Foreign Policy: “Bu dava Türk yargısının ne kadar paranoyak olduğunu gösteriyor”

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Türkiye’de tatilde olan NASA çalışanı Serkan Gölge, asılsız bir ihbardan dolayı önce gözaltına alındı, sonra da tutuklandı. Birkaç kez gördüğü eniştesinin kardeşinin ihbarıyla tutuklanan NASA çalışanının ‘cadı avı’ kapsamında yaşadıkları ABD basının yakın takibinde. Gölge’yi daha önce New York Times haber yapmıştı. Şimdi de diplomasi ve uluslararası politika sitesi Foreign Policy, NASA çalışanı Serkan Gölge’nin, Antakya’daki ailesini ziyarete geldiği sırada bir şüphe ve ihbar nedeniyle ‘terör örgütü üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanmasının, Türk yargısının ne kadar paranoyak olduğunu gösterdiğini yazdı.

Makalede, Serkan Gölge’nin ABD’ye ilk olarak 2003 yılında doktora yapmak üzere gittiği 2010 yılında mezun olan Gölge’nin aynı yıl Amerikan vatandaşlığını aldığına dikkat çekildi. 2013 yılından beri de NASA’da uzman bilim adamı olarak çalıştığı ifade edilen Gölge’nin ‘Journal of Applied Physics’ gibi prestijli dergilerde çok sayıda makalesinin yayımlandığına değinildi.

Foreign Policy’de yer alan Lauren Bohn ve Tuğba Tekerek imzalı makalede, 11 aydır tutuklu bulunan Serkan Gölge’nin ve onun ailesinin yaşadıkları şu ifadelerle anlatıldı:

“Serkan Gölge ilk duruşmasında verdiği ifadesinde, “23 Temmuz 2016 tarihinde adi bir iftira yüzünden tutuklanmamış olsaydım, şu anda NASA’daki ofisimde Mars’a insanlı seyahat projesinde çalışmakta olan binlerce bilim adamı ve mühendis arasındaki birkaç Türk’ten birisi olacaktım” dedi.

37 yaşındaki fizikçi Gölge, 11 aydır tutuklu ve tutukluluğunun çoğunu hücre hapsinde geçirdi.

Gölge darbeden sonra tutuklanan 50 bin kişiden birisi… Tutuklananlar arasında çok sayıda gazeteci, diplomat ve insan hakları aktivisti bulunuyor.

17 Nisan’da gerçekleşen ilk duruşmasında 9 ay sonra ailesi ve yakınları onu ilk kez gördü.

Gölge’nin davası, Türkiye’de milliyeçiliğin ve yaygın paranoyanın yükseldiği bir zamanda gerçekleşti. Polis, bir ihbarcıdan, Gölge’nin CIA için çalıştığı ve Gülen hareketinin gizli bir üyesi olduğuna dair bilgi aldı. Gölge’nin eşi Kübra o günü, “O anı tarif edecek bir kelime yok. Sanki korku filminde yaşıyor gibiydik” diye hatırlıyor.

Gölge’nin ailesinin evinde yapılan aramada, kendisini suçlayan bir tek delil bulundu. O da 1 dolarlık banknot. Türk hükûmeti bu delili “FETÖ” üyeliğinin bir delili olarak görüyor. Dünyada 11.7 milyar adet 1 dolarlık banknot bulunuyor.

Polis, 1 doları Gölge’nin erkek kardeşinin odasında, seyahat hatıralarının bulunduğu bir kutunun içinde buldu. Serkan Gölge paranın kendisine ait olmadığını iddia etti. Gölge’nin avukatı paranın polis tarafından yerleştirilmiş olabileceğini söyledi. Ayrıca Gölge, polisin kendisine Amerika’da casusuluk yapması teklifinde bulunduğunu söyledi.

Gölge’nin tutuklanmasından beri Kübra ve iki çocuğu hala Türkiye’de… Ayrılırlarsa tekrar bir daha geri dönemeyeklerinden ve Serkan Gölge’yi bir daha görememekten korkuyorlar.

26 Mayıs’taki duruşmada, Gölge 60 km uzaklıkta bulunan cezaevinden mahkemeye getirilmedi ve video konferans yönetmiyle duruşmaya katıldı.

Yargıçlardan birisinin uyuya kaldığı ilk duruşma öncesinde Gölge kelepçeli bir şekilde bir odada 10 saat tutuldu. Bu yüzden Gölge bu aşağılamayı bir daha yaşamak istememiş.

26 Mayıs’taki duruşma Gölge’nin davasında bir dönüm noktası oldu. Mahkeme, Gölge’yi Gülenci olmakla suçlayan ihbarcı adamı çağırdı. Bu kişi Serkan Gölge’nin eniştesinin kardeşi… Bu kişi Gölge’yi hayatında sadece birkaç defa gördüğünü, kendisini her zaman kıskandığını ve aileyle miras tartışması yaşadığını söyledi. Aynı şahıs mahkeme heyetine, “Hiçbir delilim yok. Sadece şüphelerim var. Çünkü Amerika’da çalışıyor. Onun CIA için çalışıyor olabileceğini düşündüm. Onun bir suçlu olup olmadığını sizin bilmeniz gerekiyor. Ben cumhurbaşkanının ‘devlete yardım edin’ çağrılarını dikkate aldım” dedi. İhbarcının sadece şüphelendiği için ihbarda bulunduğunu kabul etmesine rağmen, mahkeme heyeti masum olduğuna inanmayarak Gölge’nin tutukluluğunun devamına karar verdi.

Şu anda Türkiye’de tutuklu tek ABD vatandaşı Gölge değil. ABD Başkanı Donald Trump 16 Mayıs’ta Erdoğan’la görüşmesi sırasında Türkiye’de tutuklu bulunan papaz Andrew Brunson’ın serbest bırakılmasını talep etti. Ancak Gölge’den bahsetmedi.

Helsinki komisyonunun raporuna göre, Brunson ve Gölge’yle birlikte en az 7 ABD vatandaşı Türkiye’de tutuklu bulunuyor. Amerikan Büyükelçiliği yetkilileri Brunson’ı ziyaret ederken, aynı zamanda bir Türkiye vatandaşı olduğu için Gölge’yi ziyaret edemiyor.

Türkiye’deki son siyasi gelişmeler, Gölge’nin özgürlüğünü kazanmasını daha da zorlaştırabilir. Türkiye’nin Nisan referandumu, Erdoğan’a aralarında yargıya müdahalenin de bulunduğu daha fazla yetki verdi.

Gölge’nin duruşmasına geri dönecek olursak; Ailesi mahkemeden çıkarken yüzlerinde acı çektiklerini gösteren bir ifade vardı. Gölge, video konferans kapanmadan önce gri takım elbisesiyle ayağa kalkmaya çalıştı. Yüzünde anlamsız bir ifade vardı. İki çocuğu anne babasının evinde ve hala anlayamadıkları sorulara cevap bekliyorlar: Babaları ne zaman dönecek? Houston’da evlerinin arka bahçesinde ne zaman oynayacaklar. Eşi Kübra ise mahkeme salonunda ‘Adalet, adalet, adalet’ diye ağladı.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. şu tabloya rağmen halen reis naraları atıp kabede bile siyaset yapmaktan utanmayan türbanlılar sakallılar sarıklılar tarikatçılar nasıl müslüman?! Babasız anasız büyüyen çocuklar, hapiste büyüyen bebeler, sütlerini lağıma sağan analar, burs verdiği için eziyet edilen yaşlı amcalar, kermes yaptı diye aşağılanan yaşlı teyzeler ve daha nice zulümler varken zalimden yana olan sözde müslümanlara yazıklar olsun! Helak olma vakti çoktan geçti bu alçak milletin

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin