Futbolun ‘mimarı’ yeşil sahalara veda etti

YORUM | EFE YİĞİT

İtalyan futbolunun son dönemine damga vuran isimlerden Andrea Pirlo, ABD’de sessiz sakin sürdürdüğü futbol kariyerini geçen hafta sonu itibariyle sonlandırdı. Oynadığı futbol ve teknikle buluşturduğu zekâsıyla hücum oyununa yenilikler kazandırmıştı. Uzun kariyeri boyunca sadece futbolla anıldı. İnter, Milan ve Juventus formalarını giyen 4 İtalyan futbolcudan biriydi. Yeşil sahalardan emekli olan efsanenin hayatına göz atalım…

31 YAŞINDA ‘YENİ HEYECAN’ ARAYIŞI

‘Yeni heyecanlar arıyorum’ demişti 10 yıl oynadığı Milan’dan Juventus’a transfer olduğu sezonda. Milan’daki son sezonunda Serie A şampiyonluğu yaşamıştı. Transfer olduğu Juventus ise şike sürecinden ötürü hâlen belini doğrultamamıştı. Üstelik ‘heyecan’ peşinde koştuğunu söyleyen Pirlo da 31 yaşındaydı. Kariyerinin bir anlamda sonbaharındaydı. Ancak çok doğru bir adım atmıştı. Son iki yılda şampiyonluk yarışından uzak kalan Juventus, Pirlo’nun gelişiyle şaha kalktı. 2011-2012 sezonuyla birlikte Juventus’un Serie A’daki şampiyonluk serisi de başlıyordu.

‘Bir oyuncu bu kadar etki eder mi?’ diye sorabilirsiniz. Sonuç ortada. Pirlo, Milan’da Gattuso ile orta sahada kurguladığı oyunu, Juventus’ta Arturo Vidal ve Claudio Marchisio ile birlikte sürdürdü. Sistem oldukça basit işliyordu: Yanında oynayan orta saha oyuncuları mücadeleci ve fiziğe dayalı futbolla Pirlo’ya alan açıyordu, o da aklıyla oyunu yönlendiriyordu. Bu sistem daha başlar başlamaz etkisini gösterdi. Juventus, ilk 16 maçında mağlubiyet yüzü görmeyecekti.

HAYALLERİNİN TAKIMINDA BAŞARILI OLAMADI

Andrea Pirlo, Serie A’daki ilk maçına 16 yaşına girdiği ikinci gün Brescia formasıyla çıkmıştı. Ancak ilk maçında Reggina’ya 2-0 yenildi. 1998’de İnter’e transfer olduğunda büyük hayalleri vardı. İtalya’nın en büyük kulüplerinden birinde oynayacaktı. Odasını yıllarca İnter’in Alman yıldızları Lothar Mattheus ve Jürgen Klinsmann süslemişti. Onlar çoktan emekli olmuştu ama Pirlo, hayallerinin takımındaydı. Ancak 19 yaşında geldiği İnter’de kadroya girmekte zorlanacaktı. İkinci sezonunda Reggina’ya kiralanırken İnter’de 3 sezon boyunca yalnızca 22 maçta forma bulabildi. Buradaki hocası Mircea Lucescu’ydu.

İnter defterini kapattıktan sonraki durağı 2001’de Milan oldu. Burada kısa sürede kimliğini bulacaktı. İlk sezonda 17 maçta forma bulan Pirlo, ikinci yılından itibaren takımın değişmezleri arasında yerini aldı. İnter’de 10 numara pozisyonunda oynayan Pirlo, burada biraz daha geriden oyun kurmaya başladı. 8 numara denilen ve hücuma hazırlayıcı pasları organize eden pozisyonda kendini buldu. Kendi yarı sahasından attığı uzun, öldürücü paslarla tanınmaya başladı. 10 yıllık Milan kariyerinde 2 Serie A şampiyonluğu, 2 kez de Şampiyonlar Ligi ve UEFA Süper Kupası sevinci yaşadı.

FATİH TERİM’İ ‘EN İYİ’ O ANLATMIŞTI

Milan’a ilk geldiğinde yine tanıdık bir hoca vardı yedek kulübesinde: Fatih Terim. Pirlo kaleme aldığı otobiyografisi, ‘I Think Therefore I Play’ (Düşünüyorum, O Halde Oynuyorum) isimli kitapta Terim’le ilgili çarpıcı tespitler yapmıştı. İşte kitaptan birkaç not:

‘Fatih oldukça dikkat çekici ve kurallara alerjisi varmış gibi görünen garip bir insandı. Daha en başından Milan’da uzun süre görev yapamayacağı oldukça belliydi ve kısa bir süre sonra da kovuldu. Terim, Milan’dan önce canının istediği her şeyi yapabildiği, daha düşük profilli takımlarda görev almıştı ama burası Milan’dı. Terim eline bir tebeşir alıp taktik tahtasına 11 daire çizerdi. Tahtadaki her daire sahaya çıkacak bir oyuncuyu temsil ederdi. Ancak konuşmanın ortasında taktik tahtası çizdiği oklardan ve karalamalardan öyle bir hale gelirdi ki, hangi dairenin kimi işaret ettiğini anlamak imkansızlaşırdı. Taktik tahtası, oyuncuları ve mevkileri birbirinden ayırmanın mümkün olmadığı karmakarışık bir hal alırdı.’

DÜNYA KUPASI ELLERİNDE YÜKSELDİ

O artık İtalya futboluna damga vuran bir isimdi. Milan’ın olduğu kadar İtalya milli takımının da değişmezleri arasındaydı. 116 kez giydiği İtalya milli formasıyla 2006 Dünya Kupası’nı kaldırma sevinci yaşayacaktı. Fransa ile oynadıkları 2006 Dünya Kupası finali öncesi tüm günü Playstation oynayarak ve uyuyarak geçirdiğini belirten Pirlo, seri penaltı atışlarında topun başına geçen ilk oyuncuydu. Soğukkanlı bir şekilde penaltıyı atan Pirlo, ‘Derin bir nefes aldım. Tüm İtalyanların arkamda olduğunu bilmenin rahatlığıyla penaltıyı kullandım’ diyecekti.

2011-15 Juventus yıllarında art arda yaşanan 4 şampiyonluktan sonra kariyerinin son yıllarını ABD’de geçirdi. Bir futbolcunun kazanacağı hemen hemen tüm başarıları tattı. Kariyerinde sadece milli takım ile Avrupa Şampiyonluğu bulunmuyor. Juventus’ta arkadaşları onu ‘mimar’ olarak çağırıyordu. Bir mimar titizliğiyle top oynadı. Aklıyla ayaklarına hükmetti. Uzun ara pasları ve frikik vuruşlarıyla hafızalara kazındı. Özel hayatıyla değil futboluyla gündem olup, 38 yaşına kadar futbol resitali sunup, adını futbola damga vuranlar arasına yazdırıp gitti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin