‘Eren Erdem’ hukuku; suç ortağını yargılayamazsın!

İLKER DOĞAN | HABER YORUM 

CHP Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem’in son açıklamaları arada kaynamayacak kadar önemli. Gazeteci kökenli Erdem, P24’ten Aslıhan Gençay’ın sorularını cevaplıyor. Gençay’ın, “Seçimden sonra Millet İttifakı’nın ilk politikası ne olacak? Erdoğan ve AK Partililer yargılansın diye bekleyenler de var, gerçekçi mi bu beklenti?” sorusuna özetle şöyle cevap veriyor:

“Bu çok önemsediğim bir konu ve biz asla bu düşüncede değiliz. Biz Türkiye’yi normalleştirmek, Türkiye’yi ve kendimizi rehabilite etmek istiyoruz. Siyasetin tüm tarafları rehabilite olmalı ve mahalle duvarları yıkılmalı. Mahalle duvarlarını, Erdoğan’ı hâkim karşısına çıkartarak yıkamazsınız. Bir oradan, bir buradan dayak yeme geleneğini sonlandırmak istiyoruz. Bir devr-i sabık yaratmayı, Türkiye’yi normalleştirmenin önüne koyamayız.”

‘Parti Meclisi Üyesi’ kimliği olan Eren Erdem, Erdoğan’ı hakim karşısına çıkarmayı düşünmedikleri çok açık bir şekilde ifade ediyor. Devr-i sabık yaratmayacaklarını söylüyor. Türkiye normalleşmeliymiş! Peki bu nasıl olacak; Erdoğan yargılanmayacak ve ülke normalleşecek!

Böyle bir normalleşme olabilir mi?

Mevcut iktidarı ve onun başındaki adamı yolsuzlukla, milletin malını yandaş bir kaç müteahhite peşkeş çekmekle, Anayasa’yı defalarca iğfal etmekle, nepotizmle hatta depremde binlerce insanın ölümünden sorumlu olmakla suçlayacak ancak iktidara geldiğinizde yargılanmamasının garantisini vereceksiniz; öyle mi?

Eren Erdem’in açıklamasının ne hukukla ne de mantıkla uzaktan yakından ilgisi yok. Peki bu açıklamayı neden yaptı? Neden Erdoğan’ı hakim karşısına çıkarmıyor?

Bu soruların cevabına geçmeden önce hatırlatalım; hukuk sıfatı ne olursa olsun kişilerin ‘tercihe/insiyatifine’ bağlı değildir. Hakkında somut delile dayanan makul şüphe bulunan bir kişi hakkında CMK’ya göre ‘derhal’ soruşturma açılır. Savcı delil durumuna göre iddianame hazırlar. Mahkeme TCK’ya göre yargılar, hüküm verir. Hüküm ise İnfaz Kanunu’na göre uygulanır…

Bir kişinin yargılanması gerekip gerekmediğine, suçlu olup olmadığına tıpkı bugünkü gibi siyasal iktidar karar veremez!

İyi de bizim bildiklerimizi Eren Erdem bilmiyor olabilir mi; tabi ki hayır… O zaman neden Erdoğan’ın yargılanmasına engel olmak istiyor; çünkü suç ortağı!

AVRUPA’DA KAPI KAPI GEZİP İŞKENCEYİ MEŞRULAŞTIRDI

15 Temmuz sonrası binlerce insanın işkenceden geçirildiği dönemde o dönem partide olan Selin Sayek Böke ile birlikte ülke ülke gezerek, ‘Türkiye’de işkence olmadığını, iç hukuk yollarının işlediğini, yargının bağımsı olduğunu’ söylüyordu Eren Erdem katıldığı toplantılarda.

Siyah transporterlarla insanlar kaçırılıp, işkenceyle öldürülürken Eren Erdem, “Türkiye’de işkence yok.” diyerek soykırımı meşrulaştırıyordu. Partililere, “İktidar temsilcilerinin bunları söylemesi etkili olmayabilir ama muhalefet temsilcileri olarak siz söylerseniz daha iyi olur.” diyordu.

İHRAÇLAR BİZE SORULUYOR, GÖRÜŞ BİLDİRİYORUZ

Türkiye’de cadı avı olmadığını söyleyen de Eren Erdem’di. Daha da ileri gitmiş ve KHK’larla yapılan ihraçların kendilerine sorulduğunu bile itiraf etmişti Paris’teki konuşmasında: “Bu süreçte hükümet yapmış olduğu bütün operasyonlarda bize müracaat etmektedir. Bizim de önerlerimizi dinlemektedir. Süreç tamamen bir uzlaşma ve mutabakat zemininde yürüyor. Cadı avı yapılmadığının teminatı da biziz.”

Yukarıda aktarılan sözleri sarf eden bir insan, Erdoğan’ın yargılanmasını ister mi? Erdoğan yarın hakim karşısına çıkarılsa ve hukuksuz ihraçlar, tutuklamalar, işkenceler sorulsa ‘suç ortaklarını’ anlatmayacak mı?

Erdoğan, “Ulan o gün hepiniz oradaydınız! Bütün bu suçları hep birlikte işledik.” derse, Eren Erdem ne yapacak? Zaten kendisi de suç ortağı olduğunu hem de Avrupa’da bizzat defalarca itiraf etti.

Sözün özü; Türkiye’ye bir gün hukuk gelir ve yargı gerçekten prangalarından kurtulursa sadece Erdoğan rejimi değil, suç ortakları için de zor günler başlayacak…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Adam cok gercekci konusmus. Erdogana yargilanmama garantisi vermeden o koltuga oturamazsin bile. Kaldi ki garantiyi birak istesen de toplumun buyuk kesimi icin kahraman olan birini yargilayamazsin, ic savas cikar. O yuzden erdogan takintisini birakip ulkeyi ayaga kaldirmaya odaklanmali

  2. Çok rahatsız edici bir durum. Hem muhalefet hem iktidar aralarında anlaşmış birlikte soykırım yapıyorlar. Bu aslında Türkiyede gerçekte bir iktidar ve muhalefetin olmadığını gösteriyor. Yani aslında muhalefet muhalefet değil, iktidar. Yada iktidar aslında iktidar değil, muhalefet. Yani aslında iktidar ve muhalefet diye bir kavram yok. İktidar-muhalefet kavramı sadece görüntüden ibaret. Göstermelik. O zaman Türkiyede iktidar ve muhalefet yoksa, iktidar ve muhalefer birlikte çalışıyorsa, insanların kafasındaki iktidar ve muhalefet kavramları tamamen göstermeliktir. İktidarcılık ve muhalefetçilik oynanıyordur. O zaman Türkiyeyi gerçekte iktidar-muhalefet görüntüsü altında kim yönetiyor. Eren sağolsun, bu tutumları sayesinde oynanan oyunu görmüş olduk. Bence Türkiyeyi birkaç aile yönetiyor. Türk maskesi ile her yeri tek renge boyuyorlar. Deyim yerindeyse gerçek kimliklere, onların gözünde pisliğin üzerini örtüyorlar. Daha sonra katman katman örtüler örtüyorlar. Kendilerin takip edilebilirliğini sıfırlıyorlar. Eren muhtemelen perdelerden birine takılmış, yükselmek isteyen bir Türkü oynayan, perdelerden birisini kendine maske yapmış olarak hareket kabiliyeti kazanmaktadır. Mesela laiklik maskesi, Kemalist maskesini o kadar çok maskeler içinden kendine seçip kullanarak bir yerlere gelmeye çalışan, yükselmek isteyen Türkü oynuyor. Muhtemelen o ailelerin bir km yakınına yaklaşamıyordur. Ama Tanrısını güç ve kudretten dolayı o aileleri seçmiş, yükselme arzusu ile gerçek kimliğini terk etmiştir. Eren aslında kimliksizdir. Bu soykırımcılar 15 temmuz Türkiye Cumhuriyetini yıkan rejimin peşinden giderek Cumhuriyetin değerlerini terk etmişlerdir. Bunların dini değeri olmadığı gibi Cumhuriyet değerleri de yoktur. Bunlar kan görmeden yapamazlar. O yüzden kan görmek adına Cumhuriyeti yıktılar. Yani yapıcı hiçbir değer var olamıyor. Bütün değerler, ister dini ister ahlaki, ister dünyevi olsun yok olmaya mahkumdur. Dünyada bir değer üretemedikleri gibi bütün değerleri yok ediyorlar. Dini değerleri hadi beğenmediniz, Cumhuriyetin değerleri hangi çıkarınıza engel oldu? Resmen Atatürkün Cumhuriyetini kaldırıp çöpe attılar. Ağızlarından Atatürkten çok kan çıkıyor. Ağzı kanlı kanlı Atatürk demek istemediğinden olsa gerek 15 temmuz rejiminden beri Atatürk, Cumhuriyetin değerleri, laiklikten bahsetmiyorlar. İnsan eti yerken ağzı kanlı kanlı Atatürkün yolundayız dediğini düşünün. Bir kere olsun 15 temmuz rejimine karşı Atatürkün yolundayız demediler. 15 Temmuz rejimine gözleri gibi baktılar. Tayyipi eleştirirken 15 temmuz rejimini eleştirmemeye dikkat ettiler. Korkudan rejime zarar gelecek diye Tayyipi bile dikkat ettiyseniz doğru dürüst eleştiremediler. Kılıçdaroğlu sanki ahmak gibi davranıyordu. Tutuk gibiydi. Çünkü 15 Temmuz rejiminde Cemaat çiğ çiğ yenilirken vakit kazanmaya çalışıyordu. Biz bu Kılıçdaroğlu niye tutuk derken, Kılıçdaroğlu mezbahaya dönüp bakıyor ve Erenlerin etlerini bitirmelerini bekliyordu. Canlı canlı yedikleri için insanların yapılanları görmesini pek istemiyorlardı. İnsanların bunların kasapçı, ağzı kanlı olduğunu göstermek istemiyorlardı. Bunun yerine etrafa gülücekler saçan Kılıçdaroğlu ile modern imajı çiziyorlardı. Ne modern, ne sevecen biri diyordu insanlar. Bu insanlar Kılıçdaroğlunun kurtarıcı kimliğini, insancıl kimliğini ön plana çıkarıyorlardı. Bu sayede ne kadar iyi biri olduklarını, kötülere karşı olduklarını göstermiş oluyorlardı. Ama aslında insanlar da mezbaha da yapılanları duyuyordu. Ama herkes birşey duymadıkı oynuyordu. Sanki bu olup bitenin onu ilgilendiren hiçbir yanı yokmuş gibi. Halbuki o zavallıa insan bozuntuları birgün Cumhuriyet rejimlerini verdikleri gerçeği ile yüzleşecekler. Türkiyede yaşayan her bir fert Cumhuriyeti ağzı kanlı sapkınlara teslim edildiğini ve hiçbir çaba göstermeden teslim ettiği gerçeği ile insan olmayı başarırlarsa yüzleşecekler. Bu şekilde yaşamaya devam ederlerse bu gerçek yani aşağılık gerçek ile yüzleşmekten hep kaçacaklar. Gerçek yüzleşmek istediğinde yok tansiyonu yükselecek, yok bi fena olacak, bana birşeyler oluyor, yetişin falan ile ömrünü dünyanın geri kalmış bir ülkesinde yaşayarak daha doğrusu sürünerek bitirecek.

    Bence paralel kripto Türk yapılanmasında Eren fedai pozisyonunda. Ona makam veriyorlar ve kişiyi kendileri için çalışan köpek gibi kullanıyorlar. Eğer Eren temizse konumunu herkesle paylaşsın ve nerelere gidip geldiğini, telefonunda kimlerle görüştüğünü herkese açsın. Onların kendi içinde bir yükselme mekanizması olmalı. Yükseldikçe daha üstün makamları hak ediyorsun. Bu sistem Türklerin zengin olmak, villada oturmak, mersesese binmek ve makam sahibi olmak için bir şanstır. Tıpkı kenar mahalle kızların manken olma hayali ile kandırılması ve kötü, ahlaksız yola düşmesi gibi. Kendini kanıtlamak için nasıl bir şey senden isterler? Çok kolay. Şu anda Eren ne yapıyor. Mezbahada insan eti yemekle meşgül. Demek ki bunlara bu öğretiliyor. Bunların bir de müslüman versiyonu var. Yani CHP nin müslüman versiyonu. Işid. Bunlar da insanların kafasını kesip akan kanı içiyor. Bizi iğrenç geliyor ama Eren gibiler buna alıştırılmış. Onlardan makam karşılığı insan eti yemesi istenmiş. Ve normal bir insan suretinde görülüyor ama dikkat edin Eren bir tek ahlaki, dini, evrensel değeri savunmamaktadır. İnsanların bunları anlamamasının nedeni aslında kendi içlerinde aynı hayvansı dürtüleri barındırmalarıdır. Tehlikeli olan Eren değil, onun gibiler hep olacak. Tehlike insanların da kasaplara tepki vermemesi hatta oh olsun demesi. Buda Türklerin kimlik yıkımının çok ciddi düzeyde olduğunu, dünyada benzeri gösterilecek örneğin az sayıda olduğu bir tabloyu gözümüzün içine sokmaktadır. Ama Türkler alışkanlıklarını sıradanlaştırmış ama sıradanlaştırdığı alışkanlık bir katliama sebep olmaktadır. Buna rağmen Türkler bunu ahlaki yönden sorgulama gereği bile duymuyorlar. Türkler daha kimliklerini tarif edemiyor, durum tespiti yapamıyor, yıkılmış bir kimliği tanımıyor. Türk kimliğini ayakta tutmak için hangi değerimiz var? Türk kimliğinin kasapçı davranışlarını gizlemek için karşı tarafa uydurulmuş düşmanlar konuluyor. Türkler bu iç ve dış düşmanlarla oyalanıyor ve gerçek bu sayede görülmemiş oluyor. İyi de nereye kadar düşman ile bu kimlikle idare edeceğiz. Birgün ya bu kimlik komple değiştirilmeye kalkarsa? Mesela müslüman kimliği yerine ışidi koyarak kırpacaklar. Türk kimliği adı altında Türkleri Türk kimliğinden uzaklaştırıyorlar. Resmen masonlara, Erene uygulanan yöntem uygulanmış. Sanki Türkler masonlar gibi kimliksizleştirilmek isteniyor. Türk diyince geçmişine sövüyorsun, müslümanlığa irtica diyorsun. Ama bunlar Türklüğe hakaret olmuyor. Türk değerlerini Cumhuriyet değerlerine indirgediler. Bak demek Türke hakaret edince hiç bir şey olmuyormuş. İşte böyle böyle kendini kendine düşman yaparak, parçaları birbirine vuruşturarak Türklüğü yok ediyorlar. Değerler nerede? Cumhuriyetin değerleri nerede? Batılılaşma, laiklik, hukuk devleti falan filan nerede? Türkler şu anda kendilerini nasıl tanımlıyor? Hemen söyleyeyim. AntiFetö, antiPKK, antiYunan, antiErmeni. Peki bu kendini tanımlamayıp hep düşmanını tanımlama nereye kadar devam edecek? Ne zaman Türk kendini düşmana bağımlı olmadan tarif edebilecek? Kemalistler kendilerini tarif edemezlerdi. Seçme seçilme hakkından bahseder, Atatürk ilk olarak vermiş, birde irticadan bahsederlerdi. Yani kimliklerini irticaya, gericiye bağlı olarak var etmişlerdi. Düşmanları olmadan kendi kendilerine var olamıyorlardı. Çünkü Kemalist kimlik irtica dedikleri kimliğin yerine kurulmuştu. Yani varlık gayeleri Türk kimliğini Batı tarzında değiştirmek, dönüştürmekti. Bu ikilemi bazı Türkler diğer Türklere karşı üstünlük kurmak, üstün olmak, övülmek, aşağılanmamak için fırsata çevirmiştir. Kemalizm bu fırsatçılar ile doludur. Eren gibiler de masonların kurguladığı sistemleri kendi küçük çaplı dünyasına göre fırsata çevirenlerden biri. Diyelim Eren milyonlarca insanı katletse onun kişilik hanesine ne geçecek? Ona sunulan teklif “sen şeriatçılarla beraber ol, bu katliamları bitirin. Uyum içinde çalışın, bak birbirinizi üzmeyin. Kılıçdaroğlu faiz, maiz falan ufak defek eleştiriler yapsın ama rejim tartışmasına girmesin”

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin