HASAN CÜCÜK | YORUM
EURO 2024’te çıktığımız ilk maçımızda sahadan 3 puanla ayrıldık. Mert Müldür, Arda Güler ve Kerem Aktüroğlu’nun golleriyle Gürcistan’ı 3-1 yendik. Tarihinde ilk kez Avrupa arenasında boy gösteren Gürcüler, Türkiye karşısında başbaş mücadele etti. Tecrübe eksikliğinin kurbanı oldular. Türkiye, Avrupa şampiyonası tarihinde ilk kez gruplara galibiyetle merhaba dedi. Genç yıldızımız Arda Güler ise turnuva tarihine en genç gol atan oyuncu olarak geçti. Buraya kadar her şey harika. Bir de ‘ama’ kısmı var.
F Grubu’nun en zayıf halkası Gürcistan’dı. Tarihinde ilk kez Avrupa şampiyonasında mücadele eden Gürcistan, EURO 2024’e play-off turundan gelmişti. Birçok ülke için Gürcistan futbolu kapalı kutudan ibaretti. En tanınmış ismi Napoli formasını terleten Khvicha Kvaratskhelia ve Valencia kalesini koruyan Giorgi Mamardashvili idi. Ancak ilk düdükle birlikte Gürcüler kolay lokma olmadıklarını ortaya koydu. Fizik ve mücadele gücü yüksekti.
Türkiye cephesinde ”ilk maç öncesi kafa karışıklığı vardı” yorumu yanlış olmaz. Hazırlık maçlarında istediğimizi alamamıştık. Sakatlıklardan dolayı ideal 11 bulmakta zor olmuştu. Defans ve forvet hattında sıkıntılıydık. Çağlar ve Ozan Kabak’ın sakatlığı stoper hattında Montella’nın tercih haklarını kısatlamıştı. Keza klasik bir 9 numaramız yoktu. Galatasaray’da kanat ve zaman zaman sol bek oynayan Barış Alper’i Montella’nın en ileri uçta sahaya sürmesi çaresizliğe çare bulmaktı.
Gürcistan, 5’li defans hattıyla gol yememek için sahaya çıktığını ilk düdükle gösterdi. Bütün umutlarını kontra futbola bağlamışlardı. Takımın en büyük kozu Kvaratskhelia’nın soldan getireceği toplarla kalemizde gol hesapları yaptı. Oyun hakimiyeti ilk yarıda bizdeydi. Ancak topa hükmetmek, pozisyon zenginliği sağladı. Çakılı oynayan ve alan daraltan Gürcüler’in kilidini açmakta zorlandık.
Katı defans oynayan takımları çözmenin yolu oyunu kanatlara taşımaktan veya çok hızlı pas yapmaktan geçer. Bu iki varyasyonu da uygulamada sorun yaşadık. Ferdi’nin sıfıra inip çevirdiği topla golü bulduk. Mert Müldür’ün turnuvanın en iyi gollerinden birini attığında dakikalar 25’i gösteriyordu. Hemen bir dakika sonra Kenan Yıldız’la bulduğumuz gol ise ofsayta takıldı.
Golden sonra anlamsız bir şekilde geriye çekildik. Gürcüler verkaçlarla kalemize geldi. Nitekim golü ikili paslarla ceza alanımıza giren Mikautadze’nin ayağından yedik. Gürcüler kalemize sık gelmediler ama her geldiklerinde tehlikeli oldular.
İkinci yarı kilidi Arda Güler açtı. İlk kez rahat şut açısı buldu. Daha vurmadan gol hissi verdi. Mert Müldür’e nazire yapan harika bir gol attı. Golden sonra yakaladığımız pozisyonda Ferdi Kadıoğlu pas opsiyonu yerine kaleye şutu tercih etse skorun değişmesi içten bile değildi.
Beraberlik arayan Gürcüler kalemize daha sık gelmeye başladı. Kvaratskhelia’nın yanı sıra Mikautadze ve Tsitaishvili ile pozisyonlar buldular. Beraberlik ümitleri direğe takıldı. Uzatma dakikaları heyecan fırtınasına sahne oldu. Kazanılan serbest vuruşta kalecileri de ileri çıktı. Önce kalecimiz Mert ardından defans oyucumuz Samet golü önledi. Kornerden gelen topu yumruklayan Mert Günok, 3. golü hazırladı. Ceza alanımız önünden topu süren Kerem Aktürkoğlu boş kaleye topu yuvarlayıp skoru ilan etti.
Evet turnuvaya 3 puanla başladık. Harika bir skor. Ancak defanst hattında sıkıntımız büyük. 2-3 oyuncuyla kalemize gelen Gürcüler, verkaçlarla defans hattımızı deldiler. Yediğimiz golde cezalanı içinde tam 7 oyuncumuz olmasına karşılık, Mikautadze’yi marke eden veya karşılayan bir oyuncumuz yoktu. Skorun 3-1 olduğuna aldanmayalım. Pekala 2-2’de bitebilirdi. Cumartesi rakibimiz Portekiz karşısında defansta hata şansımız bulunmuyor.
Bir parantez de Arda Güler için açayım. Takımın en öne çıkan yıldızı. Attığı gol klas ötesi. Genç yaşında adını turnuva tarihine yazdırdı. Arda’nın daha fazla sorumluluk alması lazım. Takımın lider oyuncusu olarak Hakan Çalhanoğlu ile birlikte öne çıkmalı. Fenerbahçeli Arda değil, Real Madrid’li Arda olduğunu bilmeli.
Dogru tesbitler. Biraz stress inde etkisi var ilk Mac olmasindan dolayi. Birde biz sert oynaayan zayif Takimlara karsi hep zorlaniyoruz. Cok yönlü profesyonel ve bilimsel kondisyon calismasi yok bizde, buna agirlik verilmesi gerekiyor. Ayrica bu öne gectikten sonra koruma mentalitesinden, düsünce yapisindan kurtulmamiz lazim