HABER | ERSAN AY – BRÜKSEL TR724
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Afganistan’dan alınması gereken birçok ders olduğunu, Avrupa Birliği (AB)’nin geleceği için stratejik otonominin çok büyük önem teşkil ettiğini söyledi. Michel, AB vatandaşlarının, Afgan çalışanlar ile ailelerinin ülkeden güvenli bir şekilde tahliyesinin şu an için öncelikleri olduğunu, insanların havaalanına güvenli bir şekilde ulaşabilmeleri ile ilgili problemlerin yaşandığını ifade etti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, G-7 liderlerinin ‘Afganistan’ konulu video konferans görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
‘AB ÜZERİNE DÜŞENİ YAPACAK’
Michel ve Loyen, insani yardım ve göç konusunda AB’nin üzerine düşeni yapacağını yineledi. İkilinin yaptığı açıklamaya göre, Avrupa Birliği İran, Pakistan ve Orta Asya ülkeleri olmak üzere bölgedeki aktörlerle iş birliği içinde çalışacak. Kaçakçılar ve insan tacirleri için yeni bir pazar oluşturulmayacak. Sınırlar korunacak ve göç akımları kontrol altında tutulacak.
TALİBAN TANINACAK MI?
Basın toplantısında Afgan halkına destek verebilmek için Taliban ile ilişkilerin bir gereklilik olduğu, fakat bu ilişkilerin ne tür olacağına karar vermek için çok erken olduğunun altı çizildi. Daha önce de yapılan açıklamalara paralel olarak Taliban’ın söylemlerinden ziyade eylemlerinin önemli olduğunun üstünde duruldu.
AB’nin, çıkarlarını ve değerlerini sıkı bir şekilde korumaya devam edeceğini açıklayan Avrupa Konseyi Başkanı Michel, Afganistan’dan dersler alınması gerektiğini ve stratejik otonominin AB’nin geleceği için elzem olduğunu dile getirildi.
ABD Başkanı Joe Biden’in Afganistan’dan çekilme kararını Avrupalı müttefiklerine danışmadan, tek taraflı olarak alması AB içinde şok etkisi yapmıştı. Kasım 2020’de Joe Biden’in başkan olarak seçilmesi Avrupa’da memnuniyetle karşılanmış, Donald Trump’ın başkanlığının sona ermesiyle AB-ABD ilişkilerinin düzeleceği umulmuştu. Bu beklentilerin ardından Joe Biden’in Afganistan kararı AB liderleri için soğuk duş etkisi yaptı. Bu memnuniyetsizlik Charles Michel’in açıklamasına da yansıdı ve AB’nin geleceği için stratejik otonomi vurgusu tekrarlandı.
‘FORUM DÜZENLENMELİ’
Ursula von der Leyen de zirvedeki bütün liderlerin Afgan halkına şartların elverdiği ölçüde yardım etmenin ve destek olmanın ahlaki bir görev olduğu konusunda hemfikir olduğunu aktardı. Afganistan’ı terk etmek zorunda kalan insanlar için küresel işbirliğine ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Başta BM, ABD, Kanada ve AB üyesi ülkelerin bu problemin çözümüne katkıda bulunması gerektiğini ve bunun için bir forum düzenlenebileğini kaydetti.
‘DAHA İYİ BİR İLTİCA ve GÖÇ SİSTEMİ ŞART’
Von der Leyen, AB’nin Afganistan’ın komşuları ve bölgedeki diğer ülkelerle çalışmaya devam edeceğini, uluslararası camianın bu komşu ülkelere ve oralara gitmek zorunda kalan Afganlara destek olmasının gerekli olduğunu sözlerine ekledi.
Afganistan’da yaşanan bu krizin ardından, AB’nin dayanışma ve işbirliğine dayalı işleyen bir göç ve iltica sistemine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Avrupa Komisyonu Başkanı, AB üye ülkeleri ile AB Parlamentosu’na ivedi bir şekilde bu konu üzerinde çalışıp bir anlaşmaya varması çağrısında bulundu.
STRATEJİK OTONOMİ NEDİR?
Stratejik otonomi, AB için özellikle güvenlik ve savunma anlamında ABD’nin korumasına bağlı olmaktan öteye gidip, Avrupa’nın kendi kendine yetebilmesi anlamı taşıyor. Avrupa Birliği’nin stratejik otonomi arayışı ekonomik, politik, güvenlik, ticaret, sağlık ve diğer birçok alanda da birliğin hakimiyetini artırmayı ve mümkün olduğunca diğer aktörlerden bağımsız hareket edebilme kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyor.
Trump döneminde ABD’nin dış politikada AB’deki müttefiklerinden bağımsız hareket etmesi, Avrupa Birliği içinde stratejik otonomi fikrini alevlendirmiş, Almanya şansölyesi Merkel Avrupa’nın kendi kaderini eline almak zorunda olduğunu ifade etmişti.