YORUM | HASAN CÜCÜK
Avrupa’da yaşayan 6 milyon Türkiye kökenliyi yakından ilgilendiren ‘Finansal Bilgilerinin Otomatik Değişimi’ bu yılın sonu itibariyle hayata geçiyor. Vergi kayıp ve kaçaklarını önlemek konusundaki iş birliğinin hem çok taraflı hem de otomatik temelde gerçekleşmesini sağlamak üzere Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi oluşturulmuştu. Türkiye bu anlaşmayı 2011 yılında imzalamıştı. Bu tarihten 6 yıl sonra da, bu sefer uygulamayı düzenleyen ve sayıları her yıl artmakla birlikte bugün itibarıyla 107 ülkenin taraf olduğu “Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması’nı da Türkiye 21 Nisan 2017 tarihinde imzalamış ve 31 Aralık 2019 tarihinde onaylamıştı.
Bu anlaşmaya göre, imzacı ülkeler karşılıklılık temelinde ilgili ülkelerin mukimlerine ait finansal hesap bilgilerini, finansal kuruluşlardan toplayıp ayrı bir talep gerekmeksizin (otomatik olarak) her yıl ilgili ülkeyle paylaşacak. 2019 yılına ait bilgiler en geç 31 Aralık 2020’de ilgili ülkelerle karşılıklı paylaşılacaktı. Türkiye, Avrupa Birliği ile yaşadığı gerginlikten dolayı Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Fransa’yı 2020 yılı bilgi değişimi takvimine almamıştı. Letonya ve Norveç gibi ülkelerle bilgi değişimi 2018 yılında başlamış olup, kesintisiz devam etmekteydi.
Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Fransa’nın bilgi değişimi takvimine alınmamasını sadece AB ile yaşanan limoni ilişkilere bağlamak doğru değil. Altında AKP’nin oy hesabı yatıyor. Bilindiği gibi yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullanma hakkına sahip. Son yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan, yurt dışındaki Türklerden yüzde 60 oy aldı. Adı geçen 5 ülkede oy oranı yüzde 60’ın çok üstünde bulunuyor. Cumhur İttifakı’nın yüzde 50’nın altına düştüğü kamuoyu yoklamalarına yansıyor.
Avrupa’da bulunan 2,5 milyon Türk’ün oyu Erdoğan ve AKP için can suyu anlamını taşıyor. Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Fransa’da yaşayan milyonlarca Türk’ün banka hesap bilgilerinin değişimi, oy kaybı demek. AKP, AB ile ilişkileri bahane ederek Türk nüfusunun ezici çoğunlukta olduğu ülkelerle finansal bilgi değişimini bir yıl erteledi. Benzer ertelemenin 2021 yılı sonunda da yapılacağı sızan kulis bilgileri arasında. Erdoğan’ın süreci cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 2023 yılına kadar erteleme niyetinde olduğu ifade ediliyor. Ancak hesapta olmayan bir gelişme Erdoğan’ı zor bir yol ayrımına getirdi. Ya hesap bilgilerini paylaşıp oy kaybını göze alacak ya da kara listeye alınıp, yatırım musluğunun kesilmesini tercih edecek.
Avrupa Birliği ülkeleri aralık ayı liderler zirvesinde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sismik araştırma faaliyetleri nedeniyle aşamalı yaptırım kararı aldı. Brüksel’deki zirvede, Türkiye’ye yaptırım konusunu görüşen AB liderleri, sonuç bildirgesinde yaptırım listesini genişletme ve Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine katılan kişi ya da kuruluşların listeye eklenmesine karar verdi.
Bu kapsamda, Brüksel’e yakın kaynaklar Avrupa Birliği ülkelerinin finansal bilgi değişimi hususunda tutumunu değiştirmeyen Türkiye ile ilgili olarak vergisel açıdan işbirliği yapmayan veya şeffaf olmayan ülke listesi anlamına gelecek bir kara listeye alma yaptırımına başvurabileceğini konuşuyor.
Yine aynı kaynaklar, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son zamanlarda Avrupa Birliği’ne yönelik yaptığı olumlu açıklamaları da bu kapsamda ele alıyor ve iyi niyet göstergesi olarak yapacağı öncelikli işlerden birinin de Avrupa ülkeleriyle Avrupa’da yaşayan Türklerin hesaplarını paylaşmak olacağını ifade ediyorlar. Bu sayede olası bir kara listeye alınma yaptırımını önleyerek, zaten çok kötü bir durumda olan ekonominin bir de uluslararası kredi piyasaları nezdinde itibar kaybetmesini önlemiş olacağını söylüyorlar.
Erdoğan’ın bu kararı yıllarca propagandasını yaptıkları ‘Biz vatandaşımızın bilgisini kimseyle paylaşmayız’ söylemini yerle bir edecek. Çoğunluğu kendi seçmeni olan Avrupalı Türkleri birlik ülkelerinin önüne atacak.
Yıllarca Recep Tayyip Erdoğan’a güvenerek; paralarını Türk bankalarına yatıran, teşvik edilmesi nedeniyle Türkiye’den emekli maaşı alan, müteahhitleri zengin etmek için hükümet tarafından desteklenen inşaatlardan gayrimenkul alıp kira geliri elde eden, Varlık Barışı kapsamında Erdoğan tarafından talep ediliyor diye parasını Türkiye’ye getirip gelir elde eden, Avrupalı Türklerin hepsi yaşadıkları devletlerin önüne atılmış olacak.
Türkiye’de otomatik bilgi değişimi için bilgileri toplamaya ve paylaşmaya yetkili makam olan Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan düzenlemede de bunu açıkça görüyoruz. Rehberde, önümüzdeki süreçte bilgi değişimi yapılan ülkelerin artırılacağı aksi takdirde kara listeye alınma gibi yaptırımlarla karşılaşılacağı özellikle vurgulanmış.
Avrupa’da yaşayıp da sosyal yardım alan, yardımla geçinen ve işsizlik parası alan Türkler için hayat biraz daha zor olacak. Türkiye’den elde ettikleri geliri beyan etmedikleri için yüklü para cezasına çarptırılacak, aldıkları sosyal yardım paraları faiziyle geri alınacak. Sadece para cezası değil, ülke mevzuatlarına göre hapis cezası alanlarda olacak.
Tehlikenin geldiğini gören Avrupalı Türkler, yine kendilerince çözüm(!) buldu. Bugünlerde koronavirüse rağmen Türkiye’ye gurbetçi akını var. Gerekçesi malum konu. İlk yaptıkları, kira gelirini bir yakınının hesabına aktarmak ve bankadaki paralarını çekmek oluyor. Hatta mülkünün tapusunu bir yakının üzerine geçirenler de var. Bunların hepsi kısa vadeli pansuman çözüm. Türkiye’den emekli olanların bulacağı pansuman bir çözüm ise bulunmuyor.
Erdoğan bir yol ayrımına gelmiş olacak. Adam harcama konusunda maharetini dikkate aldığımızda Erdoğan’ın Avrupalı Türkleri bir kalemde silmesi muhtemel gözüküyor. En son damadını bile harcayan Erdoğan’ın gurbetçileri harcaması da çok zor olmayacak gibi gözüküyor. Ancak bu konuda AKP seçmeninin sağduyusuna(!) güveniyor. Her türlü olumsuz gelişmeyi dillendirip, son tahlilde ‘Oyum Erdoğan’a’ diyeceklerinden emin!
Kurduğu şeytani planların sonu geldi. Barutun fitilini kim ateşleyecek bakalım? İnfilalakın sesi her yeri sarsacak. Kaçacak delik, saklanacak İN arayacaksınız. Lakin sizlere ne dünyada, ne kabirde, nede ahirette huzur olmayacak.