Futbolda vefa arayanın aklına şaşarım!

HABER YORUM | HASAN CÜCÜK

Barcelona formasını 6 yıl boyunca başarıyla terleten Luis Suarez’in takımından kopması hüzünlüydü. Barça tarihine adını altın harflerle yazdıran Suarez, gözden çıkarılmasından sonra durumu kabullenmesinin zor olduğuna işaret ederek, “O günler benim adıma gerçekten çok zordu. Yaşadıklarım nedeniyle ağladım,” diyecekti. Daha önce de örneklerini gördük. Futbolda artık bütçeler, futbolculardan önemli. Vefa çoktandır bir semt adı.

NASIL KIYDIN OĞUZ’LA AYKUT’A?

Türk futbolunun gördüğü en dramatik ayrılığa Fenerbahçe imza atmıştı. 1995-96 sezonunda şampiyonluk ipini göğüsleyen sarı-lacivertli ekibe, kupayı getiren maç unutulmaz Trabzonspor karşılaşması oldu. Ligin sonuna doğru, kıyasıya şampiyonluk rekabetinde olduğu Karadeniz ekibine konuktu. Ev sahibi ekibin ezici üstünlüğü vardı ama maçın 90 dakikası sonunda Fenerbahçe tabelada 2-1 öndeydi. Şampiyonluğu getiren gollerin altında ise iki efsanenin, Aykut Kocaman ve Oğuz Çetin’in imzası vardı.

Maçtan sonra Aykut’un “Trabzonspor’lu arkadaşların üzüntüsünü düşününce fazla sevinemiyorum” minvalinde yaptığı açıklama dönemin başkanı Ali Şen’in öfkesini üzerine çekmişti. Takım şampiyon olmuş, kutlamalar tam gaz sürerken Ali Şen, Oğuz ve Aykut’u çağırıp Cem Uzan’ın takımı İstanbulspor’a sattığını tebliğ ettiğinde ise taraftarın sevincine gölge düştü. Ali Şen, Trabzonspor maçı sonrası yapılan açıklamayı unutmamıştı. “Kulübe 5 milyon Euro kazandırdım” diye savunmaya çalışması, taraftarların nezdinde vefasızlığı aklamaya yetmedi.

DELİ İBRAHİM’İN BURUK VEDASI

Bir başka vefasızlığa da Beşiktaş imza attı. Dile kolay tam 11 yıldır Beşiktaş formasını başarıyla giymişti İbrahim Üzülmez. 11 yılda 9 değişik teknik adamla çalışmıştı. Mevkii sol beke iki elin parmakları kadar oyuncu transfer edilmiş, gelenler ‘yolcu’ olurken, İbrahim Üzülmez ‘hancı’ olarak formasını başarıyla ıslatmıştı. 13 Şubat 2011’de Ankaragücü maçının devre arasında yaşanan kavganın faturası sadece İbrahim Üzülmez’e kesilirken, “Deli İbrahim” sevdiği siyah-beyazlı formaya buruk bir şekilde veda ediyordu.

VEFASIZLIĞIN KİTABINI YAZDI

Avrupa’da vefasızlığın kitabını yazan kulüp açık ara Real Madrid’dir. Eflatun-beyazlı formanın efsane isimlerini bir çırpıda kapı önüne koymak, Real yönetimi için sıradan bir davranış haline geldi. Real Madrid, 2003’te yaşanan şampiyonluk sonrası çifte vefasızlığa imza atacaktı. 1999’da emanetçi olarak koltuğun teslim edildiği isim olan Vicente Del Bosque, sıra dışı bir performans gösterip kalıcı olurken, ikişer kez La Liga ve Şampiyonlar Ligi kupasını kazanma başarısı göstermişti.

Brezilyalı Ronaldo, Zidane, Raul ve Figo gibi dünya starlarını kadrosunda tutan Real Madrid’in defansının efsanesi Fernando Hierro’ydu. Rakip ataklara set olan Hierro, ileri çıktığında ise attığı kafa golleriyle takımına puanlar kazandırmıştı. 13 yıl Real Madrid formasını terletip, kaptanlığa yükselmişti. Daha şampiyonluk kutlamalarının teri soğumadan hem teknik patron Del Bosque hem de kaptan Hierro ile yolların ayrıldığı açıklandı.

Hierro, buruk bir şekilde kulübüne veda etmiş, futbolunun sonbaharında Al Rayyan ile Bolton’da oynadıktan sonra yeşil sahalara el sallamıştı. Del Bosque ise kısa süren Beşiktaş döneminden sonra İspanya Milli Takımı’nı 2010 Dünya Kupası ve Euro 2012’de şampiyonluğa taşıdı. Real Madrid her iki ismin boşluğunu uzun yıllar doldurmada sıkıntı yaşadı.

RAUL VE CASİLLAS GÖZYAŞLARIYLA

2010’da Real Madrid bir başka çifte vefasızlığa imza attı. Tam 16 yıl boyunca takımın formasını terletip, kazanmadık kupa bırakmayan iki efsane Raul ve Guti’nin biletini kesti. İki isim de gözyaşlarıyla veda etti. Raul, Schalke 04 yolunu tutarken, Guti rotasını ülkemize çevirip Beşiktaş’la anlaştı. Son vefasızlığı ise Iker Casillas’ı göndermek oldu. 9 yaşında adımını attığı Real Madrid’de henüz 18 yaşından itibaren kalenin bir numarasıydı. 16 yıl kalesini koruduğu yuvası Real Madrid’den 2015’te gözyaşlarıyla uçup FC Porto yolunu tuttu.

Veda konuşmasını yaparken duygularına hâkim olamayan Casillas, “25 yıl boyunca dünyanın en büyük takımının formasını en iyi şekilde taşımaya çalıştım. Real Madrid formasını ilk kez 9 yaşında giyerek hayallerimi gerçekleştirdiğim gün, dün gibi aklımda. Sizi asla unutmayacağım ve nerede olursam olayım Real Madrid’i desteklemeye devam edeceğim” sözleriyle takımından ayrıldı.

GUARDİOLA’YI DA GÖNDERMİŞLERDİ

Luis Suarez’i gözyaşlarıyla takımdan koparan Barcelona daha önce de takıma büyük katkı veren oyuncularına benzer muamelede bulunmuştu. Josep Guardiola, La Masia’nın yetiştirdiği en önemli yıldızlardan biriydi. Barcelona tarihinin en çok kupa kazanan ismi olan Goardiola, 12 yıl oynadıktan sonra Xavi’ye yer açılması için sorgusuz sualsiz Katalan kulübünden uzaklaştırıldı. Ancak Barcelona yönetimi, Guardiola’nın hakkını yıllar sonra takımı ona teslim ederek ödedi.

Jose Mari Bakero, tıpkı Guardiola gibi uzun yıllar Barcelona’daydı. 97’de giderken gönlü Barcelona’da kalan Bakero, sadece yarım sezon Veracruz’da oynayıp futbolu bıraktı. Albert Ferrer, 10 sene boyunca Barcelona’nın sağ kanadının değişmez ismiydi. 1998’de Barça’dan kopup Chelsea’ye transfer olan Ferrer, Ada’da istediği başarıya ulaşamadı.

XAVİ FUTBOLU BARÇA’DA BIRAKAMADI

Yakın dönemde ise koparılıp atılan isim bir başka efsane Xavi oldu. Barcelona’nın alt yapısı La Masia’dan içeriye adımını attığında 11 yaşındaydı. 1998’den itibaren Barcelona’nın değişmez ismi oldu. Adı ‘bypass’ olarak ünlenen Xavi, orta sahada takımını bir general gibi yönetti. Yüzlerce gol pası verdi, kazanmadığı kupa bırakmadı. 2015’te yuvadan uçarak Katar’ın Al Sadd takımına gitti. 36 yaşındaki yıldız Katalan ekibiyle 24 kupa, İspanya milli takımıyla ise 2 Avrupa Şampiyonluğu, 1 Dünya Kupası kaldırdı. Futbolu Barcelona’da bırakmasına müsaade edilmedi. 

GİANNİNİ’Yİ HATIRLAR MISINIZ?

Dennis Wise için Chelsea bir takımdan çok öteydi. 11 yıl formasını giyip kaptanlığını yaptığı İngiliz temsilcisinden 2001’de koparılan Wise, kariyerinin son 5 yılında 4 değişik takımda görev aldı. Arjantinli Gabriel Batistuta, Mor Menekşe Fiorentina ile özdeşleşmişti. Gol krallığı sevinci yaşadığı kulübü ligden düşürüldüğünde gemiyi terk etmeyen Batistuta, takımını yeniden Serie A’ya çıkarmayı da başarmıştı. 9 yılın teşekkürü ise 2000’de Batistuta’yı Roma’ya göndermek oldu.

Giuseppe Giannini, Roma taraftarının sevgilisiydi. Uzun saçları ve çalımlarıyla dikkat çeken Giannini 16 yıl ter akıttığı takımından 1996’da koparılmıştı. Yıldız futbolcu, S. Graz, Napoli ile Lecce’deki serüveninin ardından kariyerine nokta koyacaktı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin