15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘almak’ için Marmaris’e gitmekle görevli MAK timinin komutanı olan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in, MİT’e gayri resmi olarak verdiği ifadede, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la ilgili çok önemli ifşaatlarda bulunduğu iddia edildi.
Gazeteci Ahmet Dönmez’in, “Paylaşacağım özel haber yüzde 100 doğru.” diyerek yayınladığı son videosuna göre, kaldığı cezaevinden gizlice çıkarılarak MİT’in Ankara’daki ‘güvenli’ evlerinden birinde sorgulanan Sönmezateş, darbenin 1 numarasının Hulusi Akar olduğunu söylüyor. Ahmet Dönmez’in aktardığı Sönmezateş’in ifadelerine göre, 15 Temmuz’u bizzat organize eden ve görevlendirmeleri yapan isim Hulusi Akar.
Gökhan Şahin Sönmezateş, “Beni Erdoğan’ı almak için görevlendiren de Hulusi Akar’dı. “Evlat sen bu işi halledersin, onu alıp bana getireceksin. Ben ona ne yapacağımı biliyorum!” dedi. Defalarca, “Aman bir sorun çıkmasın, sana güveniyorum.” dedi. 15 Temmuz gecesi de irtibat halindeydik. Aradı ve “Ne oldu, aldınız mı?” dedi. Ben, “Hayır, burada yok.” deyince, “Okluk’a bakın, oradadır.” dedi.” ifadelerini kullanıyor.
Ahmet Dönmez, Gökhan Şahin Sönmezateş’in ifadesinin devletin elinde olduğunu, Erdoğan’ın da bu ifadeden haberinin olduğunu anlatıyor. Eğer bu iddia doğruysa ve Hulusi Akar darbenin planlayıcısı ise hakkında bugüne kadar neden hiç bir dava açılmadığı sorusu cevapsız. Tam aksine, Hulusi Akar genelkurmay başkanlığından Milli Savunma Bakanlığı’na terfi ettirildi. Erdoğan, Akar’ı yanından hiç ayırmadı ve ayırmıyor. Son seçimde de Kayseri’den vekil yaptı. Erdoğan, kendisine darbe yapmak isteyen bir adamı neden koruyor?
Söz konusu ifadeler, Tayyip Erdoğan ve Hulusi Akar’ın 15 Temmuz’u birlikte planladığı yönündeki iddiaları doğruluyor. Hulusi Akar bir taraftan askeri organize edip, diğer taraftan Hizmet Hareketi’ni de işin içinde göstermek için Fethullah Gülen Hocefendi’ye mektup yazıyor… Fethullah Gülen, söz konusu mektuba, “Ben ülkemde kan dökülmesini, demokrasi dışı hiç bir harekete girişilmesini istemiyorum. Katiyen şiddette yokuz.” karşılığını vermişti.
Bu aktarılanlar doğruysa Hulusi Akar ikili oynuyor ve oynadığı oyunun karşılığını da 15 Temmuz sonrası ‘bakan’ yapılarak alıyor.
Ahmet Dönmez’in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
- Paylaşacağım özel haber yüzde 100 doğru. Eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, MİT tarafından kaldığı cezaevinden çıkarılıp sorgulanıyor. Görüşme kayıt altına alınıyor. Sönmezateş’e bazı güvenceler veriliyor. Burada mahkemede söylemediği her şeyi anlatıyor. Burada açık açık Hulusi Akar’ın adını veriyor. Hulusi Akar’ın darbedeki rolünü ifşa ediyor. Akar’ın darbe girişimine nasıl dahil olduğunu, yaptıkları toplantılarda neler konuştuklarını ve burada nasıl görevler verildiğini, Akar’ın kendilerine neler söylediğini detaylı bir şekilde anlatıyor. Bu ifadelerin hepsi devletin elinde, kayıtlı.
- Gökhan Şahin Sözmezateş, 15 Temmuz akşamı İzmir’den Marmaris’e gidip Erdoğan’ı almakla görevli olan MAK timlerinin komutanı. Kendisiyle birlikte hareket eden başka timler de var. Yargılamalarda, “Ben darbe girişiminde bulundum. Fakat oyuna getirildk.” demişti. Eski Binbaşı Şükrü Seymen de benzer itiraflarda bulunmuştu.
- Bu özel sorgu yaklaşık 2 yıl önce, 2021 yılında oluyor. ‘Olayı olduğu gibi anlat, sana ve ailene yardımcı olacağız’ diyorlar. Söyleyeceği şeylerin mahkeme dosyalarına girmeyeceği garantisini veriyorlar. Cezaevinden gözü bağlı olarak cezaevinden çıkarılıyor. MİT’in ‘güvenli’ evlerinden birine götürülüyor. Orada kendisini hem MİT, hem Emniyet İstihbarat’tan polisler bekliyor.
- Bana gelen bilgilere göre burada Gökhan Şahin Sönmezateş, ’emri’ Hulusi Akar’dan aldığını net olarak söylüyor. Akar’la görüşmenin darbeden bir hafta önce olduğunu anlatıyor. “Biz darbeden önce Hulusi paşayla bir araya geldik. Bize darbeyi tebliğ etti. 15 Temmuz gcesi kendisinin komutasında darbe olacağını söyledi. Bize de görevler yükledi.
- Bana ‘evlat’ der. Bana ‘Evlat sen bu işi halledersin, Tayyip’i sen alacaksın’ dedi. ‘Bak evlat, tamam mı, tamam mı? Bak sorun olmasın’ dedi. Defalarca… “Onu (Erdoğan’ı) alıp bana getireceksin. Onunla özel olarak ilgileneceğim. Ben ona ne yapacağımı bilirim.” dedi.
- Ben de kendisine ‘Emredersiniz komutanım’ dedim. ‘Darbe gecesi benden haber bekleyin’ dedi. 15 Temmuz günü de irtibat halindeydik. Akşam hareketlilik başladıktan sonra da konuştuk. Biz Marmaris’e Cumhurbaşkanı’nı almaya gittikten sonra da konuştuk. ‘Aldın mı, ne yaptınız’ dedi. ‘Yoktu, bulamadık’ dedim. ‘Okluk’a bakın, oraya gitmiş olabilir’ dedi. Sonra irtibatımız koptu.
- Bu tutanak dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da gönderiliyor. Soylu bunu Hulusi Akar’a karşı kullanmaya başlıyor.
Bu puzzle’ın sadece bir parçası.
15 Temmuz’un hemen sonrasında ortaya çıkmıştı ki, 14 Temmuz’u 15 Temmuz’a bağlayan gece Akar Fidan ile başbaşa 6 saatlik bir görüşme gerçekleştiriyor. 15 Temmuz günü de Fidan öğleden sonra Akar’ın yanına geçiyor, yine saatlerce birlikteler ve Fidan GenKurBaşkanlığından ayrıldıktan sadece dakikalar sonra harekat başlıyor. Şu halde Fidan bu işin neresinde?
Fidan’ın da bir şekilde işin içinde olduğu ortada iken, Sönmezateş’in MİT’te sorguya alınması ne ifade ediyor?
Doğrudan CB’ye bağlı birisi olan Fidan’ın gün boyunca CB ile hiç görüşmemiş olması bize ne anlatıyor?
Darbenin uygulamaya geçebilmesi açıkça bir ‘istihbarat başarısızlığı’, GenKurBaşkanının rehin alınması bir ‘yönetim başarısızlığı’ iken, bu iki zatın “dereyi geçerken at değiştirilmez” denilerek görevleri başında bırakılması ne anlama geliyor? Dahası, ortada böylesi vahim bir olay var iken CB, bu iki zattan en kısa sürede bilgi almak yerine, niçin bir hafta sonraki olağan görüşme tarihine kadar bunlarla hiç bir araya bile gelmiyor?
Aklımda deli sorular…