YORUM | HASAN CÜCÜK
Fenerbahçe, Ali Koç döneminde yaptığı onlarca transferle dikkat çekti. Her sezon adeta yeni bir takım kuracak kadar oyuncu alındı. Gelenler kadar, gidenler de çok sayıda oldu. Her mevkiye onlarca oyuncu alınırken, kalede kısmen istikrar sağlandı. Kısmen diyorum, zira Fenerbahçe Engin İpekoğlu ve Rüştü Reçber’le başlayıp, Volkan Demirel ile devam eden uzun bir süreçte kalede sıkıntı yaşamadı. Sadece sarı lacivertli kaleyi korumadılar. Milli Takımın da bir numarası oldular. Volkan Demirel’in son dönemiyle birlikte Fenerbahçe’nin kaleci sorunu başladı. Ezeli rakip Galatasaray, Fernando Muslera sayesinde kaleden emin olurken, Fenerbahçe bir numarayı bulmada sıkıntı yaşadı. Kalede istikrar için uzun bir aradan sonra bir numaralı forma yabancıya teslim edilmeye hazırlanılıyor.
Fenerbahçe’nin şu sıralar en önemli gündemini kaleci oluşturuyor. Ligde ikide iki yapan sarı-lacivertliler, iki maça iki farklı isimle çıktı. Sezonun açılış maçında kaleyi Altay Barındır korurken, Samsunspor deplasmanında İsmail Kartal formayı İrfan Can Eğribayat’a teslim etti. Fenerbahçe’nin bir numarası Altay’ın son yıllarda güven vermeyen bir görüntüsü vardı. Gaziantep FK karşısında yediği hatalı golün yanı sıra tribünlerin tepkisi yönetimi kaleci transferine mecbur ediyordu. Altay’la devam edilmesi durumunda, yediği hatalı goller taraftarla arasını daha da açacaktı. Performansı düşecek bir Altay’a şampiyonluk yolunda tahammül mümkün olmayacaktı. İrfan Can Eğribayat formayı kaptığında başarılı kurtarışlara imza atmıştı ancak uzun lig ve Avrupa maratonunda tecrübeli bir isme ihtiyaç vardı.
Fenerbahçe’nin gündemindeki bir numaralı isim Hırvat file bekçisi Dominik Livakovic’ti. 2022 Dünya Kupası’na damga vuran isimlerden biri oldu. Hırvatistan yarı finale kadar gelirken, 6 maçta da kalede Livakovic vardı. Livakovic çeyrek finalde karşılaştıkları Brezilya karşısında adeta yıldızlaştı. Dinamo Zagreb’in isimsiz kalecisi olarak Katar’a gelen Livakovic, Brezilya karşısında tam 11 kurtarış yaptı. Penaltılarda ülkesi Hırvatistan’ı yarı finale taşıyan isimdi. Spor yolculuğuna basketçi olarak başlayıp, yoluna futbolla devam eden Livakovic’in tercihi uzun boyu ve çevikliğinden dolayı kale olacaktı. Dünya Kupası boyunca sayısız kurtarışlarına 4 de penaltı ekleyen Livakovic için takım arkadaşı Dejan Lovren ‘Antrenmanlardaki penaltı çalışmalarında tamamına yakınını kurtarıp moralimizi bozuyor’ diyecekti.
Altay Bayındır son iki sezonda sık sık sakatlıklar yaşadı. Birçok maçta takımını yalnız bırakırken, bazı maçlardaki performansı tartışıldı. Sezonun bitimiyle birlikte Fenerbahçe, kaleye bir numara aradığını yüksek sesle ilan etti. Altay, ya ayrılacak ya da kalıp kalenin sahibi olmak için savaşacaktı. Geçen yıl kiralık oynayan İrfan Can Eğribayat’ın bonservisinin alınması bir anlamda Altay’ın tamamen gözden çıkarıldığının işaretiydi. İlk günden itibaren gündemdeki tek isim Dominik Livakovic oldu. Hırvat kalecinin taliplisi çoktu. Dünya Kupası sonrası Bayern Münih sakatlanıp sezonu kapatan Manuel Neuer’in yerine Livakovic’i istemiş, ancak transfer gerçekleşmemişti. Livakovic’le her konuda anlaşan Fenerbahçe, Dinamo Zagreb engeline takıldı. Şampiyonlar Ligi gruplarına kalma hesaplarını yapan Dinamo Zagreb tecrübeli kaleciyi hedefe ulaşıncaya kadar bırakmaya pek niyetli değildi.
Ön eleme 3. turda AEK Atina’ya elenmesiyle, Livakovic’in Fenerbahçe yolu sonuna kadar açıldı. Gözden çıkarılan Altay’a ise futbolun devlerinden Manchester United talip oldu. Altay sağlık kontrollerinden geçmek için Türkiye’den ayrılırken, Livakovic’in bugün (Çarşamba) İstanbul’a gelmesi bekleniyor. ManU, Altay’a 7 milyon Euro bonservis ödeyecek. 25 yaşındaki milli file bekçisi 2019 yılında Fenerbahçe’ye 1,5 milyon Euro’ya Ankaragücü’nden transfer olmuştu. Altay Bayındır, sarı lacivertli formayı toplamda 141 kez giydi ve 42 maçta kalesinde gol görmedi. Fenerbahçe ise Livakovic için Dinamo Zagreb’e 10 milyon Euro ödeyecek. Hırvat kaleci imzayı attığında Süper Lig tarihinin en pahalı kalecisi olacak. Livakovic 45 maçta Hırvatistan kalesini korudu.
Fenerbahçe 1988’de kadrosuna Almanların dünyaca ünlü kalecisi Toni Schumacher’i kattı. İlk sezonunda şampiyonluk yaşayan Schumacher, tarihi 103 gollük şampiyonluk yılında 14 maçta kalesini gole kapattı. Schumacher sonrası sarı-lacivertliler 1992’de Engin İpekoğlu’nu kadrosuna kattı. Beşiktaş’tan transfer edilen Engin İpekoğlu’nun tartışmasız konumu kadroya 1994’te katılan Rüştü Reçber sonrası sarsıldı. Sezonun son bölümünde ayağının kırılmasıyla formayı Rüştü’ye bıraktı. 1995-96 sezonundan itibaren kalenin bir numarası artık Rüştü Reçber’di. Türkiye’nin gördüğü en iyi kalecilerden biri olan Rüştü, bir yıllık Barcelona macerası dışında 2006’ya kadar kadroda yer buldu. Rüştü’nün bir numaralı rakibi 2002’de kadroya katılan Volkan Demirel oldu.
Volkan Demirel’in bir numara olması uzun bir yoldan geçti. Önce Rüştü’nün gölgesinde kaldı. Ardından Serdar Kulbilge, Recep Bilir ve Volkan Babacan’la bir numaralı forma için rekabet etti. 2007-08 sezonundan itibaren bir numaralı formada ilk tercih oldu. 2017’de kadrodaki yeri sarsılan Volkan Demirel önce Carlos Kameni ardından Harun Tekin’le forma mücadelesi verdi. Volkan Demirel sonrası kalenin bir numarası olması beklenen Harun Tekin, 2019’da Altay Bayındır’ın transfer edilmesiyle gözden düştü. Son 4 sezonda Altay bir numaralı formayı en çok giyen isim oldu. Büyük umutlarla Altınordu’dan transfer edilen Berke Özer bekleneni vermedi. Geçen sezon ise Atay’ın rakibi İrfan Can oldu. Volkan Demirel sonrası kalede istikrar bir türlü sağlanmadı. Şimdi uzun bir aradan sonra kale yabancıya emanet edilecek. Kısa süreli Robert Enke, Carlos Kameni ve Fabiano gibi isimler geldi ancak hiçbiri bir numara olmamıştı.
10 yıldır şampiyon olamayan Fenerbahçe’nin beğenmediği kalecinin, dünyanın en iyi ligi olarak kabul edilen Premier Lig’in en iyi takımlarından biri olan Manchester United’a transfer olması da epey ilginç. Türkiye’nin şampiyonu Şampiyonlar Ligi’nde oynamak için 3 ön eleme turunu geçmek zorundayken Premier Lig en az 2’si doğrudan olmak üzere çok sayıda takımı Şampiyonlar Ligi’ne katılıyor. ManU da o takımlardan biri ve Şampiyonlar Ligi’nde kadrosunu güçlendirmek için Türkiye liginin müzmin başarısız takımının yerli ve milli kalecisini alıyor. Nereden baksanız tuhaf. Birilerinin Fenerbahçe’nin yerli ve milli başkanı Ali Koç’u uyarması lazım.
Bir de yeri gelmişken Hasan Cücük beyin yazıları çok güzel. Bilgi birikimi çok iyi. Bunu yazılarına başarılı bir şekilde aktarıyor. (İçerik olarak değilse de yazı tekniği açısından küçük bir eleştiri: Şimdiki zamanı veya yakın zamanı anlatırken hikaye geçmiş zaman kipi -yordu veya -muştu gibi kullanmaması gerekiyor)
Kaleminize sağlık Hasan bey.