Dünyada yaklaşık 20 binden fazla insanın ölümüne sebep olan koronavirüs salgınının cezaevlerine sıçramasından korkan tutuklu ve hükümlü yakınlarının endişeli bekleyişi sürüyor. Cezaevleri koşullarında virüsün ağır sonuçlara yol açacağını belirten tutuklu yakınları, AKP tarafından hazırlanan infaz yasasında yapılacak düzenlemede siyasi tutukluların da af kapsamına alınmasını talep etti.
15 Temmuz’dan sonra tutuklanan gazeteci ve yazarların kızları da sosyal medyada başlatılan “Cezaevi CenazeEviOlmasın” kampanyasına destek verdi.
EBRAR BEYZA ÖZCAN: BABAMI BİZE GERİ VERİN, ÇIK GİT DESENİZ DE O BİZİ BIRAKMAZ ZATEN’
İnfaz düzenlemesine siyasi tutukluların da dahil edilmesi isteyen gazeteci Zafer Özcan’ın kızı Ebrar Beyza Özcan sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şunları ifade etti: “Dar mekânda burun buruna bir yaşam alanı burası. 10 kişilik koğuşa 26 kişi sığışmaya çalışıyoruz. Bizim alışveriş sepetimizde kolonyaların, ıslak mendillerin, dezenfektanların yeri yok. En vefalı dostumuz sabunlarımız. Bol bol ellerimizi yıkayıp birilerinin bizi de korumasını ve hayatlarımız hakkında karar vermesini bekliyoruz. Yine de içimiz kıpır kıpır bu aralar. Belki bizi de evlerimize hapsedecek birileri çıkar. Umutla bekliyoruz, hep yaptığımız gibi…”
Babam son mektubunda bunları yazmış. Evde kalmak birilerinin zahmet olarak gördüğü, şikâyet ettiği bir durumken babam ve babamın durumunda olan binlerce insan için rahmet. Evinizde kalabildiğiniz, kapınızı kapatıp perdelerinizi çektiğiniz, “aile” olabildiğiniz için çok şanslısınız.
Hayata dair tırnaklarıyla kazıyarak elde ettiği her şeyi kaybettiğinde bile babam bizimle olduğu için şükrederdi. Tüm bu kazanımlarından geriye içinde bizim bulunduğumuz bir ev kalmıştı sadece elinde. Ne mesleği ne başarıları… Sadece bir ev. Babamdan bunu nasıl aldınız?
İçerdeyken de haftada bir kez kirli camların ardından yüzümüzü görmek, ayda bir kez bize sarılabilmek onu ayakta tutuyordu. Şimdi bu da gitti elimizden. Babamı bize geri verin, çık git deseniz de o bizi bırakmaz zaten. O evinden ayrılmaz.
Babam 1 seneyi aşkın bir süredir özgürlüğünden mahrum. Şimdi de sağlığı tehdit altında. İstediğimiz tek şey evinde olması. Bu insanın evinde durması kime ne gibi bir zarar verebilir? Hayat cezaevine sığmaz!’’
BÜŞRA ŞİMŞEK: TUTUKLULARIN HİÇBİR GÜVENCESİ YOK. ARTIK İNSANLARI SERBEST BIRAKIN
Cezaevinde bulunan tutukluların hiçbir güvencesi olmadığını kaydeden Zaman Gazetesi Reklam Müdürü Yakup Şimşek’in kızı Büşra Şimşek sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şunları dile getirdi: “Cezaevlerine avukat görüş yasağı gelmeden Silivri 9 noluya bir gidelim. Dilerim alın babalarınızı götürün derler. Cezaevinde önlemler yeni alınmaya başlandı. Tutukluların hiçbir güvencesi yok. Cezaevinde kaç hastaya yapıldı test? İnsanlar hasta olduktan sonra hangi malzeme onları kurtarır? Memurlar maskesiz koğuşlara girip çıkıyor. Tedbirsizliği yüzünden uyarılan infaz memuru “Sen de çok titizsin” diye cevap veriyor mahpusa. Artık insanları serbest bırakın.
Cezaevinde kaç hastaya yapıldı test? İnsanlar hasta olduktan sonra hangi malzeme onları kurtarır?Memurlr maskesiz koğuşlara girip çıkıyor.Tedbirsizliği yüzünden uyarılan infaz memuru “sende çok titizsin” diye cevap veriyor mahpusa. Artık insanları serbest bırakın. @abdulhamitgul https://t.co/EZc4yunMfN
— B.Ş (@SebnemceHanim) March 23, 2020
SILA TÜRKÖNE: 7 AY ÖNCE KALP RAHATSIZLIĞI NEDENİYLE STENT TAKILDI
Yaklaşık 44 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan yazar Mümtaz’er Türköne’nin kızı Sıla Türköne, babasına kalp rahatsızlığı sebebiyle 7 ay önce stent takıldığına dikkat çekerek şu paylaşımı yaptı: “Mümtaz’er Türköne 64 yaşında, 3 yıl 7 aydır tutuklu. 7 ay önce kalp rahatsızlığı sebebiyle damarlarından birine stent takıldı, diğer damarı ise hala tamamen tıkalı. Bu süreçte bizler de yalnızca haftada bir sesini duymakla yetinmek zorundayız. Cezaevi CenazeEviOlmasın”
Mümtaz’er Türköne 64 yaşında, 3 yıl 7 aydır tutuklu. 7 ay önce kalp rahatsızlığı sebebiyle damarlarından birine stent takıldı, diğer damarı ise hala tamamen tıkalı. Bu süreçte bizler de yalnızca haftada bir sesini duymakla yetinmek zorundayız.
Cezaevi CenazeEviOlmasın
— Sıla Türköne (@silatrkn) March 24, 2020
ESMA BÖKEN: BABAM BİR UYUŞTURUCU BARONU VEYA TECAVÜZCÜ OLSAYDI CEZAEVİNDEN ÇIKACAKTI
AKP’nin muhalefet partilerinin görüşüne sunduğu infaz paketinde uyuşturucu ve cinsel suçlarda infaz oranının yüzde 75’ten (dörtte üç) yüzde 67’ye (üçte iki) düşürülmesini ve siyasi tutukluların kapsam dışında tutulmasını eleştiren TRT Haber’in eski yöneticisi Ahmet Böken’in kızı Esma Böken, “Babam bir uyuşturucu baronu veya tecavüzcü olsaydı cezaevinden çıkacaktı Ama yöneticiliğini yaptığı dönemde TRT Haber Avrupa’nın en iyi haber kanalı seçildiği için, kanalın yıllık harcamaları 4’te 1’ine indiği için cezaevinde kalmaya devam edecek.. Cezaevi CenazeEviOlmasın.” ifadelerini kullandı.
Babam bir uyuşturucu baronu
veya tecavüzcü olsaydı cezaevinden çıkacaktı Ama yöneticiliğini yaptığı dönemde Trt Haber Avrupa’nın en iyi haber kanalı seçildiği için, kanalın yıllık harcamaları 4 te 1ine indiği için cezaevinde kalmaya devam edecek..
Cezaevi CenazeEviOlmasın— Esma Böken (@EsmaBken) March 25, 2020