ERSAN KIRLI | TR724 HABER
Hamas’ın korkunç saldırısının ardından Gazze’nin İsrail tarafından bombalanmaya başlamasından bu yana 6 bin 500’den fazla sivil ve çocuk hayatını kaybetti. Kimliği tespit edilemeyen insanlar numaralar verilerek toplu mezarlara gömülüyor. Bombaların etkisiyle tanınamaz halde olan cesetlerin fotoğrafları çekiliyor, kan örneği alındıktan sonra toplu mezarlara defnediliyor.
Reuters haber ajansı, sivillerin çaresizliğini gözler önüne seren bir haber servis etti. Habere göre, Gazzeliller, İsrail’in saldırılarında tüm aile üyelerinin aynı anda ölmemesi için aile fertlerini şehrin farklı taraflarına dağıtıyor.
Birçok aile, ayrıca yakınlarının özellikle de çocuklarının toplu mezarlara gömülmemesi için kollarına bileklik benzeri kimlik tespitinde yardımda olabilecek malzemeler takıyor. Aileler ayrıca çocuklarının ayak, bacak gibi uzuvlarına isimlerini ve kimlik bilgilerini yazarak olası bir hava saldırısından sonra aile üyelerini teşhis edebilmeyi umuyor.
Hamas kontrolündeki Filistin Sağlık Bakanlığından gelen açıklamaları göre Gazze’de 7 Ekim’den bu yana İsrail’in saldırılarında ölenlerin sayısı 7 bine yaklaştı.
Gazetecileri Koruma Komitesi: Gazeteciler için en ölümcül dönem
Gazetecileri Koruma Komitesi sözcüsü, İsrail-Hamas savaşıyla ilgili olarak, gazetecilere yönelik tehditler konusunda ‘kayıtlarımızdaki en ölümcül dönem’ dedi.
In #Israel #Gaza conflict, as of October 24, CPJ has documented 24 journalists killed:
20 Palestinian journalists
3 Israeli journalists
1 Lebanese journalistCPJ is investigating further unconfirmed reports & we regularly update this page⬇️ https://t.co/Piml9Vfm33#NotATarget
— Committee to Protect Journalists (@pressfreedom) October 24, 2023
Komite çatışmaların başlamasından bu yana 24 ekim tarihi itibariyle 20’si Filistinli, 3’ü İsrailli, biri de Lübnanlı olmak üzere 24 gazetecinin hayatını kaybettiğini, 8 gazetecinin yaralandığını, 3 gazetecinin ise kayıp yada tutuklu olduğunu açıkladı. Bunlara ek olarak gazetecilerin devamlı olarak saldırı, tutuklama, tehdit ve sansür tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ifade edildi.
OXFAM: Gazze’deki sivillere karşı açlık, silah olarak kullanılıyor
Uluslararası sivil toplum örgütü Oxfam, açlığın Gazze’deki sivillere karşı bir savaş silahı olarak kullanıldığını, kuşatmanın başlamasından bu yana Gazze’ye gönderilen gıda malzemesinin normalin sadece yüzde 2’si olduğunu ifade ederken gıda, su, yakıt ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin bölgeye girişine izin verilmesi çağrısında bulundu.
Oxfam, Birleşmiş Milletler verileri analiz edildiğinde halihazırda uygulanan ablukanın topyekün kuşatmaya dönüştüğü 9 Ekim’den bu yana Gazze’ye normalde ulaştırılması gereken gıdanın sadece yüzde 2’sinin girdiğini tespit etti. Gazze’ye çok az miktarda gıda yardımının ulaştığını ve hiçbir ticari gıda ithalatının yapılamadığını duyurdu. Hamas’ın korkunç saldırılarından önce bölgeye günde 104 kamyon gıda yardımının yapıldığı, çatışmaların başlamasının ardından 2.2 milyon insanın şu anda gıdaya acil ihtiyaç duyduğu beliritildi.
“Oxfam says Starvation used as a ‘weapon of war’ on civilians in #Gaza.
About 104 trucks a day would be needed to deliver food to Gaza to overcome the crisis.” https://t.co/PsG6Lqw1o3— Oxfam International Media Team (@newsfromoxfam) October 26, 2023
Oxfam’ın Orta Doğu Bölge Direktörü Sally Abi Khalil şunları söyledi: “Durum korkunçtan başka bir şey değil – insanlık nerede? Milyonlarca sivil dünyanın gözü önünde topluca cezalandırılıyor, açlığın bir savaş silahı olarak kullanılmasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Dünya liderleri arkalarına yaslanıp izlemeye devam edemezler; hemen harekete geçmekle yükümlüler.”
“Durum her geçen gün daha da kötüleşiyor. Çocuklar sürekli bombardıman nedeniyle ciddi travmalar yaşıyor, içme suları kirleniyor ya da karneye bağlanıyor ve yakında aileler onları da besleyemeyebilir. Gazzelilerin daha ne kadar dayanması bekleniyor?”
2018 yılında BM Güvenlik Konseyi’nin, sivillere karşı açlığın bir savaş yöntemi olarak kullanılmasını oybirliğiyle kınayan ve insani erişimin engellenmesini uluslararası hukukun ihlali olarak ilan eden 2417 sayılı kararı kabul ettiğini hatırlatan kuruluş, Gazze’de yaşananların bu kararda uluslararası hukukun ihlali olarak kabul edilen durumla tam olarak uyuştuğunu belirtti.
Örgüt, BM’nin en acil durumlarda dahi bir insan için günlük 15 litre suyun gerekli olduğu ifadesine atıf yaparak Gazze’de temiz suyun artık neredeyse tükenmiş olduğunu, şu anda kişi başına sadece üç litre temiz su düştüğünün tahmin edildiğini açıkladı. BM Filistinli Mülteciler Ajansı’ndan (UNWRA) bir sözcünün içeri girmesine izin verilen pirinç ve mercimek gibi bazı gıda yardımlarının işe yaramadığını, çünkü insanların bunları hazırlamak için temiz suyu ya da yakıtı olmadığını söylediği aktarıldı.
Oxfam, durumun daha da kötüye gitmesini önlemek için BM Güvenlik Konseyi ve BM Üye Devletlerini derhal harekete geçmeye çağırdı.