Erdoğan’ın son planı!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

Nerede okuduğumu hatırlamıyorum şöyle diyordu:

-Külkedisi masalındaki ahlak dersi nedir biliyor musunuz?

Cevap: 

-Bazen dikkatsizliğin faydaları olabilir!

Muhalefet, işi dikkatsizliğe mi yoksa çaresizliğe mi vuruyor bilmiyorum ama yaşanan her olaydan benzeri bir ahlak dersi çıkarıyor gibi. 

Umursamazlık, vurdumduymazlık, dikkatsizlik…

Adına ne derseniz deyin, 17/25’te başladı bu dikkat eksikliği ve vurdumduymazlık. 

Eğer o gün muhalefet muhalefetliğini yapsaydı ülke bu kadar acılar yaşamaz ve tükenme noktasına gelmezdi. 

İktidarı ele geçiren çete, kendi hırsızlık ve geleceği için ülkeyi ateşe vermezdi. 

Bununla da yetinmediler. 

Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere ülkedeki siyasi olan/olmayan tüm muhalefetten bahsediyorum. 

Dayağı yiyen cemaat olduğu için seslerini çıkarmamayı tercih ettiler. 

Ses çıkarmamak en zayıf ahlaki refleksti. 

Solcu geçinenlerin kahir ekseriyetinin “Oh olsun” ya da “Bırakın birbirlerini yesinler” zihniyetinde olduklarını biliyoruz. 

Oysa birbirini yiyen yoktu, suçüstü yapılmış bir çete ve onların koca ülkeye çökme planı vardı. 

Kıskanılan, dudak bükülen, “bunlar da çok oluyor” denilen toplumun bir kesiminin tepelenmesini alkışladılar utanmazca. 

İşin daha ahlaksız olan kısmı ise, şimdi de ortaya çıkan tablodan yine cemaati suçlamaları. 

Pişkinliğin, ahlaksızlığın bu kadarına pes!

Neyse konumuz bu değil.

15 Temmuz sonrası Yenikapı’da Erdoğan’ın yanında konu mankeni olmayı kabul eden siyasetçiler bugünkü tablonun gerçek ve baş suçlusudur. 

Bu kadar net!

“Olan oldu” da diyemiyoruz artık. 

Olmamalıydı…

İktidar yaklaşık 15 yıldır yaşanan her gelişme sonrasında anında bir faydacı planlama yapıyor. 

Her krizi, felaketi, savaşı, olumsuzluğu kendileri lehine çevirmeyi planlıyor. 

Kabul etmek lazım ki, bugüne kadar büyük oranda başardılar bunu. 

Ancak, hayat ve tarih daima plan program dahilinde yürümüyor. 

Galiba bir eşik var: Ah eşiği. 

O eşik aşılınca her şey ters yüz oluyor. 

Bu “Ah eşiği” hakkında daha uzun yazmak isterim ama şimdi değil. 

Bu eşik aşıldığı için belki de, hem iktidarın yaptığı her hamle tersi bir şekilde onlara geri dönüyor. 

Çıkarcılığın, fırsatçılığın ilanihaye sürmeyeceğini tarih bize defalarca göstermiş aslında. 

İktidar yaptığı zulümlerin, haksızlıkların, ahlaksızlıkların ve hırsızlıkların birikmesiyle artık maddi/manevi tüm kredisi tüketmiş durumda. 

Bundan sonra artık bu kurallarla oyunu kazanabilmeleri zor. 

Bu sebeple ya mızıkçılık yapacaklar ya da kuralları kendi keyiflerine göre uygulayacaklar. 

Depremden hemen sonra bu stratejiyi özenle uygulamaya çabaladıklarını görüyoruz. 

Daha düne kadar “Deprem ahlaksız beldelerde olur” ya da “Elimle depreme dur dedim, engelledim” diyen güruh şimdilerde bu zelzeleye “Asrın felaketi” dememizi istiyor. 

Asrın felaketi ancak felakette çığır aşmış bir iktidarda olabilir kısmını da es geçiyorum. 

Hemen sonrasında yabancı medyaya verdikleri demeçte (Reuters) seçimlerin vaktinde yapılmasının zor olduğunu yavaş yavaş işlemeye başladılar. 

Dikkat buyurun depremin daha ikinci günü bunu yapmaya başladılar. 

Seçimden kaçan bir görüntü vermek istemiyorlar. 

Ancak seçimlerin yapılmasını da istemiyorlar.

Arınç gibi özgün ağırlıksız ve her dönem ayrı karaktere bürünebilecek olan figürleri kullanarak kıtır atıyorlar. 

Medyadaki kalan bir iki kripto iktidar yalakasına 20 yıl önceki tuhaf AYM kararlarını bulup çıkarttırıyorlar. 

27 sayfalık bir karardan, bir cümle bile değil iki kelimeyi cımbızla çekip, “Hah işte seçim ertelenebiliyor” dedirtiyorlar. 

“Mücbir sebep deprem olabilir” yorumunu yaptıracaklar. 

Kime?

Tamamen ellerinde olan Yüksek Seçim Kurulu’na. 

Bundan sonra olacakları söyleyeyim. 

Kendileri asla ama asla seçimi ertelemek istiyormuş havası vermeyecekler. 

Arınç gibi Fatih Altaylı gibi kullanışlı aparatlar ile ertelenebileceğine dair kamuoyu oluşturmaya çalışıp topu YSK’ya atacaklar. 

Ve elbette YSK onların arzu ettiği şekilde en az bir yıl erteleyecek seçimleri. 

O zamana kadar itibarlarını tekrar kurtarabileceklerine inanıyorlar. 

Velev ki kurtaramadılar, seçimleri kendi istedikleri şartlarda ve ortamda yapıp, sayımları ve sonuçları kendi uhdelerinde açıklayacaklar. 

Hakemin bir takımın formasını giydiği maçtan ne gibi sonuç beklenebilirse o kadar bekleyebiliriz adil ve demokratik seçimi. 

İktidarın yapacağı belli. 

Gelelim muhalefete…

Bugüne kadar yaptıkları gibi, Külkedisi masalının ahlak dersinden çıkaracakları “bir dikkatsizlik, aymazlık fayda sağlayabilir” zihniyetiyle devam ederlerse…

Geçmişler olsun…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin