Dört çeker bir aracı çalınan bir vatandaş, uzun uğraşlardan sonra Suriye’de bulmuştu lüks otomobilini. Hemen harekete geçip, üstelik risk alarak sınırı aştı. Suriye’nin bir vilayetinde noter aracılığıyla satışından hemen önce aracını bulmuştu. Devlet sistemi ve resmi daireler yok edilmiş, yerine kimi yerde IŞİD, kimi yerde El Nusra, kimi yerde PYD geçici yönetimlerinin temsilcilerinden oluşan tali makamlar oluşturulmuştu. IŞİD’in etkili olduğu bölgede böyle bir yetkiliyi bulup uzun uğraşlarla derdini anlatmayı başarmıştı bu vatandaşımız. Şase numarasından, aracın rengine, kaza izlerine kadar delilleri sıraladı. En sonunda aracı satmak isteyen Suriyeli şahısla karşı karşıya gelmişti. Onu da ikna edip aracını alıp geri dönmek istiyordu. Hatta çalınmış ve Suriye’ye satılmış aracı için bedel ödemeye bile razıydı.
Ancak IŞİD saflarına katılmış şahıstan aldığı cevapla şok olmuştu: “Bu araç benim, önceki sahibini ellerimle boğazladım! Kimseye geri vermem!” Suriye’deki savaşı yakından takip eden bir gazeteci arkadaşım anlatmıştı bu dramatik olayı 3 yıl önce. IŞİD’in yönettiği bir bölgede,çalıntı aracını bulan bir Türkiyeli’nin hayal kırıklığının hikayesiydi. Aynı zamanda IŞİD kafasının hadiselere bakışının özeti. Elleriyle boğazladığı kişiden çalınan otomobillerin hikayesi.
AKP iktidarı ve Erdoğan taraftarları da benzer akıl yürütmeleri ve davranışları serdediyorlar. Kimi zaman teşkilata yapılan bir iç konferans ya da konuşmada, kimi zaman sosyal medyada ortaya çıkıyor içlerindeki IŞİD canavarı. Durdurulamayan trafik canavarı gibi AKP alarm veriyor. Gazetecilerin hanımlarını hareme almaktan söz edenleri mi ararsın, elinde silah paramiliterlik yapmak isteyenleri mi… ‘IŞİD ile ben aslında aynı zeminde büyüyoruz’ diyor bütün bunlar. Bir de birbirlerini besleyip büyüttükleri eklenmeli buna.
15 TEMMUZ’UN PARAMİLİTERLERİNİN İLK GÖRÜNTÜSÜ
Canlı örnekleri ve delilleri çıkıyor karşımıza. İki gün önce @NickTachon (sakıncalı binbaşı) isimli bir twitter hesabı çok tartışılacak bir görüntüyü paylaştı. Siyah gözlüklü, siyah bereli, haki elbiseli-muhtemelen şalvarlı sakallı bir paramiliter elinde silahı ile duvar yanlarında saklanarak çatışmaya gidiyor. Hareketleri ve özgüveni, elindeki silaha hakimiyeti profesyonel eğitim aldığının açık göstergesi. Yanında başka kişilerde olmalı, çünkü, “Şu anda çatışmadayız. Görüntü al görüntü. Evet arkadaşlar içerde şu anda F… ve laikçi köpekler devlete mukavemet etmeye çalışıyor. Polisimizin yardım istemesi üzerine yardımlarına geldik. Dua edin inşallah. Selamün aleyküm…” diyor. 15 Temmuz’un ertesi günü çekildiği tahmin edilen görüntüler aylardır yazılıp çizilenlerin teyidi. Cumhurbaşkanı Savunma Başdanışmanı yapılan emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu SADAT’ın El Kaide ve IŞİD militanlarını da eğittiği iddia edildi. Meclise, başbakanlara yöneltilen CHP’li milletvekillerinin soru önergeleri hala cevapsız. CHP’li vekiller bile unuttu ne sorduğunu belki de! SADAT’ın eğittiği, 15 Temmuz’un cinayetlerinde parmak izi olan bu militanlardan kaç tane daha var acaba?
IŞİD’İN YAKARAK KATLETTİĞİ İKİ TÜRK ASKERİNE İLİŞKİN SUSKUNLUK
Avrupa Birliği, Arap Birliği gibi iki ayrı siyasi yapı Türkiye’ye yönelik raporlarda, “IŞİD’i siz beslediniz büyüttünüz” dedi bir çok kere. ‘Yok biz öyle değiliz’ deyip Suriye’de Fırat Kalkanı Operasyonları icraa edildi. Resmi bilgilere göre 50’den fazla askerimiz şehit oldu. 23 Aralık 2016 tarihinde IŞİD’in elinde esir tuttuğu iki Türk subayını canlı canlı yaktığının görüntüleri düştü internete. AKP hükümetinin ve kutsal mekanlarda birlikte ‘namaz pozu vermeyi’ seven Genelkurmay Başkanı’nın gıkı çıkmadı. Aileler aylardır evlatlarının gerçekten bu akıbetle IŞİD tarafından vahşice katledilip katledilmediğine dair resmi bir açıklama bile duyamadı. Ancak yürek yarası bu; kabuk bağlasa da kanamaya devam ediyor. O anne-babaların, kardeşlerin çaresizliğini düşünebiliyor musunuz? İki aslan parçası evlatlarının devletin ordusunda, bir kaç muhterisin hatalarına kurban gidişi en çok onların canını yakmıyor mudur?
‘Ama savaş bu. Bedel ödenecek, IŞİD’le mücadele ediyoruz’ diye savunmaya geçen AKP’lileri duyar gibiyim. Neyin savaşı bu? Gerçekten IŞİD’le mücadele mi ediyor AKP ve Erdoğan?
IŞİD KATLİAMLARI….
IŞİD ilk saldırısını yapıyor. 11 Mayıs 2013. Reyhanlı. 52 ölü, 146 yaralı. El Nusra ile IŞİD’in kanka olduğu ortaya çıkıyor. 11 Haziran 2014. Türkiye’nin Musul başkonsolosluğuna 900 IŞİD’li silahlı baskın yapıyor. Başkonsolos ve 49 kişi günlerce esir tutuluyor.
20 Temmuz 2015. Şanlıurfa Suruç’ta canlı bomba saldırısı yapılıyor.34 kişi ölüyor, 100’den fazla insan yaralı. 10 Ekim 2015. Türkiye tarihinin en kanlı terör saldırısı yapılıyor. Ankara Garı önünde ‘barış’ diyenler ikiz saldırıyla katlediliyor; 109 ölü, 500’den fazla yaralı. Bitmiyor. Sultanahmet’te Alman turistler hedef alınıyor. 12 Ocak 2016. 12 kişi hayatını kaybediyor. Onlarca yaralı. Saldırgan IŞİD militanı. Elini kolunu sallayarak Zeytinburnu’ndan kimlik almış, Fatih’te ev kiralamış.
Aynı evden yeni saldırganlar türüyor. 28 Haziran 2016, Atatürk Havalimanı’nı uzun namlulu silahlarla basıyor, intihar saldırısı yapıyor militanlar. 45 kişi ölüyor. 236 kişi yaralı. 19 Mart’ta bebek arabasındaki sabileri vuruyor katiller. Beyoğlu kan revan içinde. 5 ölü, 36 yaralı. 20 Ağustos 2016. Gaziantep Şahinbey ilçesinde bir sokak düğününde canlı bomba patlıyor. 59 ölü 90’dan fazla insan yaralanıyor. Gelinlikler,hayaller kana bulanıyor. Yılbaşında Reina’yı basıyor elinde uzun namlulu silah ve bombalarla bir kişi. 39 kişiyi öldürüyor, 70 kişi yaralı.
DERNEKLERİ İNSANİ YARDIM STATÜSÜNDE, MİLİTANLARI ARKA KAPIDAN SALINIYOR
Yüzlerce insan ölüyor. Binlercesi yaralanıyor. AKP hükümeti ve Erdoğan ekibinden istifa bekleniyor her saldırıdan sonra. Kılı kıpırdamıyor ağaların beylerin. Arka planda IŞİD ve irtibatlı örgütlerin tahliyeleri sürüyor yargı eliyle. Son yaşananlara bir bakın lütfen. IŞİD üyeliği, anayasal düzeni ortadan kaldırma suçuyla İstanbul’da yargılanan 29 kişiden 13’ü tahliye ediliyor. Bir başka yargılama Konya’da oradan da tahliye kararları çıkıyor. Göstermelik olarak yakalanıp salıveriliyor 15 kişi. Gaziantep’te 59 kişinin ölümüne neden olan derneği yöneten başkanı hapiste. Adı Bahaa Alden Najeep. Derneğin adı, Suriyeli Gençleri Eğitme ve Geliştirme Derneği. Başkanı IŞİD’den yargılanıyor. Ama Gaziantep Valiliği derneğe kol kanat germiş. ‘İnsani yardım dernekleri’ statüsünde kayıtlı. Ebu Hanzala kod isimli Halis Bayuncuk, yakalanıp yakalanıp salınıyor. Elini kolunu sallayarak kelepçe bile vurulmadan mahkemelerde, emniyette. Akademisyenler, eğitimciler, gerçek insan dostu yardım derneği üyelerine terörist muamelesi yapan iktidar polisleri, bu IŞİD ekiplerinin hamisi sanki. İstanbul’daki tahliye davasında bir sanık konuşuyor. O.K. IŞİD mescidi olduğu iddia edilen yere sık sık polislerin gelip gittiğini anlatıyor. Yer Sultanbeyli. Metropolün kalbi denebilecek yerlerden biri. O.K, “Bazı polisler bu tip yerlerin çoğalmasından memnun olduklarını söylüyorlardı” diyor.
DAMAT IŞİD’LE ORTAK PETROL SATIYOR…
Koruma altında IŞİD ve militanları. Savaşıyoruz dediklerine bakmayın. Wikileaks’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak ile ilgili deşifre ettiği maillerde daha önce IŞİD’in petrol ticaretinde adı geçen Powertrans şirketi ile ilgili yazışmaların tamamı ortaya çıkarıyor. Tek satır açıklama yok. Haberi yapan gazeteciler toplanıyor hemen. Hapse tıkılıyor. Gazeteciler ‘biz solcuyuz, komünistiz’ diyor. İktidar, f… bunlar diyor. Neyi gizlemeye çalışıyorlar peki?
Damat bir e-mailinde avukatıyla Powertrans’la herhangi bir bağı bulunmadığını ilan etmeyi tartışıyor. Avukat, “Müvekkilim Sn. Berat Albayrak’ ın adı geçen şirketle hiçbir bağlantısı kalmamıştır” diyor gaf yaparak. Albayrak, “Bu ne demek? Hiçbir şekilde benim bu şirketlerle bir bağlantım yok” diyerek ‘düzeltiyor’. Düzeltirken anlatıyor ilişkisini. Ben oradayım. O şirketin yöneticisiyim itirafı yapıyor kendi ağzıyla. Çalışanlarından, işe alınacaklara kadar herkesin maaşını o belirliyor. Ama irtibatı yok. İnanırsanız.
PATLAYICILAR SİLAHLAR TÜRKİYE’DEN GİDİYOR
IŞİD’in Roket yakıtı ve bomba yapımında kullanılan potasyum nitrat gübreyi Türkiye’den aldığı ortaya çıkıyor.Suriye’ye 2013’ten itibaren önce 1195 ton, 2014’te 9 bin 542 ton, 2015’te 2 bin 576 ton amonyum nitrat satılmış. İngiliz sivil toplum kuruluşu Conflict Armament Research (CAR) IŞİD’in patlayıcı yapımında kullandığı malzemelere dair bir rapor hazırlıyor. Orada da 13 Türk şirketi var.
Uluslararası yasak gelene kadar potasyum nitrat satışı sürmüş. Bombalar patlıyor, kimyasal saldırılar oluyor. Türkiye’de, Suriye’de, Irak’ta insanlar, çocuklar ölüyor. Eli erip bir gazeteci araştırsa, bomba malzemesini, silahları satanların da AK ilişkileri gün yüzüne çıkacak belki. Ama nafile, araştıran yok. Gerçek gazeteciler ya hapiste, ya sürgünde.
Resme bir bakın Allah aşkına. Sivil toplum, hak-adalet, özgürlük-demokrasi diyenlerin hapse atıldığı, IŞİD militanlarının adliye ve emniyetin ön kapısından alınıp, arka kapısından salıverildiği, enerji bakanı yapılan damadın örgütle petrol şirketi yönettiği bir ülke. IŞİD ile mücadele ediyor öyle mi? Ne AKP ne Erdoğan içindeki IŞİD canavarından kurtulmak niyetinde. Aynı yerden besleniyorlar, birbirlerini besliyorlar çünkü…
https://twitter.com/NickTachon/status/856218335943548928