Eski milletvekili, emekli yarbay Tevfik Diker, Ayasofya’nın ibadete açıldığı gün cuma hutbesine kılıçla çıkan ve Atatürk’ü hedef aldığı belirtilen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı düelloya davet etti.
Diker, “Kılıcını kınından çıkarsın, okusun-üflesin Ayasofya’nın önüne gelsin” diyerek, Erbaş hakkında suç duyurusunda da bulunacağını söyledi.
Sözcü’ye konuşan Diker, şunları söyledi:
KILICINI OKUSUN ÜFLESİN
“Ali Erbaş’ın kılıcının sağ kısmı haç işaretini andırıyor. Erbaş kılıcını kınından çıkarsın, okusun-üflesin Ayasofya’nın önüne gelsin. Ben bu kılıçtan etkilendim. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde subay olduğum için bana da bir kılıç ve tabanca verildi. Ben de kılıcımla gideyim, dövüşelim.”
KAZANDIKTAN SONRA ANITKABİR’E GİDECEĞİM
“Bana Atatürk’ün emanet ettiği Atatürkçülük ruhu ve misyonu yeter. O istediği duayı okusun. O duayla ben de o ruhla karşı karşıya gelelim. Bizi yüz binler de izlesin. Kazananın ben olacağıma inanıyorum. Kazandıktan sonra Anıtkabir’e gideceğim, kullandığım kılıçla Atatürk’ün huzurunda saygı duruşunda bulunup, selam vereceğim.”
Tevfik Diker, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a karşı Atatürkçü Düşünce Derneği, Emekli Subaylar Derneği, İYİ Parti başta olmak üzere ‘Atatürkçüyüm’ diyen herkesi suç duyurusunda bulunmaya çağırdı.
Diker, “Atatürk’e vefa borcumu ödemek için Ali Erbaş hakkında bugün suç duyurusunda bulunacağım” dedi. Diker, suç duyurusu gerekçesini şöyle açıkladı: “Atatürk, Ali Erbaş’ın Diyanet İşleri Başkanı olmasına, devletten maaş almasına imkan tanıyan kurucu liderdir. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir devlette kurucu liderine bırakınız dini bir misyon üslenmiş kişiyi, karşı olanlar bile lanet okumaz. Erbaş, hukuk önünde bu yaptığının bedelini ödemelidir. Hesap sorulmalıdır. Bunun için suç duyurusunda bulunuyorum.”
Kafayı yemiş bir yarbay. Akp Ayasofyayı ibadete açarak bir hata yapmışsa, Atatürk müze yaparak binlerce hata işlemiş. Benim imanım, Ayasofya’nın cami olmasını gerektirir. Akp nin tepetaklak gitmesini istememe rağmen, Ayasofya ve benzeri müsbet kararlarınıda onaylıyorum. Tr724 ün bu konuda yaptığı bu tür haberleri desteklemiyorum. A dan Z ye mühalefet de müsbet deyil.
Kılıçla hutbeye çıkmak, DİB’in icad ettiği bir şey degil. Kılıç zoruyla feth edilmiş beldeler için ya sünnet ya da eski bir gelenek… Hangi elde tutulduğu bile ayrı bir anlam taşıyor.
Kılıçla hutbeye çıkmakta bir yanlışlık yok, Ayasofya’nın ibadete açılmasında da…
Sıkıntı, niyette ve samimiyette…
Dİ hutbede vakıf malının dokunulmaz olduğundan, vakıf şartının dışına çıkanların lanetleneceğinden bahsetti. Böylece mevcut iktidarı ve derin devletçi ağababalarini da lanetlemiş oldu. Çünkü onlar da dünya kadar vakıf malını gasp etti.
Allah’a havâle…
Özellikle Yunanistan’dan gelen tepkiler de çok nâhoş… İçinde namaz kılınınca sanki Ayasofya kirletiliyormuş gibi bir hava estitdiler. Müzeyken ne vardı ellerinde de şimdi gitti???
Oysa bir fırsat yakaladılar, madem ibâdete açtınız, bize de zaman tahsis edin, biz de Pazar âyinlerimizi felan yapalım diyebilirlerdi. O fırsatı teptiler, artık yüzleri olur mu bilmiyorum.
Bu arada, çok da özeleştiri yapılıyor, batıya karşı ayıp oldu falan deniliyor amma, bir KURTUBA camiinden hiç bahsedilmedi, ya da ben hiç denk gelmedim. İstanbul’un fethinden iki yüz sene evvel Kurtuba düştü. Herifler sanat eseri güzelim camiyi katedrale çevirmekle kalmamışlar, ortasını kırıp döküp kendilerine göre bir şey yapmışlar.
Ama biz bunu da dert etmiyoruz, Müslüman ahaliye yaptıklarının yanında…
Herhalde bu yüzden giundeme getirmiyoruz.