HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Rize’de Salarha Tünelinin açılış töreninde bir çocukla kurduğu diyalog sosyal medyanın gündeminde. Kurdeleyi vaktinden önce kesen çocuğun kafasına orta parmağının tersi ile vurarak uyarması çok konuşuluyor. Öncesinde yaşananlar ise onu aratmayan cinsten.
Cumhurbaşkanı Erdoğan için Rize özel bir önem taşıyor. Terazinin bir kefesine Türkiye’yi, öteki kefesine Rize’yi koysanız, Erdoğan için Rize ağır basmasa bile terazinin öteki gözündekini tartar diye düşünüyorum.
Bundan dolayı Rizeli olmak zengin olmak ve zenginler yaratmak için bürokraside önemli yerlerde olabilmek için referans niteliğinde. Hele bir de Erdoğan’ın ilçesi olan Güneysu ile bir şekilde bağlantınız varsa bahtınızın açık olması için referans aramanıza gerek yok.
Bir dönem meslek hayatımın aktivitesinin yüksek olduğu dönemlerde bazı ziyaretlere giderdik. Kimi zaman yeni göreve başlayan birine “hoş geldin” ziyareti olurdu, kimi zaman yeni açılan bir tesisin yöneticisine “hayırlı olsun” ziyareti, ya da bir bahane ile yapılmış ziyaretlerdi bunlar.
Birlikte gittiğimiz heyette Rizeli biri bir şekilde olurdu. Bu kişiler yönetimde değillerdi, yönetici de olmazlardı ama bir şekilde bizim heyete dahil olurlardı. Gidilen yerde tanışma olduğunda, adını dedikten sonra ne yaptığını, ne işle meşgul olduğunu söylemeden önce, yüzüne imalı kocaman bir gülümseme oturtup farklı bir eda ile “Rizeliyim” derlerdi.
Bu odada öyle bir dalga oluşturdu ki artık bu arkadaşların ne iş yaptığı, yönetimde bir görevinin olup olmadığı bir daha hatırlanmazdı bile. Sonrasında çıkış sırasında bu arkadaşlar ziyaret edilen kişiden mutlaka özel bir randevu alırdı.
Şimdi bu arkadaşların adları önemli işadamları ya da siyasette önemli yerlerde olduğunu sık sık duyuyorum. Bu isimlerden biri yaptığı işlerinde ekstra doping etkisi yapmak için olsa gerek magazin dünyasında yer almayı da başarmış.
Neyse, yine konuyu dağıttım. Kafam çok mu dağınık ne?
Yok yok. Kafa dağınıklığı falan yok. Bugün Pazar günü. Öyle gündemin ağır konularıyla fazla meşgul etme yerine, geçmişten birilerinin ikbal yolculuğunda nasıl yol aldığına ilişkin bir anekdot paylaşayım istedim.
Rize’nin Erdoğan nazarındaki öneminden söz ederken, aslında Rize’nin ülkenin krema tabakası için nasıl önemli hale geldiğine ilişkin döşenen taşları kendi penceremden anlatmış oldum.
Salarha Tüneli, Rize için gerçekten önemli. 3 kilometre uzunluğundaki bu tünel, hem şehir içi trafiğini rahatlatacakmış, hem dağın ardı ile önü arasında ulaşımı kısa sürede sağlayacakmış.
Salarha Tüneli Rize’nin 70 yıllık hayali imiş. 14 kilometrelik ve yarım saat süren yolu 4,5 kilometreye indirecekmiş, zaman olarak da 5 dakikaya. Bütün bunları Erdoğan’dan öğreniyoruz. Açılış sırasında bizzat kendisi bütün ayrıntıları ile anlatıyor.
BU VELET İŞİN BÜTÜN KEYFİNİ KAÇIRDI
Konuşmalar yapıldı, söylenecekler söylendi, Rize için yeni müjdeler verildi ve açılışa geçildi. Malum kanalların hepsi esas duruşta canlı yayınlar yapılıyor. Kaç kanal canlı yayında idi ben hiç saymadım, bugüne kadar da saymadım. Önceden kaç kanalın yayın yaptığı yazılır çizilir, bizler de öğrenirdik.
Artık bunu saymanın da bir anlamı kalmadı sanıyorum. Muhtemelen vermeyen birkaç kanal vardır. Parmak sallayarak o vermeyenler sayılıyor olabilir.
Kurdele kesme sırasında platform yine doluyor. Ama bu kez Yargıtay binasının açılışında platformda yer alan isimler gibi ülkeyi yönetenler yok. Daha sıradan insanlar. Sıradan dedimse o kadar da sıradan değil elbette. “Rize’nin eşrafından” insanlar bunlar.
Şirinlik olsun diye yaşları 5 ila 12 arasında değişen kızlı erkekli çocuklar da kurdele kesim töreni için platformda bulunuyor. Önde küçük bir çocuk. Muzip mi muzip. Üstelik hep birlikte kesilmek üzere verilen makası eline geçirince içi kaynamış.
Önünde duran kurdeleyi makasın iki keskin bıçağının arasına almış ve “hart” diye kurdele denilen o turkuaz bez şeridi ortadan ikiye ayırmış.
Erdoğan, açılışta kurdeleyi erken kesen küçük çocuğa böyle tepki gösterdi👇 pic.twitter.com/9Ldw1rg887
— Yol TV (@YolTV) September 4, 2021
O da ne? Kafasına “tak, tak, tak” diye vuruluyor. Dönüp baktığında vuran elin Cumhurbaşkanı olduğunu görüyor. Çocuk umursamaz bir şekilde önünü dönüyor.
Erdoğan’ın çocuğun kafasına vurması, medyada ve siyaset dünyasında herkesin bulunduğu şekle göre yorumlandı. İktidar medyasına göre, bu gülümseten bir hareketti. Yeni Şafak’a göre bu törene farklı bir renk kattı.
Muhalif medya ise bunu bir hakaret olarak algıladı ve çocuklar için bir şiddet sahnesi olarak nitelendirdi. Aslında bu Erdoğan’ın gerçek yüzü idi. Kameraların çevrili olduğu bir anda kendince yanlış gördüğü bir şeyi gerçekleştirmiş olan birine bunu yapan perde arkasında yanlış yapana kim bilir neler yapardı?
Bu değerlendirmeden yola çıkıp Erdoğan’ın dövdüğü iddia edilen bürokrat ve siyasetçilere kadar işi götürenler oldu. Eski bakanlardan Suat Kılıç’ı, Egemen Bağış’ı ve Erdoğan Bayraktar’ı dövdüğü iddiasını gündeme taşıdılar.
Bu iddialara takılmadım ben. Çocuğun kafasına vurmasından önce bir diyalog var. Yine bu yaramaz çocukla Erdoğan arasında geçen bir konuşma. Kıpır kıpır olan çocuk, bir ara arkasını dönüyor:
– Amca, o mektubu annem sana verdi.
– Ulan tamam be, tamam ula!
Erdoğan, bu tür organizasyonlarda kimin nerede duracağına müdahale eder. Kendi sıralamasını bildiği şekli ile yapar. Birini, “Kızım gel. Al şu kızı” diye çağırır. Yanındaki onun oğlan olduğunu söyler. Uzun saçlı gördüğü bir erkek çocuğuna da “Ulan bu ne hal” diye müdahale eder.
AHMET DAVUTOĞLU DA KAFASINDAN HAVAYA KALDIRMIŞTI
Erdoğan’ın çocuğun kafasına vurması, eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun bir hareketini hatırlattı. Davutoğlu, Aralık 2014 tarihinde Ankara’da bir okulu ziyarete gittiğinde küçük bir öğrenciyi sevmek istemişti.
Kendisi çocuğun boyuna inmek yerine onu kafasından tutan Davutoğlu, ayaklarını yerden kesip kendi göz hizasına kaldırmıştı.
Hangisi daha yanlıştı tartışması benim konum değil. Ama @DahiOglan hesabıyla sosyal medyada paylaşım yapan Dahi Bilal’in Erdoğan’ın çocuğun kafasına vurma olayı üzerine yazdığı benim favorim oldu:
Alayına lanet olsun. Yerle yeksan olsunlar. Ya Azizüntikam
bombos bir yazi olmus.
okuyunca istifade edecegimiz, bilmedigimiz birseyler soyleyeceginizi sanmistim oysa.
Tr724’ten daha derinlikli haber-analizler bekliyoruz
gereksiz bir yazı