Ankara’da uğradığı suikast sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, eşinin o dönem dövdürdüğü gazetecilerden özür diledi. Ateş, “Onun dövdürdüğü bazı gazeteciler de bana çok destek oldu.” dedi.
Ayşe Ateş KRT canlı yayınına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Sinan Ateş’in gazetecileri dövdürdüğünü ancak o gazetecilerden bazılarının kendisine destek olduğunu açıkladı. Bu nedenle kavga ettiklerini söyleyen Ayşe Ateş, “Sinan’a ‘Senin iki tane çocuğun var, sen ne yapıyorsun? Bu çok çirkin, sana yakışmıyor, benim aklım almıyor’ dedim. O da yapmak zorundayım, Genel Merkezden talimat geliyor. Yapmazsam ceza keserler! Bu olaylardan sonra tartıştık ve günlerce konuşmadık. Kısa süre sonra Sinan da görevden alındı. Sinan yapmadı ve o yüzden mi görevden alındı diye düşünüyorum.” dedi.
Ayşe Ateş, konuşmasına şöyle devam etti: “O gazetecilerin hepsinden özür diliyorum. Onun adına özür diliyorum. Haklarını helal etsinler. O ahirete gitti. Onun dövdürdüğü bazı gazeteciler de bana çok destek oldu. Bizim dürüst ve namuslu gazetecilere ihtiyacımız var. Benim sesim oldular. Benim söyleyemediklerimi onlar söylediler. Bu olaylar keşke olmasaydı.”
Bu kadın iyice kabak tadı vermeye başladı.
Peki; talimatla ya da talimatsız, içeri atılmasını, işinden atılmasını, fişlenmesini sağladıkları ne olacak? Ki onların da bir kısmı vefat ettiler, belki şehid olanlar da oldu.
Tatlı su kurnazlığı içindeki bu sevimlilik girişimleri ne kadar samimi diye bir kriter olarak düşünesim geldi.
Zahire göre durum o ki; kör ölünce badem gözlü oluyormuş. Sinan Ateş bile karakter timsali oluyorsa… Sinan Ateş, ölmüş gitmiş, hesap günü çığlık çığlığa ortada kalan bebelerin, anaların hesabına kavuşmuş. Versin hesabını. Biz bilmeyiz Allah bilir…
Malesef insanımızın hiçbirisi halsızlıklara maruz kalmadan hakkın hakkını teslim etmiyor. Bu film böyle devam gider.