Erdoğan’ın 3 cümlesi ve rejimin ‘gerçek’ çıkmazı

HABER YORUM | YUSUF DERELİ 

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı her dinlediğimde özellikle son dönemde gerçeklikle bağının tamamen koptuğuna daha çok ikna oluyorum. George Orwell, başyapıtlarından biri olarak kabul edilen faşizmi eleştirdiği 1984 romanında, “Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder,” diyor.

Maalesef Türkiye’de yaşanan tam olarak bu!

İktidar ve destekçileri gerçekleri duymak istemiyor; zira gerçekler onları inanılmaz derecede rahatsız ediyor. İnsan Hakları Savunucusu Ömer Faruk Gergelioğlu’nun uyduruk bir ceza nedeniyle tutuklanmasının başka bir sebebi yok!

Tıpkı 1984’ün konusunun geçtiği Okyanusya’da olduğu gibi Türkiye’de bırakın konuşmayı, ‘düşünmek’ bile yasak! Sorgulamak ise vatana ihanet suçu! Rejim, bir gece yarısı ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığını ilan ediyor örneğin. “Neden?” diye soranlara ise bizzat rejimin lideri tarafından, “Önünü arkasını karıştırmayın; nasıl girdiysek öyle çıktık.” cevabı veriliyor. Biraz daha üsteleseniz, ‘terörist, hain’ damgası yiyeceğinize eminsiniz artık.

‘Çılgın Proje’ Kanal İstanbul’a karşı çıkanlar ‘vatan haini, Atatürk ve cumhuriyet düşmanı’ ilan ediliyor. Rejimin diskurunu kullanmayan herkes potansiyel ‘terörist’. AKP’nin Türkiye’sinde cehalet, bilgisizlik ve yobazlık en büyük güç haline geldi; tıpkı 1984’teki gibi… Rahmetli, sanki 65-70 yıl önce bugünkü Türkiye’yi görüp de yazmış romanı!

BİRİNCİ CÜMLE: KAYNAMAYAN TENCERE!

Recep Tayyip Erdoğan, partisinin önceki günkü grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Üç cümlesini alacağım bu yazıya. Şöyle diyor ilk cümlesinde: “Bu ülkede tenceresini kaynatmakta zorlanan her vatandaşımızın derdine, 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da yine biz derman olacağız.”

Peki gerçekten öyle mi?

Aile Bakanlığı’nın 2020 Faaliyet Raporu, geçtiğimiz haftalarda yayınlandı. Bakanlığın raporu bile Erdoğan’ı yalanlıyor. Rapora göre, sosyal yardıma muhtaç hane sayısı bir yılda yüzde 102 artmış. 2019’da 3 milyon 282 bin haneye yardım yapılırken bu sayı 2020’de 6 milyon 630 bine çıkmış. Cumhurbaşkanlığı 2020 Yıllık Programı’nda, Türkiye’de yoksulluk oranı yüzde 21.2 olarak açıklanmıştı. Aynı rapora göre toplam 16 milyon 831 bin 210 kişi, aldığı sosyal yardımlarla ayakta durabiliyor. Yani AKP rejimi döneminde halk zenginleşmemiş, aksine fakirleşmiş ve yoksulluk kalıcı hale gelmiş… Pazar yerleri, atık sebze meyve toplayan insanlarla doluyor. Yoksulluk nedeniyle intihar edenlere her gün yenileri ekleniyor.

İKİNCİ CÜMLE: İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜMÜ BİZİZ!

“Bu ülkede iş bulmakta zorluk çektiği için geleceğine tereddütle bakan her gencimizin, her vatandaşımızın sıkıntısına, 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da biz çözüm bulacağız.”

Yine rakam verelim; AKP iktidara geldiğinde Türkiye’deki işsiz sayısı 2 milyon 464 bindi. İşsizlik oranı ise yüzde 10,3. Söz konusu dönemde TÜİK’in rakamlarının daha güvenilir olduğunu hatırlatalım. Peki bugün rakam nedir? Geniş tanımlı işsiz sayısı 9,5 milyonun üzerinde. Geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 29,1! Her 4 gençten biri işsiz. Kısa Çalışma Ödeneği ay başında sona erdi. İşsizlik rakamlarının önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor. Yani AKP’nin işsizliğe çözüm bulduğu falan yok! Aksine, işsizlik sorunu da maalesef kalıcı hale geldi.

ÜÇÜNCÜ CÜMLE: PANDEMİDE VERİLMEYEN DESTEK!

Şöyle diyor Erdoğan: “Bu ülkede salgın şartları sebebiyle ekmek teknesini çevirmekte zorlanan her esnafımızın önünü, 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da biz açacağız.”

Peki bugüne kadar ne kadar karşılıksız hibe verildi esnafa? 5 milyar lira civarında! Geçtiğimiz yıl şehir hastaneleri için yandaş bir kaç müteahhide ödenen ‘garanti’ miktarı 8.7 milyar TL’ydi. Milyonlarca esnafın 3-5 müteahhit kadar kıymeti yok mu? 5’li çetede yer alan Kalyon İnşaat’ın bir kalemde silinen vergi borcu 9,5 milyar lira!  Bu yıl faize ödeneceği tahmin edilen tutar ne kadar biliyor musunuz; 179 milyar lira.  2019’da 114 bin, geçtiğimiz yıl ise 99 bin 588 esnaf, meslekten ve sicilden terkin işlemi gerçekleştirerek kepenk kapattı.

Esnaf bu halde peki çiftçinin durumu nedir? Çiftçinin devletten yasal olarak alacağı miktar 210 milyar liraya ulaştı. Her gün yeni bir ‘traktör haciz’ haberi duyuyoruz. 2002’de 1 milyar lira olan çiftçinin toplam borcu AKP döneminde 130 milyarı aştı! Rakamlar ortada; hangi esnafa ve çiftçiye sahip çıkıyor AKP?

George Orwell’la başladık yine onunla bitirelim. AKP rejiminin Türkiye’sinde; savaş barıştır, özgürlük tutsaklıktır, bilgisizlik/cehalet güçtür!