Fransa’da Pazar günü yapılan erken genel seçimlerin ilk turunda Marine Le Pen’in partisi Rassemblement National (Ulusal Birlik) tarihi bir sonuç elde etti. Fransız gazeteleri çarpıcı sonuçları manşetlerine tam sayfa taşırken, ikinci tur için yapılan çağrılar dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Avrupa Parlementosu (AP) seçimleri sonuçlarının ardından meclisi feshedip erken seçime gitmesi tüm Fransa’da tepki çekmiş ve kaygı uyandırmıştı. Nitekim ilk turda gelen sonuçlar endişeleri haklı bir şekilde daha da artırırken, 7 Temmuz’da yapılacak ikinci turda aşırı sağa baraj için müzakereler başladı.
Fransa’nın en çok okunan gazetelerinden Le Monde, “Aşırı sağ iktidarın eşiğinde” başlığıyla çıktı. Ana başlığın altında yer alan diğer başlıkta ise “Cumhuriyetçi cephenin sınavı” ifadesi kullanılarak, aşırı sağa karşı ikinci turda verilecek olan mücadeleye dikkat çekildi.
Gazetenin editöryal yazısında, “7 Temmuz Pazar günü ülke sadece bir değişim içinde değil, aynı zamanda devrilme riski altında” denilirken, merkez partilerin de Ulusal Birlik partisine baraj oluşturmak için solun tüm fraksiyonlarının birlik halinde gösterdiği çabayı göstermesi çağrısı yapıldı.
Aynı zamanda, aşırı sağ ve sol ittifakı aynı seviyeye koyan bazı merkez siyasetçiler eleştirildi.
Sola yakınlığı ile bilinen Libération gazetesi 1 Temmuz Pazartesi, “Şoktan sonra blok yapın” manşetiyle çıktı.
Başlığın altındaki yazıda ise, aşırı sağın iktidarın eşiğinde olduğu, birleşik solun direndiği, macronizmin yerlerde süründüğü belirtildi. Gazete, sadece Cumhuriyetçi bir cephenin aşırı sağın önüne geçebileceğini savundu.
L’Humanité gazetesi de “Cephe yapın” başlığıyla aşırı sağa karşı birlikte hareket etme çağrısı yaptı. Sadece Cumhuriyetçi bir cephenin Marine Le Pen’in partisinin iktidar olmasını engelleyebileceğini yazdı.
Le Parisien gazetesi, “Ulusal Birlik iktidarın kapısında” manşetiyle bugün okuyucusunun karşısına çıktı. Gazete, aşırı sağın Meclis’te mutlak çoğunluğu almaya çok yakın olduğunu, sol ve merkez adayların seçim bölgelerinde daha yüksek oy alan aday lehine çekilmeleri gerektiğini vurguladı. Solun ve Başbakan Gabriel Attal’ın da bu yönde hareket etmek istediği ancak bazı merkez siyasi figürlerin buna yanaşmadığı vurgulandı.
Seçim sürecinde polemiklerden uzak kalıp veri temelli yayın yapmayı tercih eden hristiyan çevreye yakın gazete La Croix, “Cumhuriyetçi cephe- seçmek için bir hafta” manşetiyle çıktı.
Manşette yer alan editöryal, Macron’un erken seçime giderken beklediği sonucu alamadığı ve bu durumun kendi kampınını en çok korktuğu pozisyona soktuğunu savundu.
Macron’un “üçüncü sırada gelen adayları geri çekerek tek başına iktidarı ele geçirebilecek bir aşırı sağa karşı yaylım ateşi çağrısı yapmak; ya da geniş bir koalisyon içinde seyreltilmiş olsa bile korkuluk görevi gören Boyun eğmeyen Fransa’nın içinde olduğu sol ittifak karşısında tereddüt etmek” gibi iki tercih arasında kaldığı ifade ediliyor.
Marsilya merkezli La Provence gazetesi ise “Henüz hiçbir şey kesinleşmedi” başlığıyla çıktı.
Cumhuriyetçilere (LR) yakınlığı ile bilinen sağcı Le Figaro gazetesi de “Savaş Bardella ve Mélenchon arasında başlıyor” diyerek Mélenchon’u ön plana çıkarmayı tercih etti.
Le Figaro editöryal yazısında, “RN’nin programı pek çok açıdan endişe verici, ancak madalyonun diğer yüzü de var: antisemitizm, İslami-solculuk, sınıf nefreti, mali histeri… Ne derse desin, LFI’nin egemenliği altında bulunan Yeni Halk Cephesi, aslında ülkenin utancını ve yıkımını tüketecek bir ideolojinin taşıyıcısı. Solun bu feragati kabul etmesi için baskı yaptığı Emmanuel Macron bunu unutmamalı” ifadelerini kullanarak aşırı sağ tehdidine karşı bile sol ittifaka yanaşılmamasını savundu.
