Bir yılı geçti, Erdoğan Türkiye’nin yönetim sisteminin fiili olarak değişmiş olduğunu söyleyeli. Hatırlarsanız o zaman, ‘Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun Anayasal olarak kesinleştirilmesidir,’ demişti. Geçen gün Mehmet Y. Yılmaz’ın ‘AKP’nin Noel Babası gibi,’ dediği Devlet Bahçeli, Erdoğan madem başkanlık hayallerinden vazgeçmiyor, e o zaman bize düşen bu fiili durumu bir referandumla yasallaştırmaktır çıkışını yaptı. Fıtratı itibarıyla pek de konu mankeni olmayı sevmeyen ve yavaş yavaş kendi iktidar alanını oluşturmaya çalışan Başbakan Binali Yıldırım için bu pas o kadar güzel verilmişti ki, golün aslında kendi kalesine girmekte olduğunu göre göre yüklendi topa: ‘Bahçeli’nin çağrısını aynen kabul ediyoruz.’
Bu şartlarda ‘fiili durum var mıydı yok muydu’ tartışmasına girilmesi komik bir şeydir. Ama o da oldu işte. CHP ‘Bitmiş olan bir tartışma, neden yeniden alevlendiriliyor?’ diye sordu; MHP, ‘PKK’nın don lastiği!’ diye cevap verdi. AKP’nin anayasal suç işlemekte olduğunu ilandan sorumlu bakanı Bekir Bozdağ da ‘İstediğiniz kadar yok deyin, fiili başkanlık var!’ diye haykırdı…
Doğrudur, fiili bir başkanlık durumu vardır. Ama memlekette başka bir dizi fiili durum vardır ve bu fiili durumların tamamına anayasal bir zemin bulmaya kalkışmak, ülkeyi Erdoğan’ın kafasındaki Çatladıkapı Muhtarlığından daha berbat hale getirir. [Sorumluluk Reddi: Çatladıkapı, Fatih semtimizin güzide bir mahallesidir. Muhtarının cemaatimizle uzaktan yakından bir alakası yoktur. Kendisine, makamı nezdinde yapılmış olan bu hakareti teessüfle karşılıyoruz.]
Söz gelimi, Güneydoğu’muzun pek çok yerinde fiili olarak devlet yoktur. İstanbul gibi metropollerde bile polisin fiili olarak giremediği mahalleler vardır. Türkiye’mizin fiili olarak bir sürü faili meçhulü vardır. Sedat Peker fiili bir realitemizdir. Fiili durumda çocuk evlilikleri de var, çok eşlilik de var, muta da var, zina da var, var oğlu var… Devletimiz fiili olarak laik değil. Fiili durumda devletin bir dini hatta mezhebi vardır. Devletimiz Sünni Hanefi Müslümandır. Devlet kurumları fiili olarak cemaatler arasında paylaştırılmış ve zirve kadrolar da imam hatip mezunlarının istilasına uğramıştır. Rizelilik fiili olarak işe alımlarda tercih sebebi haline gelmiştir. Fiili olarak Reis hakkındaki görüşlerinize göre öğretmen olursunuz veya olmazsınız; müdür olursunuz veya olamazsınız… Fiili durum budur.
Fiili olarak ülkemizin başbakanı da anlamsız bir varlıktır, bakanları da anlamsız ve gereksizdirler… Hele dışişleri bakanının, fiili olarak işi, Erdoğan’ın dış politika konularında rahat hareket edebilmesi için minimum ortalıkta görünmek ve minimum konuşmaktır. Her konuşan bakanın ertesi gün Erdoğan tarafından kontrpiyede bırakılabileceği düşünüldüğünde, bu tavır en akıllıca fiildir zaten.
Fiili olarak mahkemelerimiz de anlamsız ve gereksizdir. Muhalefet partilerimizin de fiilen yapabildikleri bir şey yoktur. Zaten Hayrettin Hocamızın fetvasında ‘Partiler, Batılı demokrasi uygulamasının başımıza bela ettiği kuruluşlardır,’ demiş ve bu fiili durumun altını çizmiştir. Erdoğan, nasıl hukukçu olunacağı konusunda kendisinden ders alan hakim ve savcı adaylarına, HSYK seçimlerinde oy kullanmalarının fiili bir rahatsızlığa sebebiyet verdiğini anlatıyordu geçen gün. Yani atamalarınızı yapacak kişileri kendi başınıza seçmeniz fiilen sakıncalı demeye getiriyordu… Böyle fiili durumlar da var…
Bir de nicedir fiili olarak olsalar da bir türlü yasal zemin bulamayan olgular var memleketimizde… Doğu’da binin üzerinde, batıda bine yakın medrese fiili olarak çalışıyor mesela… Cemevleri fiili olarak varlıklarını hep sürdürdüler. Ama gelin şu fiili duruma bir ad koyalım denildiğinde kimse yanaşmadı.
İnsanlık tarihi fiili durumu kabullenen ve hatta bunu norm olarak benimseyen silik karakterlerle, fiili duruma baş kaldıran, fiili durumu değiştirmek için mücadele eden kahramanların paradoksal birlikteliğinin tarihidir. Bütün peygamberler, bütün büyük kanaat önderleri, bütün devrimciler, bütün reformcular, bütün lider insanlar bu ikinci kategoride olan, fiili duruma boyun eğmeyen insanlardır.
Fakat başkaldırının da ön şartı fiili durumu tespit etmektir. Ve evet, Türkiye’mizde fiili bir başkanlık sistemi, fiili bir dikta yönetimi, fiilen uygulamaya konulmuş bir soykırım projesi vardır…