Erdoğan, Maduro’nun yolunu mu izleyecek?

AYDOĞAN VATANDAŞ | HABER YORUM

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, tüm bağımsız kuruluşların rakibi Edmundo González’in iki kat daha fazla oy aldığını göstermesine rağmen, Pazar günü yapılan başkanlık seçimlerinde zafer ilan etti. Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Latin Amerika ülkeleri, oy sayım sürecinde şeffaflık çağrısında bulunarak, Maduro’nun çıkışına tepki gösterdiler.

Seçim Kurulu’nun Duyurusu

Pazartesi erken saatlerde, Maduro’nun kontrolündeki Venezuela Ulusal Seçim Konseyi, González’in % 44 oyuna karşılık Maduro’nun %51 oy aldığını açıkladı. Bu, hem seçim anketleri hem de González’in önde göründüğü kısmi sonuçlarla çelişiyor. Muhalefet, sonuçları doğrulamak için tüm oy kayıtlarına erişim talep etti.

Uluslararası Tepkiler

ABD’nin Tepkisi: ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, açıklanan sonuçlarla ilgili ciddi endişelerini dile getirerek ayrıntılı oy dökümlerinin yayınlanması çağrısında bulundu.

Latin Amerika ve Avrupa Ülkeleri: Kolombiya, Brezilya, İspanya ve İtalya dahil ülkeler şüphelerini dile getirdi. Brezilya, bölge düzeyinde oy verilerinin yayınlanmasını bekliyor.

Müttefiklerden Destek: Rusya, Çin, İran ve Küba, Maduro’yu zaferi için tebrik ettiler.

Muhalefetin Tutumu

Oylamayı izlemek için kapsamlı hazırlıklar yapan muhalefet liderleri, oy merkezlerinin %40’ından gelen kayıtların zaferlerini gösterdiğini iddia ediyor. Önde gelen muhalefet liderlerinden María Corina Machado, Maduro’nun zaferini “imkansız” ilan ederek gerçeğin galip geleceğinde ısrar etti.

Seçim Günü Sorunları

Seçim öncesinde, muhalefet lideri Machado’nun yarıştan men edilmesi, kampanya çalışanlarının tutuklanması ve medya erişiminin kısıtlanması dahil olmak üzere birçok düzensizlik yaşandı. Seçim günü, oy merkezlerinde giriş engellemeleri, gecikmeler ve şiddet raporları gözlendi.

Maduro’nun Tepkisi

Maduro, tam sonuçların yayınlanmasında gecikmeye neden olan bir siber saldırı girişimi olduğunu iddia ederek, dış güçlerin seçim sürecini bozma girişiminde bulunduğunu ileri sürdü.

Şeffaflık Çağrıları

Latin Amerika Liderleri: Kolombiya Dışişleri Bakanı bağımsız bir denetim çağrısında bulunurken, Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric uluslararası gözlemcilere erişim talep etti.

Farklı Siyasi Görüşler: Sol ve sağ kanattan liderler şeffaflık çağrıları yaptı. Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei ve Peru Dışişleri Bakanı Javier González-Olaechea, özellikle yalnızca doğrulanabilir sonuçları tanıma konusunda seslerini yükseltti.

Müttefik Destek

Maduro, müttefik ülkelerden tebrikler aldı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Dışişleri Bakanlığı seçimi başarılı olarak nitelendirdi.

Sonuç

Maduro’nun zafer iddiası çevresindeki tartışmalar, şeffaflık ve uluslararası denetim çağrılarını artırdı ve siyasi ittifaklara dayalı olarak uluslararası tepkilerde önemli bölünmelere yol açtı. Muhalefet, seçim sonuçlarının Venezuela halkının iradesini yansıtmadığı konusunda kararlılığını sürdürüyor.

Türkiye ve Venezuela Benzerliği

Türkiye ve Venezuela’nın siyasi manzaraları, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Başkanı Nicolás Maduro’nun iktidarı nasıl korudukları konusunda dikkat çekici benzerlikler taşıyor. Bu paralellikleri analiz etmek, Erdoğan’ın da olası genel seçim yenilgisini kabul etmeyerek Maduro’nun tartışmalı seçim sonuçlarına verdiği tepkiyi yansıtacağını beklemek yanlış olmayacaktır.

Güç ve Kurumlar Üzerindeki Kontrolün Merkezileştirilmesi

Güçlü Yürütme Kontrolü: Hem Erdoğan hem de Maduro, yürütme organı üzerindeki gücünü pekiştirmiş, demokratik sistemlerde tipik olarak bulunan denge ve denetim sistemini aşındırdı. Erdoğan, yargı, ordu ve medya üzerindeki etkisini genişletmiştir, tıpkı Maduro’nun Venezuela Ulusal Seçim Konseyi ve diğer kilit kurumları kontrol etmesi gibi.

Devlet Kaynaklarının Kullanımı: Erdoğan ve Maduro, siyasi pozisyonlarını güçlendirmek için devlet kaynaklarını kullanmışlardır. Türkiye’de bu, hükümet anlatılarını teşvik etmek ve muhalif sesleri bastırmak için devlet medyasını kullanarak gerçekleşti. Venezuela’da Maduro, seçim sonuçlarını kontrol etmek ve muhalefet faaliyetlerini sınırlamak için devlet mekanizmalarını kullanmıştır.

Seçim Öncesi Ortam ve Taktikler

Muhalefetin Bastırılması: Her iki lider de siyasi muhalefeti zayıflatmak için önemli önlemler almıştır. Türkiye’de muhalefet liderleri ve aktivistleri tutuklamalar, tehditler ve yasal zorluklarla karşı karşıya kalmış, bu da adil bir şekilde rekabet etmelerini zorlaştırmıştır. Benzer şekilde, Venezuela’da hükümet muhalefet liderlerini tutuklamış, yarıştan men etmiş ve medyaya erişimlerini kısıtlamıştır.

Seçim Manipülasyonu: Her iki ülkede de seçim manipülasyonu suçlamaları yaygındır. Türkiye’de geçmiş seçimlerde sandık kutularının karıştırılması ve medya yanlılığı gibi düzensizlikler iddia edilmiştir. Venezuela’da Maduro’nun seçimleri açık sahtekarlık ve oy verilerinin manipülasyonu suçlamalarıyla lekelenmiştir.

Seçim Sonrası Tepkiler

Tartışmalı Sonuçlar ve Kabul Etmeme: Maduro’nun yenilgisini gösteren seçim sonuçlarını kabul etmeyi reddetmesi, yerleşik liderlerin seçim zorluklarına nasıl tepki verdiğinin çarpıcı bir örneğidir. Erdoğan’ın benzer güç konsolidasyonu ve kurumlar üzerindeki kontrolü göz önüne alındığında, olası bir ulusal seçim yenilgisini reddedeceği savunulabilir.

Uluslararası Tepkiler ve İzolasyon: Her iki lider de demokratik ilkelere bağlılıkları konusunda önemli uluslararası incelemeler ve şüphelerle karşı karşıya. Tartışmalı seçimlerin ardından, Erdoğan da benzeri bir yol izlerse, Maduro’nun karşılaştığı benzer uluslararası izolasyon ve kınamalarla karşılaşabilir.

Tarihi Örnekler

Siyasi Krizlerin Yönetimi: Hem Erdoğan hem de Maduro, siyasi krizleri demir yumrukla yönetme geçmişine sahiptir. Erdoğan’ın 2016 sözde darbe girişimine tepkisi, askeri personel, kamu görevlileri ve eğitimciler üzerinde geniş çaplı bir tasfiye ile sonuçlanmış ve iktidarı korumak için aşırı önlemler almaya hazır olduğunu göstermiştir. Maduro da benzer şekilde muhalefet protestolarına ve meydan okumalara şiddetli baskılar ve muhaliflerin hapsedilmesiyle yanıt vermiştir.

Dış Tehdit Anlatıları: Her iki lider de siyasi mücadelelerini dış tehditler ve komplolarla çerçevelemekte, bu da olumsuz seçim sonuçlarına rağmen iktidarı koruma gerekçesi olarak kullanılabilir. Erdoğan sık sık yabancı müdahale ve Türkiye’nin istikrarına yönelik iç tehditlerden bahsederken, Maduro ekonomik sıkıntılar ve siyasi huzursuzlukları dış komplolara bağlamaktadır.

Sonuç

Türkiye ve Venezuela’nın siyasi, ekonomik ve sosyal dinamikleri, merkeziyetçi güce sahip liderlerin seçim zorluklarına benzer şekilde nasıl tepki verebileceğini göstermektedir. Erdoğan ve Maduro’nun iktidarı nasıl korudukları ve muhalefeti nasıl yönettikleri arasındaki paralellikler göz önüne alındığında, Erdoğan’ın olası bir ulusal seçim yenilgisiyle karşı karşıya kaldığında sonuçları kabul etmeyerek ve devlet kurumları üzerindeki kontrolünü kullanarak sonucu zorlamak veya geçersiz kılmak için harekete geçebileceğini düşünmek mümkündür.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin