına gelen evvâbînden sayılmayı düşünür müsünüz?
İşte akşam namazından sonra yatsıya kadar kılınabilen dört rekâtlık evvâbîn namazını eda ederseniz, bu güzelliklere kavuşabilirsiniz.
Evvâbîn namazı, sermayesiz ve zahmetsizdir, çünkü zaten akşam namazını kılmışsınız ve abdestlisiniz, uzunca bir zaman da ayırmayıp sadece beş on dakikanızı vererek ayet ve hadislerde övülen, fazileti bol bir ibadeti yapmış olacaksınız.
Evvâbîn namazı, maalesef unutulan sünnetlerden olduğu için bunu kılmakla bu sünnetin ihyasına hizmet ederek ayrıca sevap kazanacaksınız.
Bu namazla ilgili birkaç ayette işaretler olduğu gibi, çok açık hadisler de vardır. Başta sahabe efendilerimiz ve onları takip eden Allah dostları bu namazı tavizsiz bir şekilde kılmışlardır.
Konuyla ilgili iki hadis şöyledir:
“Kim akşam namazından sonra, aralarında kötü bir şey konuşmadan altı rekât (nafile) namaz kılarsa, bu ibadeti on iki senelik (nafile) ibadet sevabına bedeldir.” (Tirmizî, Mevâkit: 204; İbn-i Mâce, İkâme: 113)
“Kim akşam namazından sonra yirmi rekât (nafile) namaz kılarsa Allah ona Cennette bir köşk bina eder.” (Tirmizî, Mevâkit: 204)
Günahları affettirir
Sahabelerin büyüklerinden olan Hz. Huzeyfe (r.a.) evvâbîn namazıyla ilgili şunları anlatıyor: “Allah Resûlü’ne gelip onunla beraber akşam namazını kıldım. Kendisi yatsıya kadar namaz kılmaya devam etti.” (İbn-i Hanbel, Müsned: V, 392)
Yine bu namazın günahları affettireceğini belirten iki rivayet de önemini kat kat arttırmaktadır:
“Kim akşam namazından sonra altı rekât (namaz) kılarsa, günahları deniz köpüğü kadar bile olsa affolur.” (Ebû Nuaym el-İsfahânî, Ma’rifetü’s-Sahâbe, XIV: 486)
“Akşamla yatsı arasındaki namaza dikkat edin, çünkü bu namaz gün içinde eğlenme ve yanlış işlere bulaşmadan ötürü meydana gelen mânevî kirleri giderir ve günün sonunu güzelleştirir.” (Kenzü’l-Ummâl, VII: 387)
Bu hadislerdeki müjdeler gösteriyor ki, evvâbîn namazı “12 yıllık nafile namaza bedel, Cennette köşk kazandıracak ve günahları affettirip manevî kirlerden arındıracak” muhteşem bir ibadettir. Bu müjdeler o kadar büyük ki, Cenab-ı Hak bir insanın normal zamanlarda ulaşamayacağı güzellikleri evvâbîn namazıyla ihsan ediyor.
Bu müjdelere nail olmak için küçük bir gayret gerekiyor: Her akşam namazından sonra dört rekât namaz kılmak!
Evvabini dört kılmak daha faziletlidir
Hadislerde evvâbîn namazının rekât sayıları dört, altı veya yirmi olarak geçse de, bu rakamları değerlendiren âlimler hadis rivayet eden sahabelerden bir kısmının akşamla yatsı namazının tüm rekâtlarını hesapladıklarını, bir kısmının da akşam namazının iki rekât sünnetini de ilave ettiklerini belirtmişlerdir. Bütün nafile namazlarda olduğu gibi, bu namazın da en azı iki rekât, en çok üzerinde ittifak edilen sayısı da dört rekâttır.
Çok önemli bir husus: Bazı müminler, “Evvabin namazı iki rekat da kılınabilir” ifadesini, sanki “İki rekattan fazla kılma, ömür boyu iki rekat olarak devam et” şeklinde uygulamaktadırlar. Oysa zaman ve imkan olmadığı zaman iki kılınmalı, ama müsait olduğumuzda mutlaka dört rekat kılmalıyız. Yaklaşık üç dakikada kıldığımız o ilave iki rekatlara ahirette amellerimiz tartılırken o kadar muhtaç olacağız ki…
Namaz kılarken tâdil-i erkân ve huşûya dikkat etmek, Fâtiha’dan sonraki sûreleri kısa veya uzun okumak, evvâbîne ayıracağımız süreyi etkileyecektir. Nitekim bir sahabenin Peygamber Efendimizin (s.a.v.) akşam namazından sonra yatsıya kadar namaz kıldığını belirtmesi dikkat çekicidir. Demek ki herkes, içinde bulunduğu şartlara ve imkânlara göre rekât sayısını ve kıraatin uzunluğunu ayarlamalıdır.
İbadet hayatımızda gece, akşam namazıyla başladığı için evvâbîn namazı gecenin ilk virdi, ilk nafile ibadetidir. Böylece bu namazı kılmayı vazgeçilmez bir âdet hâline getiren, gece ibadeti yapanlar arasına katılmış olmaktadır. Başta teheccüd namazı olmak üzere gücü ve imkânı nispetinde evrâd ve ezkâra sarılırsa, inşallah gecelerini ibadetle nurlandırıp ihya eden Allah dostlarıyla omuz omuza gelir.
Böylesi bir güzelliğe ulaşmak için birazcık gayret etmeye değmez mi?