Gazze ve Ukrayna’da ateşkes sağlamayı başaramayan Trump yönetimi, İran ile müzakerelere hazırlanıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Gazze ve Ukrayna’da barış vaatlerini gerçekleştiremeden bu kez İran’la yeniden müzakere masasına oturmaya hazırlanıyor. Roma’da planlanan yeni görüşme turu, yıllar süren gerilimin ardından olası bir nükleer anlaşmanın kapısını aralayabilir. Ancak süreç karmaşık ve belirsizliklerle dolu.

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna ve Gazze’de ateşkes sağlamayı başaramamışken şimdi de İran’la müzakerelere hazırlanıyor. Trump yönetimi, bu hafta sonu Roma’da İranlı yetkililerle nükleer programı yeniden konuşmak üzere ikinci bir müzakere turuna başlayacak. Bu görüşme, 2015’te imzalanan ancak Trump’ın ilk döneminde rafa kaldırdığı nükleer anlaşmanın ardından ilk büyük temas olacak.

Geçtiğimiz hafta Umman’da yapılan ön görüşmelerin ardından hem ABD hem İran, süreci “olumlu” diye nitelese de taraflar anlaşmaya temkinli yaklaşıyor. Trump yönetimi, İran’ın nükleer tesislerini bombalama seçeneğini masada tutarken, diplomasiye öncelik verildiğini söylüyor.

Trump’ın emlakçısı kritik görevde

Yeni müzakere sürecinin en dikkat çeken yönlerinden biri, ABD adına masaya oturacak ismin diplomatik deneyimi olmayan bir iş insanı olması. Trump’ın eski dostu ve emlak yatırımcısı Steve Witkoff, Gazze ve Ukrayna’da ateşkes arayışlarının yanı sıra İran dosyasının da baş müzakerecisi konumunda. Bazı analistler, bu tercih nedeniyle sürecin teknik detaylarının ve bölgesel dengelerin göz ardı edilebileceği uyarısında bulunuyor.

Witkoff’un “Trump’a doğrudan erişimi” olması İranlılar için Başkan’ın düşüncelerini doğrudan duyma avantajı olarak görülüyor. Ancak Witkoff’un kırmızı çizgi konusunda bile çelişkili açıklamalar yapması, sürece dair kafa karışıklığını artırıyor. Cumartesi günü İran’ın sadece silah düzeyinde zenginleştirmeden vazgeçmesini yeterli gören Witkoff, birkaç gün içinde “zenginleştirme tamamen ortadan kaldırılmalı” diyerek geri adım attı.

Tahran temkinli, Tel Aviv baskı altında

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin “zenginleştirme ilkesinin müzakere edilemeyeceğini” açıklaması, taraflar arasındaki temel ayrılıkları bir kez daha ortaya koydu. İran, Batı’nın ve İsrail’in nükleer silah geliştirme suçlamalarını reddediyor. Ancak uranyum zenginleştirme oranını 2015 anlaşmasının sınırlarının oldukça üzerine çıkarmış durumda.

İsrail ise gelişmeleri yakından takip ediyor. Başbakan Benjamin Netanyahu, İran’ın nükleer programını “varoluşsal tehdit” olarak görmeye devam ediyor ve Libya örneğinde olduğu gibi tam silahsızlanma çağrısında bulunuyor. Ancak Tahran’ın böyle bir anlaşmayı kabul etmesi beklenmiyor.

Trump için diplomatik sınav

Hem Gazze hem Ukrayna dosyalarında ciddi bir ilerleme sağlayamayan Trump, İran’la olası bir nükleer anlaşmanın daha somut bir başarı getireceğine inanıyor olabilir.

Ancak Körfez ülkeleri sürecin dışında kalmaktan rahatsız ve olası bir çatışmadan endişe ediyor. Uzmanlar, İran’la yapılacak bir anlaşmanın bile bölgedeki tansiyonu tek başına düşürmeyeceğini, ancak kontrollü bir adım olabileceğini belirtiyor.

Trump’ın 7 Nisan’da açıkladığı İran’la sürpriz müzakere kararı, bir yandan umutları, diğer yandan kuşkuları artırmış durumda. Diplomasinin mi galip geleceği yoksa Ortadoğu’nun yeni bir çatışmanın eşiğine mi geleceği belirsizliğini korumaya devam ediyor.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin