Eurovision: Sanat ve protesto

YÜKSEL DURGUT | YORUM

Eurovision Şarkı Yarışması, müziği ve kültürü birleştiren bir etkinlik olarak bilinir. Amacı, farklı ülkelerden sanatçıları bir araya getirerek müzikal bir şölen sunmak ve kültürel etkileşimi teşvik etmektir. Ancak, yarışma tarihinde siyasi tartışmalar ve manipülasyonlar her zaman yaşanmıştır, bu yıl da dahil.

Özellikle Soğuk Savaş döneminde, bazı ülkeler oy verme sürecinde siyasi ittifaklarını ve düşmanlıklarını yansıtmak için manipülasyonlar yaptılar. Yarışmacılar performanslarında politik ve siyasi mesajlar iletti.

Bu yılki Eurovision Şarkı Yarışması, her ne kadar her yıl düzenli olarak yapılsa da, İsveç’te gerçekleşene kadar pek çok insanın radarında olmadı. Ancak, Eurovision tarihindeki tartışmalara yol açan birçok olay yaşandı. Özellikle soğuk savaş döneminde, doğu ve batı bloğu ülkeleri arasında siyasi gerilimler oylama sürecinde belirgin bir şekilde kendini gösterdi. Bazı ülkeler, müttefikleri olan diğer ülkeleri destekledi ve bu da siyasi manipülasyonlara yol açtı.

1980’de, İsrail’in Kudüs’te Eurovision Şarkı Yarışması’nı düzenlemesi, birçok Arap ülkesi ve Türkiye’nin yarışmayı boykot etmesine neden oldu. Türkiye, Maria Rita Epik & 21. Peron’un “Seviyorum” adlı şarkısını halk oylamasıyla seçilmiş olmasına rağmen yarışmaya katılmaktan vazgeçti ve çekildi. Bu boykotlar, bölgedeki siyasi gerginliklerin yarışma üzerindeki etkisini açıkça gösterdi ve yarışmanın düzenlendiği coğrafyadaki siyasi gerilimler sahneye taşındı. Bu olay, siyasi gerginliklerin yarışma üzerindeki etkisini en çarpıcı şekilde gösteren önemli bir dönemeç oldu.

Türkiye, ilk kez 1975’te Semiha Yankı’nın seslendirdiği “Seninle Bir Dakika” adlı şarkıyla Eurovision Şarkı Yarışması’na katıldı. Ancak, 2013’te TRT, kurallardaki değişiklikler ve politik oylamaları gerekçe göstererek Malmö’deki yarışmadan çekildiğini duyurdu.

Türkiye’nin, Filistin meselesi ve İsrail’in Kudüs’ü başkent olarak ilan etmesi gibi konulara diplomatik olarak sert bir tutum sergilemesi ve İsrail’in Filistin topraklarındaki iddialarına karşı bir protesto yapması dikkat çekti. Bu durum, Arap ülkelerinin genellikle Filistin’e destek veren politikalar izlemesi ve İsrail ile olan gergin ilişkileriyle paralellik gösterdi.

1998’de Birmingham’da düzenlenen yarışmada büyük bir teknik arıza meydana geldi ve birinci yarı finalin televizyonda yayınlanması iptal edildi. Bu olay, Eurovision tarihinde nadir görülen ve unutulmaz anlardan biri olarak hatırlanıyor.

Rusya-Gürcistan Savaşı’nın ardından, Gürcistan’ın yarışmaya katılması ve performansında Rusya’ya atıfta bulunması büyük bir gerginliğe neden oldu. Rusya’nın tepkisiyle Gürcistan’ın performansı 2008’deki yarışma sırasında kesildi ve polemikler asla sona ermedi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sebebiyle yarışmadan çıkarıldı. 2022 yarışmasını kazanan Ukrayna, Rusya’nın işgaline rağmen birinci sırayı elde etmeyi başardı. Ancak, Eurovision’un başlangıcından bu yana gelişen karmaşık oy verme kuralları her zaman manipülasyona yol açmıştır. Oylar genellikle siyasi gerilimlerin etrafında şekillenmiştir. Örneğin, 1968’de İspanya’nın faşist Franco rejimi, popüler şarkıcı Cliff Richard’ın “Congratulations” şarkısını ikinci sıraya yerleştirmesine rağmen, zaferini kazanmasını engellemek için oy sayılarını manipüle etmeye çalıştı.

“Gözlerimden yağmur akar 

Kalbim üzgün, göğe bakar 

Dolaşırım bu yabancı sokaklarda 

İzlerim senin adımı 

Dönüp baktığımda, sen orada mısın?”

Portekiz’in Eurovision tarihinde unutulmaz bir hikayesi var. 1974 yılında, Paulo de Carvalho’nun “E Depois Do Aeus (Ve ardından gün doğdu)” adlı yukarıdaki şarkısı, ülkenin demokrasiye geçişinin bir işareti olarak kabul edildi. Bu şarkı, Portekiz’in eski sömürge bölgeleri olan Angola, Mozambik, Gine-Bissau ve Doğu Timor’un özgürlüğü için bir ses olarak yükseldi.

Aynı yıl, İsveçli efsanevi grup Abba, “Waterloo” şarkısıyla Eurovision’u kazandı. Abba’nın bu zaferi, onları tarihin en ikonik müzik gruplarından biri haline getirdi ve dünya çapında büyük bir üne kavuşmalarını sağladı. Eurovision tarihinde pek az yarışmacı, Abba’nın elde ettiği küresel başarıya ulaşabilmiştir.

1973’ten sonra Avrupa Yayın Birliği üyeleri, coğrafi konumlarına bakılmaksızın kabul edildi. Ancak, bu değişikliklere rağmen, tartışmalar hiç eksik olmadı. 2019’da Ukrayna, Rusya’da yarışmayı kabul etmeyen adaylarının ardından yarışmadan çekildi. On yıl önce, Gürcistan’ın “I don’t wanna put in” adlı şarkısı, Rusya lideri Vladimir Putin’e atıfta bulunduğu ve aşağılayıcı bir şekilde yorumlanabileceği gerekçesiyle yarışmaya katılmamasına izin verilmedi.

Bu yılki yarışma öncesi, İsrail’in Gazze’deki olaylarla ilgili bir dizi tartışma yaşandı. Ancak, bu tartışmaların büyük bir kısmı, İsrail’in “October Rain (Ekim Yağmuru)” adlı şarkısının, geçen yıl Hamas tarafından yapılan saldırılara atıfta bulunduğu gerekçesiyle gündeme geldi. İsrail, yapılan uyarıların ardından şarkı sözlerini “Hurricane (Kasırga)” şeklinde değiştirmek zorunda kaldı.

Eurovision Şarkı Yarışması’na hazırlık sürecinde, Finlandiya, Norveç, Danimarka, İzlanda ve İsveç gibi ülkelerden gelen sanatçılar, İsrail’in yarışmaya katılımının Gazze’deki savaşın siviller üzerindeki yıkıcı etkisi nedeniyle askıya alınması çağrısında bulundu. Bazıları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sonrası diskalifiye edilmesini örnek göstererek bunun gerekçesini belirtti. Ancak, organizatörler bu talepleri reddederek, Ukrayna ve Gazze’deki durumun farklı olduğunu belirtti.

İsrailli sanatçı Eden Golan, yarışma için geldiği Malmö’deki konaklaması boyunca İsrail’in iç istihbarat ve güvenlik ajansı Shin Bet tarafından finanse edilen silahlı korumalar tarafından korundu. Diğer sanatçılarla iletişim kurmasına izin verilmedi. Kırım’daki Rus askerleri için sahneye çıkan Golan, Rusya’da popüler bir şarkıcı olarak tanınıyor.

İsveç’teki yarışma öncesinde ve yarışma haftası boyunca, Malmö’de Filistin’e destek gösterileri düzenlendi. Yarışmacılar arasında İsrail’e karşı olanlar da vardı; ancak bazıları sahne arkasında tehditlerle karşı karşıya kaldı. Hollandalı şarkıcı Joost Klein, tehditler nedeniyle diskalifiye edildi ve İrlandalı Bambie Thug, kıyafetlerindeki mesajlar nedeniyle uyarıldı.

İrlandalı şarkıcı Bambie Thug, yarı final performansı öncesinde kostümlerinden siyasi sembolleri çıkarmalarının kendilerine söylendiğini belirtti. Kostümleri, aslında antik bir Kelt yazısı olan Ogham sembollerini içeriyordu ve bunların “ateşkes” ve “Filistin’e özgürlük” anlamına geldiği ifade edilmişti. Bambie, “Bu benim için önemliydi çünkü ben adalet ve barış taraftarıyım, ancak bugün bu mesajları değiştirmek zorunda kaldım… EBU’dan gelen bir talimat” şeklinde konuştu.

Eurovision Şarkı Yarışması, bugüne kadar genellikle müzikal bir yarışma olarak değil, eğlenceli ama anlamsız sözlere sahip bir etkinlik olarak biliniyor. Ancak, bu yıl Fransız katılımcı Slimane, Eurovision’un sadece müziği birleştirmekle kalmayıp aynı zamanda barış ve sevgi mesajlarını da yayması gerektiğini vurgu yaptı.

Müzik tarihinde, müzik her zaman zorluklar, hayal kırıklıkları, isyanlar ve devrimler için bir ses olmuştur. Eurovision’un bu tür bir amaca hizmet etmek için tasarlanmadığı iddia edilse de, bu tür mesajların yarışma süresince kamu ile paylaşıldığı açık. Son yarışmada da bu gerçekleşmiştir. Malmö’deki etkinlik, sadece müzik değil, aynı zamanda dünyanın her yerinde soykırımın izlerini hatırlatan çeşitli grafitiler aracılığıyla dikkate değer hale getirmiştir.

Her yıl olduğu gibi, Eurovision Şarkı Yarışması, müzik ve eğlence dolu bir etkinlik olmanın ötesine geçerek, siyasi tartışmaların ve çekişmelerin de bir platformu haline geliyor. Bu yılın yarışması da bu kuralın istisnası olmadı. Ayrıca, yarışma boyunca birçok farklı protesto ve aktivizm eylemi de gerçekleşti. Bu eylemler, yarışmanın daha büyük bir siyasi ve toplumsal tartışmanın bir parçası olduğunu vurguladı.

Önümüzdeki yılın Eurovision Şarkı Yarışması’nda daha fazla siyasi mesajların olup olmayacağı belirsiz, ancak yeni gerilimlerin potansiyeli ortada. Umarım yarışma, müziğin birleştirici gücünü öne çıkarmaya devam eder ve izleyicilere renkli ve unutulmaz anlar yaşatır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Eurovision, insanların hiç de hükümetler gibi düşünmediğini, hatta onların tehditkar dilini takmadığını çok iyi gösteren bir etkinlik oldu. Eurovision’a katılan yarışmacılar, İsrail devletine gösterilmesi gereken tavrı çok iyi gösterdiler ve mesajlarını çok iyi verdiler. İşte şu video, bu genç insanların inisiyatif alarak verdikleri mücadeleyi çok iyi özetliyor: https://www.youtube.com/watch?v=MhKfMI6zLq0&ab_channel=dramapasta

    Bu duruşlarıyla da büyük bir duvar yıkılmış oldu. Çaman, aylar aylar sonra ilk defa bu konuya girmek, hatta İsrail’i eleştirmek zorunda kaldı. Bu sivil ve insani dalga ne kadar yükselirse daha da geri adım atacaklar. İki saat aydınlanma şarkısı mırıldanmadan doğrudan bu bir soykırımdır, hem de eşi benzeri görülmemiş bir soykırım diyecekler. Demeyenler tarihteki yerlerini alacaklar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin