15 Temmuz darbe girişiminin ardından kendisi ve sevenleri hakkında ‘terör’ ithamıyla binlerce soruşturma açılan ve tutuklamalar yapılan Fethullah Gülen, ABD’de yayın yapan Politico dergisine verdiği röportajda, Hizmet Hareketi’ne yönelik iddiaları cevapladı. Politico’dan Nahal Toosi kaleme aldığı röportaj, “Hiçbir pişmanlığım yok.” başlığı ile soru-cevap şeklinde ve uzmanlardan yorumlarla birlikte, “Din adamı, darbe ve komplo” başlığıyla makale olarak da yayınlandı.
Recep Tayyip Erdoğan’la bir dönem dost ve müttefik oldukları yönündeki yorumlara karşılık Gülen, hiçbir zaman yakın olmadıklarını, iki ya da üç kez ve her defasında seçimler öncesinde görüştüklerini ve başkanlık rejimine karşı çıkışı sebebiyle Erdoğan’la yollarının ayrıldığını aktardı. Türkiye’deki Hizmet mensuplarının ve medyasının hükümeti desteklediğini aktaran Fethullah Gülen, “Eğer bu taleplere uyup biat etseydik, şimdi Türkiye hükümetiyle aramız iyi olurdu.” dedi.
ABD ya da Fransa türü, denetleme mekanizmaları olan bir başkanlık sistemini destekleyebileceğini belirten Fethullah Gülen, Erdoğan’ın önerisinin sultanlık rejimine yakın bir şey olduğunu aktardı. Gülen, kendisine ve Hizmet Hareketi’ne başkanlık sistemini destekleme yönünde baskılar olduğunu açıkladı: “Fakat reddettik ve üç yıldır gazaba uğruyoruz. Buna bağımsızlığın bedeli de denebilir.”
YASADIŞI DAVRANANLAR SONUÇLARINA KATLANMALI
Türkiye’de 30 yıla yakın vaaz verdiğini ve 70’ten fazla kitap yayınladığını aktaran Gülen, “Türkiye hükümeti içinde, görüşlerimi benimsemeyenler olduğu gibi, görüşlerimin bir kısmını paylaşan insanlar olması doğaldır.” sözlerini kullandı. Fethullah Gülen ayrıca, darbe iddialarıyla ilgili sorulara şöyle cevap verdi: “Benim öğretim daima hukuk dairesinde ve etik şekilde hareket etmektir. Eğer benim çalışmalarımı takip eden biri yasa dışı ya da etik dışı davrandıysa ya da üstlerinin hukuk çerçevesindeki emirlerine itaatsizlik ettiyse, bu benim öğretime ihanettir ve bu kişilerin soruşturulması ve yaptıklarının sonuçlarına katlanmasını tamamen destekliyorum.”
REJİMİN SORUNU
Fethullah Gülen, devlette kadrolaşma iddialarını ise şöyle yorumladı: “Devlet kurumlarında çalışman, gereken nitelikleri taşıyan her Türk vatandaşının anayasal hakkıdır. Kanıt olmadan herhangi birini menfur emeller güçmekle suçlamak, karalamadır. Eğer insanlar başlarına bir şey geleceği endişesiyle kimliklerini açıklamaktan korkuyorsa, bu onların değil rejimin sorunudur.”
Politico muhabirinin Hizmet Hareketi’nin Türkiye’deki geleceği hakkındaki soruya da Fethullah Gülen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hareketin bütün kurumlarını silmeye ve yenilerinin kurulmasını engellemeye kararlı göründüğü cevabını verdi. Ayrıca, bunun Türkiye anayasası ve Türkiye’nin taraf olduğu tüm uluslararası anlaşmaların ihlali olduğunun altını çizdi. Gülen ayrıca, “Fakat dünya liderleri bu cadı avını durdurmak için etkili önlemler almadığı sürece Türkiye’de cumhurbaşkanını durduracak bir iç dinamik yok.” sözlerini kullandı.
BİLETİMİ ALIR, GÖZÜMÜ KIRPMADAN GİDERİM
Son günlerde Türkiye ile ABD arasında Fethullah Gülen’in iadesi konusunda yürütülen diplomasiye de değinen Politico muhabiri, ABD’nin iade kararı alması durumunda ne yapacağı sorusunu da yöneltti. Fethullah Gülen şu açıklamada bulundu: “Pek muhtemel olmasa da eğer siyasi temellerde sınır dışı edilmeme karar verilirse, beni zorla göndermelerine gerek olmaz. Ben kendi biletimi alır, gözümü kırpmadan kendi isteğimle giderim.”
Politico’nun yazılı olarak gerçekleştirdiği mülakatta, ayrıca Gülen’in ve Hizmet Hareketi’nin şu an dillendirilen iddialarla, 1990’larda da, zamanın seküler güçleri tarafından maruz kaldığı vurgulanıyor.