Avrupa Birliği’nin geleceğini yakından ilgilendiren Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bütün tahminler alt üst oldu. Bir ay öncesine kadar kampanya dahi yapmadan Nisan ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin favori adayı olan François Fillon’un hakkındaki yolsuzluk iddiaları siyaseti karıştırdı. Nisan-Mayıs aylarında yapılacak iki turlu seçimler yakın tarihin en sürprize açık seçimi olacak. İktidardaki sol partinin arka arkaya hezimete uğraması nedeniyle sağ parti Cumhuriyetçiler büyük avantaja sahipti. Ancak, önce seçime bağımsız olarak giren eski Sosyalist Finans Bakanı Emmanuel Macron’un anketlerde yükselmesi, sonra Fillon’un adaylığının tehlikeye girmesi seçimlerdeki hesapları karıştırdı.
Siyasiler hakkında yaptığı yolsuzluk haberleriyle tanınan Canard Enchaine gazetesi, geçen hafta sağ parti Cumhuriyetçiler’in cumhurbaşkanı adayı Fillon’un eşine 8 yıl boyunca çalışmadan 500 bin Euro maaş ödediğini yazmıştı. Canard Enchaine, dün yayınlanan sayısında ise Fillon’un eşinin toplam 800 bin Euro ve çocuklarının 85 bin Euro maaşa bağlandığını iddia etti. Ayrıca, Fransız polisi Fillon’un Fransız Milli Meclisi’ndeki odasına baskın düzenledi.
Güya ‘skandallardan uzak aday’dı
Katolik ve eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin aksine yolsuzluk skandallarından uzak bir aday olarak öne çıkan Fillon’la ilgili iddialar bomba etkisi yaptı. Habere göre, Penelope Fillon Fransız Millet Meclisi’ne adımını dahi atmadan aylık 5 bin Euro danışman maaşı almış. Fillon’un milletvekilliği yaptığı 1998-2007 yılları arasında danışmanı olarak maaş alan eşini Meclis’te gören hiç kimse yok. Fillon’un o dönemki çalışma arkadaşları, Penelope Fillon’un hiçbir zaman büroya gelmediğini teyit ediyor. Canard Enchaine gazetesi yarın çıkacak sayısında Fillon’un 1988-90 yılları arasında da eşine maaş bağladığına dair yeni belgeleri ortaya çıkardı. Penelope Fillon’un 2007’de verdiği röportajda hiç bir zaman eşinin asistanı olarak çalışmadığını söylemesi ve maaş bordrolarını gösterememesi sağ adayın şansını azaltıyor.
Sağcı Cumhuriyetçiler partisi yolsuzluk iddialarının zamanlamasına dikkat çekiyor. Fillon ise açıkça iktidardaki Sosyalist Parti’nin kendisine karşı darbe yaptığını iddia etti. Ancak, yolsuzluk iddialarının kaynağının kendi partisindeki muhalifler olduğu iddiaları da geniş yer alıyor.
Partisinin milletvekillerinden kendisini desteklemelerini isteyen Fillon, “Bu saldırı içimizden değil sol iktidardan geliyor. Sakın arkadaşlarımızın kendi içimizdeki çekişmelerden kaynaklı olarak bunu sızdırdığı iddialarına inanmayın” dedi.
Marine Le Pen’in kazanma şansını arttırabilir
İki turlu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı sağcı Marine Le Pen ile ikinci tura kalması beklenen Fillon’un arka arkaya gelen yolsuzluk skandalları nedeniyle adaylığı tehlikeye düştü. Bu iddialar en çok tüm anketlerde birinci sırada görünen Marine Le Pen’in önünü açıyor. Les Echos gazetesinin anketine göre, Marine Le Pen ve bağımsız aday Emmanuel Macron ikinci tura kalıyor. Sosyalistlerin adayı Benoit Hamon ise anketlerde 10 puan yükseliyor. Bu ankete göre bir ay önce tüm anketlerde ilk sırada yer alan Fillon ilk kez bir ankette ikinci tura kalamadı.
Ankete göre, sağın adayının yolsuzluk skandalına bulaşması aşırı sağın ve liberal solun oylarını yüzde 3 oranında artırdı. Marine Le Pen, yüzde 26-27, Emmanuel Macron yüzde 22-23 oranında oy alırken, Fillon yüzde 19-20 civarında kaldı. Anketin bir diğer sürprizi de Benoit Hamon’un 10 puan birden kazanarak yüzde 16-17 seviyesine ulaşması oldu.
Politik kariyeri boyunca 5 yıl başbakanlık, 7 yıl bakanlık, 4 yıl bölge başkanlığı, 5 yıl da Yerel Bölge Konseyi başkanlığı yapan Fillon cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en iddialı adaylarından birisi. Kendisini Fransa’nın Margaret Thatcher’ı olarak tanımlayan Fillon, liberal ekonomik önlemler alınmasını savunuyor.