Erdoğan’ın ‘yeni devletini’ ilan etmesine bir adım kaldı!

M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

Hâlâ Türkiye’nin nerelere savrulacağını anlamakta zorlananlar var. AK Parti iktidara geldiğinden bu yana hayalindeki rejimin taşlarını döşüyor. “Takiye” yapmayı Şiilerin alameti diye niteleyen siyasal İslâm, tarihin en büyük takiyesini Türkiye’de yaptı. Demokrat olduklarına epey bir süre yalnız kendi vatandaşlarını değil, Avrupa’da dönemin önde gelen liderlerini bile inandırdılar.

Ayakları yere sağlam bastıkça gerçek yüzlerini göstermeye başladılar. Zaman içinde kendileri dışındaki bütün renklere düşman oldular. Bütün renkleri kendi renkleri yapmaya kalktılar. Meyhanelere gidip kardeşlikten söz edenler, güçlendikçe meyhanelerin varlığından bile rahatsız olmaya başladı.

17/25 Aralık’ta ortaya saçılan belgeler, dünyanın neresinde olursa olsun bir iktidarı devirecek nitelikte olmasına rağmen, rüşvet ve yolsuzluk yapanlar bu ülkede toplum tarafından ödüllendirildi. “Bugünlere gelinmesinin temelinde 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarına sahip çıkılmaması yatıyor.” diyenler yerinde bir tespit yapmış oluyor.

“Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir!” demiş Fransız uluları. Muhalefet, son zamanlarda bu sözün doğruluğunu iliklerine kadar hissediyor olmalı.

YENİ BİR DEVLET KURULUYOR, KURUCUSU ERDOĞAN

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iktidara geldiği günden bu yana devleti dönüştürmeye çalıştı. 15 Temmuz 2016’dan sonra da bu girişimler yeni bir aşamaya evrildi. Devleti dönüştürme çabalarını, yeni devletini kurma boyutuna taşıdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlarından Ayhan Oğan, 3 Ağustos 2017’de katıldığı televizyon programında, “Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz. Beğenin beğenmeyin, bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır.” dediğinde pek çok kişi ciddiye almamıştı.

Ayhan Oğan, DEP’li Aytuğ Atıcı’yı da moderatör Ahu Özyurt’u da inandırmakta zorluk çekmişti. Ekranları başında izleyenler gibi stüdyodakiler de “Bu adam ne dediğini bilmiyor!” yaklaşımındaydı. Erdoğan ve ekibi ne yaptıklarını bildiği gibi, Oğan da ne dediğinin farkındaydı.

İMAMOĞLU ‘FİTNE’ ÇIKARDI

Tıpkı öteki halifeler olduğu gibi, kendisini 118. halife olarak gören Tayyip Erdoğan da bu göreve Allah tarafından getirildiğine inanıyor. Bundan dolayı da selefi olan 117 halife gibi bu makama “kayd-ı hayat” yani yaşadığı sürece seçildiğine inanıyor.

Erdoğan’ın yaşadığı sürece bu görevi bırakmayacağını, 3 yıl önce 5 Ocak 2022’de bütün ayrıntılarıyla anlatmaya çalışmıştım. Muhtemelen pek çok okuyucum o zaman, “Bu da nereden çıktı şimdi!” diye zihninden geçirmişti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözünü Cumhurbaşkanlığı makamına diktiği günden itibaren başına çorap örülmeye başlanmıştı. Sosyal demokratlar, sekülerler hatta masum dindarlar bile halifenin makamına göz dikmenin “fitne” olduğunu bilmez.

Sözünü ettiğim kesim, fitne çıkarmanın cezasının İslâm geleneğinde öldürülmek ya da ellerinin ayaklarının çaprazlama kesilmesi olarak verildiğini bilmez. Bazı durumlarda en hafif ceza olarak yurdundan sürülme olarak uygulanır.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’a rakip olmakla fitne/fesat çıkarmış oldu. Şu an uygulanan ceza “suç örgütü lideri” olarak yargılanıp içeri atılmak olarak öngörülüyor.

Daha diploma kararı bile ortada yokken, 16 Mart tarihli İmamoğlu tamam, sırada Yavaş var; peki ya sonra? başlıklı yazımı, “Bütün bunları bırakın, siz Ekrem İmamoğlu’nun nerede askerlik yapacağını, Mansur Yavaş’ın ziyaretine kimlerin gideceğini konuşun.” diye bitirmiştim.

Ekrem İmamoğlu’nu “örgüt lideri” yaptıklarına göre en geç hafta başında yerine kayyım atanacak demektir. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınıp yerine kayyım atandığında, yeni hedefin İmamoğlu olduğunu ve onun yerine de kayyım atanması için kuşatma harekatının başlatıldığını 31 Ekim 2024’teki “İstanbul’a kayyım, sıra CHP’ye geldi” başlıklı yazımda anlatmaya çalışmıştım.

GÖSTERİLERE NEDEN İZİN VERİLİYOR?

İmamoğlu ve 100 dolayında kişinin gözaltına alınması ardından yurdun pek çok yerinde gösterilere resmen değilse bile fiilen izin verildi. İstanbul’da valilik 4 gün süreyle gösterileri yasakladı. Buna rağmen İstanbul Üniversitesi öğrencileri polis barikatını aşıp gösteri yürüyüşü yaptı. Aynı şekilde Ankara’da ve İstanbul’da başka gösteriler düzenlendi.

Polis, bu eylemlere sanıldığının aksine sert müdahale etmedi. Biber gazı kullandığı yerler oldu ama esas itibariyle yoğun bir şiddet uygulamadı.

Gösterilere izin verilmesinin basit bir nedeni var; Esenyurt, Beşiktaş, Beykoz belediye başkanları görevlerinden alındığında bir iki gün protesto edildi sonra unutulup gidildi. İmamoğlu’nun gözaltına alınıp muhtemelen yerine kayyım atanmasından sonra da birkaç gün gösteri yapılacağını, sonra ortada marjinal bir gruptan başka kimsenin kalmayacağını biliyor.

Eğer gösteriler devam ederse de istihbarat birimleri ne yapacağını biliyor. Gösteriler hemen şiddete dönüştürülür ve amacından saptırılır. Sonra da halka dönülüp, “İşte gördünüz. Boşuna biz suç örgütü lideri demiyoruz.” diye konuşmalar yapılır.

Erdoğan, seçilebilecek adayların hepsini ortadan kaldırılıp siyaset arenasını temizledikten sonra uygun bulduğu bir tarihte seçime gider.

MERKEZ BANKASI’NIN REKOR DÖVZ REZERVİ BUGÜNLER İÇİNMİŞ

Merkez Bankası, bir süreden bu yana kasasında normalin çok üstünde bir döviz rezervi tutuyor. Biriktirilen 170 milyar dolarlık döviz, yabancı sermaye yatırımı veya ihracattan gelmediğine göre faizle toplanan paralardan oluşuyor. Üstelik de bu paralar “tefeci faizi” ödenerek biriktirildi.

Merkez Bankası, sadece kızılca kıyametin koptuğu 19 Mart’ta Bloomberg’e göre 8 milyar dolar döviz satarak müdahalede bulundu. Öyle anlaşılıyor ki doları kritik eşik saydıkları 40 TL’nin altında tutacaklar.

Bu rakam bile Türkiye’de ekonomik dengeleri bütünüyle sarsmak anlamına geliyor. Bugünden tezi yok üreticiler her şeye zam yapacaklar. Yıl sonu enflasyon hedefi şimdiden uçtu demektir. “Nas ekonomisi” uygulanmayacaksa faiz indirimi epey bir süre rafa kaldırıldı demektir.

Bütün bunlar, faturanın yine halka yükleneceği anlamına geliyor. Türkiye İslam Devleti’nin faturasını fakir halk ödeyecek.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin