TR724 ÖZEL | Filistin Ulusal Girişim Hareketi Lideri Berguti: Türkiye, İsrail ile ilişkilerini sürdürüyor

Filistin Ulusal Girişim Hareketi Lideri Berguti

TÜRKMEN TERZİ | JOHANNESBURG TR724

Filistin Ulusal Girişim Hareketi lideri Mustafa Berguti, Erdoğan hükümetine, İsrail ile olan siyasi, ticari, diplomatik ve askeri bütün ilişkileri sonlandırması çağrısında bulundu. Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde düzenlenen “Filistin için Global Apartheid Karşıtı Konferans”ta TR724’e konuşan Berguti, Türkiye ve Arap ülkelerini halen İsrail’i tam boykot etmemekle eleştirirken, Güney Afrika hükümetini Gazzelilerin yanında durduğu için övdü.

Amerika’da yaşayan ve uluslararası kanallarda Filistin davasını ateşli savunmaları ile son zamanlarda öne çıkan Dr. Berguti, Johannesburg’taki 3 gün süren ve Türkiye’nin eski başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı program hakkında şu detayları verdi: “Bu toplantının çok önemli olduğunu düşünüyorum ve bu toplantıya ev sahipliği yaptığı için Güney Afrika’ya teşekkür ediyoruz. Burada bahsettiğimiz şey, Filistin’de İsrail Apartheid’ına karşı küresel bir Apartheid karşıtı hareketin oluşturulmasıdır. Bana göre bu tarihi bir an çünkü bu, Güney Afrika’daki Apartheid (beyazların üstünlüğüne dayanan ırkçı yönetim) sistemini çökerten apartheid karşıtı hareketin bir nevi tekrarına yol açacak. Burada bahsettiğimiz şey belki daha karmaşık bir durumdur çünkü biz Filistinliler sadece işgalden ve Apartheid’dan değil, aynı zamanda korkunç yerleşimci sömürge sisteminden de acı çekiyoruz. Bu konferansın, bu toplantının güçlü bir Apartheid karşıtı hareketin yaratılmasının kıvılcımı olmasını umuyoruz. Bu, Filistin’e özgürlük ve adaletin getirilmesine yardımcı olacaktır”.

Berguti, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekim saldırısından sonra İsrail ile ticareti artırdığı için çok büyük eleştiriler aldı, Türkiye’nin İsrail politikası hakkında ne söylemek istersiniz? sorusuna şöyle cevap verdi: “Ben Türkiye’nin ve tüm Müslüman ve Arap ülkelerinin de aynı şeyi yapması gerektiğini düşünüyorum; bu da İsrail’i topyekun ve tam boykot etmektir. Ekonomik ilişkilerin, istihbarat ilişkilerinin, askeri ilişkilerin, her türlü ilişkinin topyekûn ve tam boykot edilmesi. Türkiye’de son dönemde yapılan seçimlerden sonra Türkiye’nin (İsrail’I boykot adına) birkaç adım attığını biliyorum. Bu iyi, ama daha fazlasına ihtiyacımız var ve gerçekten tüm İslam ve Arap ülkelerinin çabasına ihtiyacımız var. Uzun zaman önce Suudi Arabistan’da biraraya gelmişlerdi. İnsani yardım uygulayacaklarını açıkladılar ama bu yapılmadı. Bu yüzden hepsinin bir araya gelip ortak karar alma zamanının geldiğini düşünüyorum ve Türkiye, İsrail’e karşı bu soykırımı durdurana kadar tam ve topyekün boykot ilan ederek bunda önemli bir rol oynamalı.”

Filistin Öğrenci Aktivizmi Derneği’nin kurucusu Dr. Yahya Abu Seido: Türkiye’den daha fazla icraat bekliyoruz

İngiltere üniversitelerinde Filistin için öğrenci hareketlerini organize eden Filistin Öğrenci Aktivizmi Derneği’nin kurucusu Dr. Yahya Abu Seido, TR724’e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin İsrail’i sert bir dille eleştirmesinin takdirle karşılandığını ama Türk hükümetinden Filistinliler için daha fazla eylem beklediklerini ifade etti.

Filistin Öğrenci Aktivizmi Derneği’nin kurucusu Dr. Yahya Abu Seido

Filistin için öğrenci eylemleri organize ettiği için üniversitedeki görevini kaybeden Dr. Abu Seido şu ayrıntıları paylaştı: “Ben Filistin Öğrenci Aktivizmi Derneği’nin kurucusuyum. Bu, Birleşik Krallık’taki Filistinlileri, öğrencileri veya Filistin yanlısı toplulukları aktivizmleriyle desteklemek amacıyla son birkaç yılda kurduğumuz bir organizasyondur. Şu anda Birleşik Krallık’ta her üniversitede kontrol edilemeyen bir yangın gibi yayılan bir sürü protesto kampları var. Şu anda 20 kamptayız ve hâlâ sayımız artıyor. Muhtemelen önümüzdeki hafta birkaç tane daha olacak. Birleşik Krallık İsrail’in kurulmasına yardımcı olmuştur. Bu nedenle Birleşik Krallık’ta Filistin yanlısı güçlü bir aktivist ağının olması son derece önemlidir. Öğrenciler üniversitelerinden İsrail ile bağlarını kesmelerini ve akademik boykota katılmalarını talep ederken, aynı zamanda İsrail tarafından tamamen yok edilen eğitim sisteminin yeniden inşası için de mücadele ediyorlar”.

Dr. Seido şöyle devam etti: “Birleşik Krallık’taki deneyimlerime dayanarak, özellikle son altı ayda İsrail’in soykırım yaptığını çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu düşünüyorum. ve sanırım, ortalama olarak çoğu İngiliz bunun farkında ve olup bitenlerden çok rahatsız oluyor. Şimdi atılacak tek adım, İngiliz halkını harekete geçirmek ve Filistin halkına yönelik soykırıma suç ortağı olmayı bırakması için hükümetlerine baskı yapmalarını sağlamaktır.”

Siyonistlerin de boş durmadığını, Filistin aleyhine bir sürü lobicilik yaptıklarını ve geçtiğimiz altı ay boyunca, Filistin Öğrenci Aktivizmi Derneği olarak üniversite yönetimleri tarafından uzaklaştırma cezasıyla karşı karşıya kalan veya soruşturmalara ve disiplin süreçlerine giren Filistinli öğrencilere veya Filistin yanlısı öğrencilere destek olmaya yardımcı olduklarını belirten Seido, bir çok davayı kazandıklarını ve öğrencileri geri eğitimlerine döndürmeyi başardıklarını ifade etti.

İsrail’e karşı mücadelenin ilk kıvılcımı Güney Afrika’dan başladı

Özellikle farklı ülkelerin iç politikaları hakkında yorum yapmayı sevmediğini ifade eden Dr. Seido, “Arap ve Müslüman dünyası hakkında Filistinlilerin genel olarak hayal kırıklığına uğradığını söyleyeceğim. Türkiye, İsrail’in suçlarına karşı sesini yükseltiyor ancak aynı zamanda daha fazla eyleme ihtiyaç var.” dedi.

Batı’dan, Doğu’dan, Orta Doğu’dan, Afrika’ya kadar dünyanın her yerinden Filistin için eyleme geçilmesi gerektiğini ifade eden genç aktivist ve akademisyen Seido, Güney Afrika hükümetinin öncülüğünde İsrail Apartheid’ına karşı düzenlenen küresel bir konferansın çok yerinde olduğunu, Güney Afrika’nın beyazlara karşı mücadelesini örnek alacaklarını, tekerleği yeniden icad etmeye gerek olmadığını ifade etti: ”Güney Afrika’daki apartheid rejimini yıkmak için kullanılan yöntemleri takip edebiliriz. Aynı sistemleri ve aynı stratejileri Filistin’in özgürlük mücadelesinde de kullanabiliriz. Ve biz bunun için buradayız. Birbirimizden öğrenmek ve özgür bir Filistin için birlikte çalışmak için buradayız.”

Davutoğlu oturma krizi yaşadı

Güney Afrika Devlet Televizyonu SABC’ye röportaj veren eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, organizesi çok uzun zaman alan konferansa sadece iki hafta önce davetiye aldığını ve Güney Afrika hükümetine teşekkür etmek için Johannesburg’a geldiğini ifade etti.

İsmini açıklamak istemeyen, Filistin’e destek programının organizatörlerinden bir yetkili TR724’e yaptığı açıklamada, Davutoğlu ve eşinin Güney Afrika Dışişleri Bakanı Dr. Naledi Pandor’un yanına oturmak istediğini ama protokol gereği Pandor’un yanına Dr. Mustafa Berguti’yi oturttukları için Davutoğlu’nun ekibi ile kriz yaşadıklarını anlattı.

SABC’nin “Müslüman ülkeleri Uluslararası Adalet Divanı’nda Güney Afrika’yı neden desteklemiyorlar” sorusuna ise kaçamak cevaplar vererek, ısrarla Güney Afrika hükümetine övgüler yağdırdı ve soruyu cevaplamaktan kaçındı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin