Erdoğan’ı sahiden göndermek istiyor musunuz? 

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Kılıçdaroğlu-Özdağ görüşmesini haber yapan Sol Haber, bir AKP trolü gibi mesaj atıyor ve diyor ki “Kılıçdaroğlu-Özdağ görüşmesinden sonra Zafer Partisinin alacağı bakanlıklar belli oldu, İçişleri ve Kültür Bakanlığının yanı sıra TİKA, Yurt Dışı Türkler ve Akraba topluluklar Başkanlığı da Zafer Partisi’nin olacak.”

Ümit Özdağ’ın İçişleri Bakanı olacağı tam bir saray dezenformasyonu ve bu yalan haberin tek amacı var, Kürtleri ve KHK’lıları Kılıçdaroğlu’na oy vermekten alıkoymak.  

Bu haberin Sol Haber’de yayınlanmasının, a haber’den binlerce kere daha etkili olacağını biliyorlar. Saray ağzıyla trollük yapan bir sol yayın. Siz bunları da Tuncay Özkan gibi solcu falan zannediyorsunuz ama en kritik zamanda bütün maskeleri çıkartıyorlar. 

Seçimlere üç gün kala Kürtlerin ve geniş bir mağdur kesimin Kılıçdaroğlu’na arkasını dönmesine sebep olacak bir dezenformasyonu, muhalefet cephesinde bütün taşları yerinden oynatacak bir yalan haberi, yandaş ağzıyla Sol Haber portalı neden yapar? İnsan ilk başta çok yadırgıyor ama burasının Türkiye olduğunu ve kimin elinin kimin cebinde olduğunun asla bilinemeyeceği gerçeğini hatırlıyor. Sol Haber portalı ya iyi paralara satın alındı ya da ilk kuruluşundan beri bir yerlere angaje idi, biz onları solcu zannediyorduk; ihtiyaç halinde aslına dönüyorlar. 

Şu feleğin işine bakar mısınız? Sabah akşam terörist diye yaftaladıkları kesimler Türkiye’nin bir Ortadoğu diktatörlüğü olmaması için her türlü riski göze alıp direnirken, ortalıkta Atatürkçü, Solcu, Sosyal Demokrat görünen herkes bir Saray sakininin artık tartışılmaz bir tek adam olabilmesi için varıyla yoğuyla çalışıyor. Selahattin Demirtaş, Hidayet Karaca, Mustafa Ünal gibi yüzlerce politikacı, gazeteci, medya yöneticisi, doktor, öğretmen, akademisyen Türkiye Cumhuriyeti’nin bir diktatörlüğe dönüşmesine karşı direnirken, kendilerini milliyetçi, vatansever, milli, yerli diyenler de bir taraftan memleketi uyuşturucu cenneti yaparken diğer taraftan da ülke tam bir diktatörlüğe dönüşsün diye çabalıyor. 

Son olarak kendini milliyetçi, Atatürkçü, vatansever olarak tanımlayan Sinan Oğan da Erdoğan’ın iktidarını devam ettirebilmesi, memleketi soyup soğana çevirmeye devam edebilmesi için desteğe gitti. Açıktan ya da gizli Türkiye’deki bütün kirli ve karanlık kesimler Recep T. Erdoğan için yüzlerindeki Atatürkçü, Solcu maskelerin hepsini çıkarıp attı. 

Üç gün sonra seçim var peki muhalefet bu kez çaldırmayacağının garantisini verebiliyor mu? 14 Mayıs gecesinin yeniden yaşanmayacağını, bütün gücüyle çabalayan, direnen toplumsal muhalefetin gayretlerinin heba olmayacağının sözünü verebiliyor mu? 

Kılıçdaroğlu’nun ve muhalefetin bu iki hafta içinde yapması gereken en önemli iş bu konudaki açığı giderecek şekilde önlemler almasıydı. Seçimin hemen ertesi apar topar derin devlete selam çakacak ifadeler kullanmak, Saray’ın terminolojisiyle konuşmak toplumu etkilemek için yapıldıysa bence beyhude çaba. Oy vermeyenler umursamamıştır bile. Kendisine oy verenleri rencide etmekten başka bir işe yaramamıştır. 

Bu saatten sonra eksen ve söylem değiştirmek Kılıçdaroğlu’na oy getirmez ama sandıklara gerçekten sahip çıkarlarsa kazanması yüksek ihtimal. 

Solcu, Atatürkçü, Sosyal Demokrat elitlere buradan bir kere daha sormuş olayım; doğruyu söyleyin kazanmak, Erdoğan’ı göndermek istiyor musunuz istemiyor musunuz?