İLKER DOĞAN | HABER YORUM
Türkiye, bugünlere bir gecede gelmedi…
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Allah’ın lütfu’ olarak tanımladığı 15 Temmuz Türkiye için kırılma noktası oldu. Saray rejimi, diktatörlükle arasındaki en büyük engel olarak gördüğü Hizmet Hareketi’ni bir gecede ‘terör örgütü’ ilan etti. Karıncayı incitmemiş insanlar ‘terör’ suçlamasıyla yaftalandı.
Saray rejimi, muhalif kim varsa ‘f.tö’ torbasına doldurdu; KHK’larla 140 bindan fazla insanı işinden, aşından etti. Onbinlerce masum hiç bir somut delil olmaksızın tutulandı hatta ‘terör’ gibi ağır bir suçtan hüküm giydi. Aileler dağıldı; yuvalar yıkıldı.
Karakollar ve cezaevleri işkence merkezi haline geldi. Hasta ve yaşlı insanların yanı sıra lohusa kadınlar bile tutuklandı. İnsanlar eşleriyle, kızlarıyla tehdit edildi.
Devlet, ‘haydut’luğa soyundu; onlarca insan MİT eliyle kaçırıldı, işkenceden geçirildi. İnsanlar gündüz vakti siyah Transporter’lara alındı, kaybedildi! En küçük bir eleştiri bile ‘vatana ihanet’ sayıldı.
Erdoğan’ı eleştirmek ne mümkün; sosyal medyada yaptıkları paylaşımlar nedeniyle aralarında çocukların bile bulunduğu binlerce insana ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla dava açıldı.
HUKUKSUZLUK KURUMSALLAŞTI; HAK İHLALLERİ SIRADAN
Hukuksuzluk kurumsallaştı. Yargı mensupları için sistematik ve yaygın hak ihlalleri yapmak sıradan hale geldi; kanunlara riayet etmek, hukuku uymak ise suç sayıldı. ‘Yığınlar’ da karakollardaki, cezaevlerindeki işkenceleri; adalet saraylarındaki hukuk katliamlarını film izler gibi izledi ve izlemeye devam ediyor.
Yaşanan hukuk katliamlarına kameralar önünde bile ‘yarım ağızla’ itiraz edemeyen, sessiz kalan muhalefet; kapı arkasında ise destek verdi. Yeter ki Cemaat’in kökü kurutulsundu! Bunu da ancak Recep Tayyip Erdoğan yapabilirdi! Önemli olan hukuk, adalet, insan hakları ya da özgürlükler değildi; önemli olan Cemaat’in bitirilmesiydi!
Bunun için hukukun dışına çıkmak gerekiyorsaydı; bu yapılmalıydı ve yapıldı. Çünkü hukuksuzluğun yapılması değildi önemli olan; asıl olan hukuksuzluğun kime yapıldığıydı! Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturmalarda hukuksuzluk yapılıyorsa; normaldi! Cemaat mensuplarına yönelik ‘savaş hukuku’ uygulanması bile savunuldu ekranlarda…
Ve bugünlere geldik…
Peki Türkiye bugün nasıl bir ülke? Son 2 günde yaşanan bazı olayları aktaralım; kararı siz verin…
‘EKMEK’ KAVGASINDAN CEZAEVİNE!
Habertürk’te katıldığı programda, moderatörün ekmeğin temel gıda maddesi olduğunu söylemesi üzerine, “Ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir. Bizim toplum ekmek ile doyduğu için başında 20 senedir böyle yöneticiler duruyor.” dediği için tutuklandı. ‘Halkı aşağılamakla’ suçlandı. Son cümlesi Kolivar’ın tutuklanmasına neden oldu.
Cihan Kolivar, o son cümlenin yerine, “Bizim toplum ekmek ile doyduğu için 20 senedir böyle muhalefete tahammül ediyor.” deseydi, yine de tutuklanır mıydı?
TV 5’TE HAKAN ŞÜKÜR TEMİZLİĞİ!
TV5’te eski milli futbolcu Hakan Şükür’ün konuk olarak alındığı programın videosu, kanalın sitesinden kaldırıldı. Hakan Şükür’ü konuk alan TV5 Genel Yayın Koordinatörü Mehmet Ali Kayacı’nın işine son verildiği ileri sürülüyor. RTÜK de TV5’le ilgili inceleme başlattı. ‘Savunma hakkı’ndan vazgeçtik; insanlar artık konuşturulmuyor bile…
Orta Çağ’daki engizisyon mahkemelerinde bile insanların kendilerini savunmasına müsaade ediliyordu…
VER BÜLENT KENEŞ’İ, AL NATO ÜYELİĞİNİ!
İsveç, Rusya tehdidine karşı NATO’ya üye olmak istiyor. Ancak NATO üyesi Türkiye ‘onay’ vermediği için olamıyor. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, önceki gün Türkiye’ye geldi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü. Erdoğan, bütün dünyanın gözü önünde NATO üyeliğine karşılık İsveç’teki gazeteci ve akademisyen Bülent Keneş’i istedi.
Bir ülke bu kadar ayağa düşürülebilir mi? Bir ülkenin cumhurbaşkanı, başka bir ülkedeki muhalif bir gazeteciyi, NATO üyeliğine karşılık ‘pazarlık’ konusu yapabilir mi?
ŞABAN SEVİNÇ’İN ADALET ANLAYIŞI; UTANÇ VERİCİ
Gazeteci Ali Tarakçı ve Bizim TV Yayın Yönetmeni Şaban Sevinç’in programı çok konuşuldu. Zira Şaban Sevinç’in sözleri skandal ötesiydi. Yaklaşık 8 yıldır tutuklu olan Mehmet Baransu’yla ilgili bir soru üzerine Sevinç, “Dosyasını bilmiyorum, okumadım ama Mehmet Baransu sapına kadar suçludur.” dedi. Dosya hakkında hiç bir bilgisi yok ama bir çırpıda ‘suçlu’ ilan ediyor Baransu’yu… Şaban Sevinç, daha önce de MİT’in yurt dışındaki bazı isimleri neden kaçırıp Türkiye’ye getiremediğini sormuştu. Şaban Sevinç’in şu söylediklerini başka bir ülkede bir gazeteci dile getirse, utancından sokağa çıkamaz! Ama Türkiye’de öyle bir sorun yok…
FİNCANCI, ‘İDDİALAR ARAŞTIRILSIN’ DEDİĞİ İÇİN TUTUKLANDI
Geçtiğimiz hafta TTB’nın Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ‘PKK’ye yönelik yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarının’ araştırılması gerektiğini söylediği için tutuklanmıştı. Adli tıp uzmanı olan Fincancı, sadece ‘iddialar araştırılmalı’ demişti. Bu ifadeleri nedeniyle ‘terör örgütü propagandası yapmakla’ suçlandı!
Benzer daha onlarca örnek olay sayılabilir; ancak yazı gereksiz yere uzayacağı için burada bitiriyorum.
Bütün bunlar olurken muhalefet ne mi yapıyor; derin uykuda…
AKP, HDP’yle görüşmelere başladı; Devlet Bahçeli de tam destek verdi. İktidarın korkusundan HDP’lilere selam bile veremeyen CHP ve İyi Parti ne yapacağını şaşırmış durumda. Yarın Meral Akşener de ‘Altılı Masa’yı dağıtırsa hiç şaşırmayın; ki bununla ilgili ciddi iddialar var…