AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem felaketinin ardından seçim tarihine ilişkin ilk kez konuştu. Erdoğan, seçim tarihi için 14 Mayıs’ı işaret etti. Erdoğan yine muhalifleri tehdit etti: “Söylenen her şeyi şimdilik not ediyoruz. Vakti gelince bu notları açıklayacağız.”
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
- Ülke olarak her ne kadar birileri kabul etmese de asrın felaketi diye nitelenen 7.7 ve 7.6 ve sonrasında gelen büyüklüğü 6.6’ya kadar çıkan 11 bin 400 sarsıntı yaşadık. Bölgede 62 ilçede ve 10 bin 190 köyde çok ciddi yıkımlara neden olan depremleri yaşamaya devam ediyoruz. Büyüklükleri 4’ün, 5’in üzerine çıkabilen tedirginlik sürüyor. Sürecin normal olmadığını tüm bilim insanları söylüyor. Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır.
- Depremleri engelleyebilmemiz mümkün değildir. Bize düşen göre şudur; evvela deprem öncesi altyapısıyla, konutlarıyla, işyerleriyle güvenli yerleşim yerleri inşa etmek, hazırlık yapmaktır. Ardından ise en etkin acil yardım çalışmalarını yürütmek, yaraları sarmaktır. Her iki konuda da ülkemiz son 20 yılda geçmişle mukayese edilemeyecek ilerleme kaydetmiştir.
- 6 Şubat’ta 11 ilimizi vuran deprem fırtınası milletimize hepsinden büyük bir acıyı yaşattı. 500 km’lik çapa sahip 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Ağır kış şartlarının etkili olduğu günde karşı karşıya kaldık. Yıkılan altyapının ve yaşanan karmaşanın getirdiği zorluklar ve hava şartları bizi zorladı.
- Son tespitlere göre yıkık, acil yıkılacak 203 bin 958 binada 583 bin 628 bağımsız bölüm var. Bunların yüzde 98’i de 2000 öncesi yapılan binalardan oluşuyor. Yıkık bina sayısı 31 binin üzerindedir.
- 35 bin arama kurtarma görevlisine ulaşabildik. 271 bin kamu görevlisi, 15 bin iş makinesi, 78 uçak, 115 helikopter, 38 gemi görevlendirdik. Gönüllülerle neredeyse yarım milyon insan depremzedelerin imdadına koştu. Buna rağmen kimi eksiklikler, aksaklıklar yaşanmıştır.
- Herkes şahittir ki var gücümüzle ve en hızlı şekilde depremzedelerin yardımına koştuk. İlk andaki eksikler tamamlanıp arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, geçici barınma alanı ve kalıcı konutların inşasına kadar her şey yoluna girince bunlar da kimliklerine büründüler.
- Bütün bu sirk cambazları bölgeye kaç kere gittiler. Şahsım ve Cumhur İttifakı olarak bölgeye 2 kez gittik, arkadaşlarımız sürekli bölgede, vekillerimiz bölgede telefon diplomasisiyle, valilerimizle, kaymakamlarımızla, belediye başkanlarımızla bölgeyi tarıyoruz.
- Bugün yavru muhalefet yargıyı bizim yönlendirdiğizi söylemiş, ayıptır. Türkiye’de Erdoğan’ın bu konuda nasıl davrandığını rabbim bilir, sen anlamazsın. Sen önce kendini düzelt. Şunu iyi bilin ki bu millet, 14 Mayıs’ta gereğini yapacaktır. Asla böyle kuru-sıkı atanlara prim vermeyecektir.
- Birileri için ağzına geleni söylemek kolay. Onlar deprem bölgesine gidip, sadece konuşacak, poz verecek, yaşanan acıların istismarını yapacak. Enkazları kaldıracağız, yaraları saracağız. Yıkılanların yerine daha iyisi yapacağız, insanımızın önüne daha iyi bir hayat süreceğiz. Eksiklerimizi söylemek, helallik istemek zaafiyetimiz değildir.
- Söylenen her şeyi şimdilik not ediyoruz. Vakti gelince bu notları açıklayacağız. Ama şimdi tek gündemimiz depremdir. Depremin yol açtığı acılardır. Kulağımızı sadece milletimize veriyoruz. Acımızı sadece milletimizle paylaşıyoruz. Adaylık kavgasından, bakanlık paylaşımından birbirlerine laf yetiştirmekten fırsat bulamayanları kendi sığ dünyalarıyla baş başa bırakıyoruz.
Eksiklerinizi söylemek, helallik istemek zaafiyetiniz değildir elbet.
Hatta bunlar iyi yönünüz.
““Maalesef ilk birkaç gün Adıyaman’da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik” sözü -kromometre tutup ölçtüm- 7 sn.
Depremin ilk iki günü geciktiniz; iki gün. İki gün askerimizi geciktirdiniz.
2gün X 24 saat X 60 dakika X60 saniye: 172.800 saniye.
172.800-7= 172.793 sn.
Eksikliğiniz 7 sn değil, 172.793 sn. Bunun hesanını verin.
7 saniyelik itiraf ve helallik istemeyle, kuzenimin yetim kalan kızlarının hesabını nasıl vereceksin?
45 binden çok insanın ölümünde, sadece gecikmeye bağlı değil, imar aflarının, depreme dayanıklı olmadığı halde izin verdiğiniz yapıların altında ezilerek ölen insanların ölümünde, sizin 20 yıllık yönetiminize bakan gecikmelerin, rüşvet ve yolsuzlukların hesabını nasıl vereceksin?
Kaç insanımız donarak öldü enkaz altında bu iki günde?
Kalkmış, “ilk birkaç gün, Adıyaman’da arzu ettiğimiz etkinlikte yapamadık helal edin” diyor.
TTde #helal etmiyoruz zirve yapınca, “deftere kaydediyoruz” diyorsunuz.
Eksikliklerinizi bile inkar edilemeyecek seviyeye geldiğinde yarım ağızla itiraf ediyorsunuz.
Seçtiğiniz kelimeler bile “ne kadar alicenap, ne kadar yüce gönüllü” olduğunuzu ifade eden kelimeler.
Sanki sadece Adıyaman’da yapamadınız!
En basit görevimizi bile “beceremedik, istifa ediyorum” demeniz gerekirken, “bizim helallik istememiz eksikliğimiz değildir” demek de nedir?
Helallik de istemeyeydin o zaman…