Nazlı Ilıcak yeniden cezaevinde; İşte gerekçe yapılan 2016’daki o köşe yazısı

Gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada “iftira” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Ilıcak, cezanın istinafta onanmasının ardından bugün cezaevine girdi. Nazlı Ilıcak, 2016 yılında yazdığı bir yazı nedeniyle Cumhuriyet Savcısı Orhan Kapıcı’nın şikayeti sonucu yargılanıyordu.

Nazlı Ilıcak, cezanın onanmasının ardından avukatı Kemal Ertuğ Derin’le birlikte bugün Hendek Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu’na gitti. Ancak Ilıcak’a “casusluk” suçundan aldığı ceza nedeniyle denetimli serbestliği bulunduğu için açık cezaevinde kalamayacağı bildirildi. Bunun üzerine Ilıcak, Sakarya 1 No’lu Cezaevi’ne teslim oldu.

T24’e konuşan avukatı Kemal Ertuğ Derin, şunları söyledi:

  • Nazlı Hanım, 2016 yılında Orhan Kapıcı hakkındaki bir yazısı nedeniyle 2021-2022 yıllarında yargılandığı davada 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Ceza istinafta onanınca bunun üzerine bugün cezaevine teslim oldu.
  • Normalde açık cezaevine alınması gerekiyordu. Ancak ‘casusluk’ suçlamasından denetimli serbestliği devam ettiği için kapalı cezaevine girdi, yaklaşın 2-3 hafta kadar kapalı cezaevinde kalması bekleniyor. Ardından açık cezaevine geçerek denetimli serbestlikle ayrılacak.
  • Normalde bu suçun yatarı yok ancak başka bir suçtan denetimli serbestliği olduğu için böyle oldu. Bize Hendek Kadın Açık Kapalı Cezaevi’ne gitmemiz söylendi, bugün kendisiyle Hendek’teki cezaevine gittik, 2-3 gün cezaevinde kalıp çıkacaktı.
  • Fakat daha sonra bize ‘Sizi yanlış sevk etmişler, denetimli serbestliğiniz var’ dediler. Açığa gireceğimizi düşünürken, kapalıya aldılar. Şu an kendisi Sakarya 1 No’lu Cezaevi’nde.

Nazlı Ilıcak’ın tutuklanmasına neden olan 16 Haziran 2016 tarihli yazının ilgili bölümü şöyle:

Hanefi Avcı’nın operasyon beklentisi

Hanefi Avcı, bu defa da “Emniyet’te Milli Damar örgütü var. Herkese iftira atıyor; Cemaatçi ya da KÖZ üyesi diyerek, kendilerinden olmayanın ayağını kaydırıyor” diye ortaya çıktı.

Cemaat’e karşı yürütülen Cadı avının önemli bir unsuruydu Avcı… Hatta, düğmeye ilk basanlardan. Yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalan arkadaşlarını “Cemaat’in kurduğu kumpasın kurbanları” diye nitelendirmişti.

Türkiye’de, hırsız, uğursuz, katil, uyuşturucu kaçakçısı, aklınıza kim gelirse gelsin, kendisini aklamak için muhatabının “Paralel” olduğunu ileri sürüyor; Cemaat kumpasından söz ediyor. Bu çığırı Hanefi Avcı açtı. Zaten onu telaşlandıran husus, “Milli Damar Örgütü”nün Cemaatçilerin üzerine gitmesi değil. Kendisini ve bazı Emniyetçileri, “KÖZ Grubu” içine koyarak, operasyon planlaması.

Peki nedir KÖZ?

Bir zamanlar, Cemaat’in içinde olan ve devletin, Gülen’e alternatif olarak kullanmak istediği Kemalettin Özdemir Grubu. Kemalettin Özdemir, bir dönem, Emniyet bünyesinde kendisine yakın bir grup kurmuştu. Ali Fuat Yılmazer’in iddiasına göre, onunla iş birliği yapan isimler arasında Hanefi Avcı da vardı. (Hanefi Avcı, bu iddiayı kabul etmiyor.) Ama, Savcılığa şikâyetinden anlıyoruz ki, bugün ona kumpas kurmak isteyenler, Avcı’ya “KÖZ üyesi” diyorlar.

Gazeteci Arzu Yıldız’la konuştum. Milli Damar’ın ne olduğunu anlamaya çalıştım. Hanefi Avcı’nın bürokraside yuvalandığını söylediği Milli Damar kimlerden oluşuyordu? Neyi amaçlıyordu? Arzu Yıldız, Avcı’nın savcılığa teslim ettiği kapalı zarfta, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in, Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan’ın, Cumhurbaşkanı’nın yakın korumalarından birinin, Emniyet Personel Dairesi Başkanı Eyüp Kınacı’nın isimlerinin yanı sıra, kayyım atayan, Cemaat’le ilgili soruşturmaları yürüten Orhan Kapıcı, Harun Kodalak, Yunus Süer, Musa Yücel, Serdar Coşkun gibi yargı mensuplarının adlarının da yer aldığını söyledi.

“Niçin Hanefi Avcı birden bire endişeye kapıldı?” diye sorduğumda, Yıldız, bana, “Emniyet kararnamesi yakında yayımlanacak, Emniyet’te derin bir rekabet yaşanıyor, herkes birbirini belirli gruplara ait olmakla suçluyor. Avcı ve ekibi ‘KÖZ mensubu’ diyerek, kendilerine operasyon çekileceğinden endişe ediyorlar” cevabını verdi.

Herkesin bir aidiyet duygusu olabilir. Ama gönül bağlarını işe karıştırmadan görevlerini ifa ederlerse, diyecek bir şey kalmaz. Cadı avı iklimi yarattığınızda ise, şimdi Hanefi Avcı’nın da şikâyet ettiği gibi, yerli yersiz herkes birbirini “şucu, bucu” diye suçlar, rakibinin ayağını kaydırarak, kendisinin ya da bir arkadaşının önünü açmaya çabalar. İşte Türkiye’de yaşanan budur.

Cadı avını başlatan en önemli isimlerden biri Hanefi Avcı’dır. Şimdi ona da, “KÖZ’cü” diyorlarsa, oh olsun!

Milli damar, KÖZ Grubu’na karşı

Hanefi Avcı’nın, avukatı Fidel Okan vasıtasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusundaki iddiaları şöyle özetleyebiliriz:

  • Emniyet içerisinde, eski Nur Cemaati’nden ayrılma ve kendilerini “Milli Damar” diye niteleyen bir grup var. Bu grup, İstihbarat ve Personel birimlerinde özellikle etkili. Sahte ihbar mektupları yazıp, uydurma iddialarla insanları “FETÖ üyesi, Paralel yapı mensubu, KÖZ Grubu” diye damgalıyorlar. Cemaat’le hiçbir ilgisi olmayan kişileri bile “paralelci” ilan ediyorlar ve bir paralel paranoya oluşturuyorlar. Böylece, bir müddet sonra uygulamaya koyacakları daha büyük kumpaslara zemin hazırlıyorlar. Kumpas amaçlı bu ihbar mektupları, gene Milli Damar örgütünün üyesi olan savcılarla paylaşılıyor. Savcılar buna dayanarak dinleme, izleme kararları alıyor. Hedefteki kişiler hakkında bilgi toplanıyor. Bu toplanan bilgilerle kumpasın altyapısı oluşturuluyor. Paralel yapıyı taklit eden ve kendilerine “Milli Damar” diyen bu grup, Emniyet içinde örgütlendi. Paralel yapıyla aynı yöntemleri kullanıyorlar. Aynı şekilde uydurma imzasız mektuplar göndererek soruşturma başlatıyorlar.
  • Milli Damar, devlet hiyerarşisi dışında hiçbir hiyerarşi tanımayan Emniyet mensuplarını tehdit olarak gördüğü için, sözde bir örgüt yaratarak (KÖZ Grubu), Hanefi Avcı ve arkadaşlarını bu örgütün üyesi gibi göstermeye çalışıyor. Milli Damar, aynen Cemaat gibi, grupçuluk, ayrımcılık yapıyor. Emniyetteki makam ve mevkileri ele geçirmeye çalışıyor. Devletin en üst kademeleriyle kurduğu irtibat sayesinde, o makamı da yanıltarak, kandırarak, terör örgütlerine karşı görev yapan dürüst kişileri, “KÖZ Grubu” diye pasivize etmeye başladılar bile. Milli Damar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dost görünüp, devlete ve millete ihanet eden bir çetedir. Tasfiye edilen Cemaat yapılanmasının finans kaynaklarını ele geçirip, yeni bir tehdit ve illegal bir güç oluşturmaktadır. Medyada etkindir. Sözde “Paralelle mücadele” adı altında kişileri ve kurumları itibarsızlaştırıp, Emniyet ve Yargı’daki örgüt mensupları vasıtasıyla, rakip kişilere operasyonlar düzenlemeyi planlamaktadır.

Yukarıda yazılanları özetlemek gerekirse…

Hanefi Avcı, İstihbarat ve Terörle Mücadele Daire Başkanlıkları merkezli, kendisi ve arkadaşlarını hedef alacak bir dizi operasyonun başlatılacağından endişe ediyor. Bu defa da, sanık koltuğuna “Milli Damar” üyelerini oturtuyor.

Bekleyip görelim ve yeni senaryoyu seyredelim: Milli Damar, KÖZ Grubu’na karşı. Belki, Avcı’nın yeni kitabının adı böyle olur.

 

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin