AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı, eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun mahkeme savunmasındaki ifadeleri nedeniyle dava açtıklarını duyurdu. Erdoğan’ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis cezası ve siyasi yasak istemiyle yargılanan Kılıçdaroğlu, mahkemedeki savunmasında “Hırsıza hırsız dediğim için buradayım.” demişti.
Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, mahkemedeki açıklamaları nedeniyle CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını ve “500 bin TL’lik manevi tazminat davası” açtıklarını açıkladı.
Aydın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu açıklamayı yaptı:
“15 Temmuz 2016 kanlı darbe girişiminden hemen sonra Cumhurbaşkanımız, ‘siyasi hayatımızda asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi ümidi ve iradesiyle’ Kılıçdaroğlu aleyhine açtığı tüm davalardan vazgeçmişti.
Aradan geçen 8 yıla rağmen Kılıçdaroğlu cephesinde asgari siyasi nezaket konusunda bir arpa boyu dahi mesafe alınmadığı aksine kabalığın ve çirkin uslübün bir davranış kalıbına dönüştüğü anlaşılmıştır. Şikayetten vazgeçtiğimiz ve bu nedenle cezalandırma ve siyasi yasak talep etmediğimiz bir dosya üzerinden, sahte bir mağduriyet algısı oluşturulduğu gibi, savunma hakkı kötüye kullanılarak Cumhurbaşkanımızın kişilik hakları ağır bir şekilde ihlal edilmiştir.
Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaret ve iftiraların bir hülasasından ibaret olan mahkemedeki açıklamaları nedeniyle Kılıçdaroğlu aleyhine Ankara Cunhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş ve Asliye Hukuk Mahkemesinde de 500 bin TL’lik manevi tazminat davası açılmıştır.”
KILIÇDAROĞLU MAHKEMEDE NE DEMİŞTİ?
11 yıla kadar hapis ve siyasi yasak istemiyle yargılanan Kılıçdaroğlu, Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’ne verdiği ifadede şöyle savunma yapmıştı:
”Sayın Yargıç, konuşmama başlamadan önce iki hususa dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi : Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim.
İkincisi : Maruz bırakıldığım bu hukuksuzluğun öznesi ve sebebi olmadığınızı biliyorum. Söyleyeceklerimin hiçbirisinin şahsınızla bir ilgisi yoktur.
Ancak bilmenizi isterim ki sizinle ortak bir noktada buluştuk. Tarih, bana gerçekleri söyleme görevi verdiği gibi size de bu gerçekleri kayıt altına alma fırsatı sunmuştur.
Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye çıkmamın nedeni; Erdoğan’a “Başçalan, hırsız ve başhırsız” demiş olmamdır. Öncelikle ispatlarla sabit olan bu gerçekleri dile getirdiğim için hiçbir pişmanlığımın olmadığını söylemek isterim.
Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, “Rüşvet suçundan” çıkmadım. Ne mutlu ki bana, “yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız” olarak karşınıza çıkmadım.
Ve yine ne mutlu bana ki sayın yargıç, karşınıza “vatana ihanetten” de çıkmadım. Karşınıza Sayın Yargıç, “Hırsıza hırsız ” dediğim için çıktım.
”OĞLUM EVDEKİ PARALARI SIFIRLADIN MI DİYEN ADAM HIRSIZDIR”
Sizlerin ve aziz milletimin huzurunda ve tarih önünde tekrar söylüyorum; “Oğlum evdeki paraları sıfırladın mı ” diyen adam HIRSIZDIR.
“Bir tek yüzüğüm var, zengin olursam bilin ki çalmışımdır” diyen adam zengin olmuş ise Sayın yargıç, buradan tekrar söylüyorum BAŞÇALANDIR – HIRSIZDIR.
Sayın yargıç; ben Kemal Kılıçdaroğlu..! Maliye Bakanlığında hesap uzmanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığında Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı yaptım.
Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunda Genel Müdürlük, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında Müsteşar yardımcılığı yaptım. Siyaset arenasına girmeden önce Üniversitede ders verdim. Milletvekilliği ve Grup Başkan Vekilliği yaptım. Daha sonra üyesi olmaktan her zaman gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinde Genel Başkanlık görevini 13 yıl boyunca yerine getirdim.
Sayın Yargıç, Bütün görevlerim süresince çok büyük bütçeler yönettim. 10 binlerce memura amirlik yaptım. Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim.
Çeteler, baronlar ve mafyalar hep karşımda olmuştur. Tarih kadar uzun bir yolculuktan geldim Sayın Yargıç. 68 Kuşağında Denizlere, Mahirlere ve Hüseyinlere yoldaşlık ettim. İdamlara tanıklık ettim.
Daha sonraları anladım ki, Sağdan ve soldan idam edilenlerin aslında aynı hedefte yürüyen kardeşler olduğunu. Düşmanlarımızın ise tek olduğunu.
Aslında, bizim tek düşmanımız, bu ülkeyi bölmek ve bizleri kendilerine köle yapmak için amansızca çalışan Emperyal güçlerdi…”