Fransızların makus talihi dönüyor mu?

HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK

Paris Saint Germain (PSG) Avrupa futbolunun yeni gerçeği olma yolunda önemli bir kilometre taşını geride bıraktı. Hans-Dieter Flick yönetiminde yenilmez armadaya dönüşen Bayern Münih’i Şampiyonlar Ligi dışına itip, adını yarı finale yazdırdı. Geçen yıl finalde kaybettiği son şampiyonu eleyen PSG, Avrupa kupalarında Fransız ekiplerinin makus talihini de değiştirmek istiyor.

GÖÇMEN ÇOCUKLAR

Fransa, mevzu futbol olunca Almanya, İspanya, İtalya ve İngiltere’nin arkasından geldi. Avrupa’nın 5 büyük ligi dendiğinde Fransızlara biçilen rol her daim beşincilikti. Milli takım düzeyinde ev sahipliği yaptığı 1984 Avrupa şampiyonasında kupaya uzandı. Bu başarıda Michel Platini, Jean Tigana ve Alain Giresse’nin payı oldukça yüksekti. Muhteşem üçlüden sonra Fransa milli takım düzeyinde başarıya ulaşması için Zidane ve arkadaşlarını bekleyecekti. “Göçmen gençler” Zidane, Henry, Vieira, Thuram gibi isimler Fransa’yı önce 1998 Dünya Kupası’nda ardından Euro 2000’de zirveye taşıdı. Zidane, futbola veda etmeden önce Fransa’yı bir kez daha 2006 Dünya Kupası’nda finale taşıdı ama Materazzi’ye attığı kafayla gördüğü kırmızı kart kupanın İtalya’ya gitmesinin yolunu açtı. Fransa 2018 Dünya Kupası’nda, yine “göçmen gençler” sayesinde ikinci kez şampiyonluk sevinci yaşadı.

KULÜPLERİN GEÇİCİ BAŞARILARI

Fransızların, Avrupa ve dünya futbolunda milli takım düzeyinde gösterdikleri başarıyı kulüpler düzeyine taşıması pek mümkün olmadı. Kupa 1 olarak tanımlanan Şampiyonlar Ligi’nde Fransız ekiplerinin yüzü sadece bir kez güldü. Şampiyon Kulüpler Kupası’nın format değiştirip Şampiyonlar Ligi adını aldığı 1992-93 sezonunda Marsilya kupayı kazanma başarısını gösterdi. Finalde Milan’ı, Basile Boli’nin golüyle geçti.

1990’lı yıllarda ligi domine eden Marsilya’nın şikeden dolayı cezalandırılmasıyla, Fransız kulüplerinin Şampiyonlar Ligi’nde sıradanlık dönemi başladı. Aradan geçen uzun sürede sadece iki kez adlarını Kupa 1’de finale yazdırabildiler. 2004’te Monaco, 2020’de PSG finale kadar geldi. Monaco’nun kupa hevesine Jose Mourinho’nun FC Porto’su, PSG’nin ise Bayern Münih taş koydu. Kupa Fransızların elinden kayıp gitti.

BİR BAYERN MÜNİH ÇIKARAMADI

Avrupa futbolunun kalbi 1980’li yıllarda İtalya Serie A, 2000’li yılların başında İspanya La Liga ve şimdilerde İngiltere Premier Lig’de atıyor. Ne Almanya Bundesliga ne de Fransa Ligue 1 başrol oyuncusu olabildi. Almanlar, tek bir marka çıkarıp Avrupa futbolunda söz sahibi oldular. Bu marka elbette Bayern Münih’ti. Zaman zaman Borussia Dortmund, Bayern’e eşlik etti. Fransızlar, Bayern ayarında bir takım çıkarmayı başaramadılar. 2000’li yılların başından itibaren üst üste 7 yıl Fransa Ligue 1 şampiyonluğunu yaşayan Lyon, Avrupa’da da benzer bir hâkimiyet kuramadı.

KATAR SERMAYESİ 

Fransa ne lig ne de kulüp kalitesi olarak önündeki liglerle yarışta ben de varım diyebildi. Yıldızını parlatan oyuncular, başta İngiltere, İtalya ve İspanya’nın yolunu tuttu. Fransız kulüpleri, başarıda yarışamadı ama oyuncu satışından ciddi ekonomik kazanç elde ettiler. Özellikle Afrikalı oyuncuların ilk durağı Fransa oldu. Eski sömürgelerden gelen oyuncular, Fransa ligini atlama taşı olarak kullandı. Kaliteli oyuncuları bünyesinde toplayan İspanyol, İtalyan, İngiliz ve Alman kulüpler Avrupa kupalarında başarının adresine dönüştü. Fransızlara ise bu başarıyı gıpta ederek izlemek kaldı. Ta ki 2012 yılına kadar.

Tarihinde sadece iki kez lig şampiyonluğuna ulaşan Paris Saint Germain (PSG), üst sıralara oynayan ama hiçbir zaman kalıcı şekilde ligi domine eden bir takım olmamıştı. 2012’de piyango vuruyordu. Piyangonun adı Katar sermayesiydi. 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olan Katar, imaj için futbola milyarlar yatırdı. PSG’nin de satın alınması bu çalışmanın bir parçasıydı. Muazzam para gücünü arkasına alan PSG, kaliteli oyuncularla donattığı takımla ligde tek hâkimdi artık. PSG sayesinde Ligue 1’e yıldız yağdı. Benzer yoldan Monaco da gitti ama kısa süreli oldu. Ruslar tarafından satın alınan Monaco’nun sahipleri Katarlılar kadar bonkör olamadı.

AVRUPA’DA İLK 5’TE

Kadrosuna dünyanın en pahalı futbolcuları Neymar ve Kylian Mbappe’yi katan PSG, kadro değeri olarak en yakın rakibi Monaco’ya 2,5 kat fark attı. Yıldızların buluşma adresi haline gelen PSG sayesinde Fransızlar, Avrupa kupalarında varlığını hissettirdi. Geçen sezon finale kadar gelmişti. Bu yıl kaldığı yerden devam ettiğini gösterdi. Son 16 turunda önce Barcelona’yı, çeyrek finalde ise Bayern Münih’i eledi. Her iki rakibini de deplasmanda yenme başarısını gösterip, tur biletini ilk maçta cebine koydu.

Neymar ve Mbappe takımın tartışmasız iki büyük yıldızı. Ancak başarının mimarı olarak sadece bu iki ismi görmek haksızlık olur. PSG kadrosu genel olarak kalburüstü isimlerden oluşuyor. Kadro yapısı olarak ligde rakipsizler. Avrupa’da da ilk 5 içine girecek bir kadroya sahipler. Şimdi bu kadronun ve son 8 yılda harcanan yüzlerce milyon Euro’nun meyvelerini toplama zamanı geldi. Barcelona ve Bayern Münih’i geçip bunu ispat ettiler. Şampiyonlar Ligi’nde kupanın sahibi olduklarında Fransızların da makus talihi de değişmiş olacak.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin