Erdoğan, ‘kaybettim’ genelgesi yayınladı

YORUM | M. AHMET KARABAY

Artık seçimin rengi belli oldu. Öyle anlaşılıyor ki seçimler birinci turda sonuçlanacak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu, olacak. Sandığa girecek oyların renginin bu şekilde olduğu görülüyor. Zihinleri burgu gibi delen sorunun cevabı, şimdiki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan geldi. Hem dilinden hem kaleminden… 

Mevcut muktedirler, iktidara ilk geldiklerinde bütün medyanın, etkili çevrelerin, iş dünyasının, askerin kendilerine karşı olmalarına rağmen kazandıklarını dillendiriyordu. Erdoğan ve arkadaşlarının söylediklerinde haklılık payı olsa da ama o dönemde medyada karşı yaklaşım içinde bulunsa eşitlikçi bir anlayış vardı. 

Eşitlikçi yaklaşımla başta Erdoğan olmak üzere AK Parti yöneticileri, bütün kanallardaki programlara davet ediliyor ve görüşlerini rahatlıkla ifade edebiliyorlardı. Seçimden önceki en değerli iki günden birinde Türk medyasının halini en iyi aşağıdaki tablo veriyor sanıyorum.

Tek siyasetçinin karşısına 14 gazeteci ip gibi dizildi, 29 kanal da bunu canlı yayınladı. O tek siyasetçi de gurur, şatafat ve hakimiyet duygusuyla karşılarına geçti:

Kanal 7
Star
Kanal D
ATV
TRT
Beyaz TV
a2
360 TV
Kon TV
TV100
tivi6
tv4
Bengü Türk
TRT Haber
A Haber
NTV
CNN Türk
TV24
TGRT
HaberTürk
Ülke TV
TVNET
Akit
TRT Türk
TRT Avaz
TRT Kürdi
Haber Global
Türk Haber
A Para

Erdoğan bildik kanallardan sadece ikisinde yoktu. Show TV geniş yankılara yol açan Kızılcık Şerbeti isimli dizisini yayınladı. Böyle kritik günde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yer aldığı tek kanal ise FOX TV idi. 

2023’te Erdoğan’ın 2002 yılı için anlattığından çok daha öte bir tablo, muhalefete kapalı bir medya var. Muhalefetin yer aldığı görüntülerse yalan, yanlış ve iftiralarla dolu. 

Aslında sadece bu görüntü bile Erdoğan’ın bir daha asla seçilmemesi gerektiğini net bir şekilde gösteriyor. Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nun PKK liderlerinden Murat Karayılan ile ortak klipte yer aldığını gösteren görüntüler bütünüyle montaj. 

Erdoğan bu görüntüleri hem miting meydanında gösterdi hem de gençlerle katıldığı TRT’deki programda paylaştı. Bunun kazara yayınlanmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor.

👉 Erdoğan, bu görüntülerin montaj olduğunu bilip yayınlaması facia, gerçekten öyle olduğuna inanıp yayınlanıyorsa da tehlikeli.
👉 Bilerek yayınlıyorsa, milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyor/söyleyebiliyor demektir. Böyle ise bu şahsın hangi dediğine inanıp güveneceğiz.
👉 İkinci şık geçerli ise de binincisinden iyi bir durum yok. Bu video hazırlayıp getirmişse, yakın çevresinde kendini yanlış yönlendiren birileri var demektir.
👉 Bu durum söz konusu ise kendisi, “Yahu bir parti Karayılan ile klip çeker mi?” diye düşünecek akli melekeye sahip değil anlamına geliyor.
👉 Erdoğan’ın çevresinde, “Bu klip gerçek olmayabilir. İyi araştırmamız gerekiyor” diyebilecek kimse kalmamış demektir.

BÜTÜN GÜÇLERİNİ ORTAYA KOYMALARINA RAĞMEN GİDİYORLAR

Her geçen gün şiddetlerini artırdılar, hakimiyet sahasını genişlettiler, zulümlerine yenilerini eklediler, daha büyük götürmeye başladılar. 

Bütün bunlara rağmen gidecekler. Gitmemek için onlar ellerinden geleni yaptıkları gibi halk da artık gitmeleri için kararını vermiş durumda. Gelinen noktada düne kadar tek bir hedefe yüklenmişlerdi. 

Bilerek ve isteyerek belli merkezden aynı korkuyu pompalamaya başladılar:

“Kaybetseler de gitmeyecekler.” 

Aslında bu silah, bütün öteki kullandıkları silahlardan daha etkili ve tehlikeliydi. Seçim takviminin yeni netleştiği günlerde, Erdoğan’ın seçim stratejisi belli oldu başlıklı yazımda iktidar kanadını büyük bir kaybetme korkusunun sardığını anlatmıştım. Çok korktukları için korkutmaya çalışacaklarını yazmıştım.

Bütün yaptıkları korku salmaktı ve bunu yaptılar. Muhalefet kanadı bu korku salmanın üzerine akıllıca ve korkusuzca gitti. Diktatörler ve dikta heveslisi yönetimler, korku salmayı iyi bilirler. Askeri cunta yönetimi lideri Kenan Evren, 6 Kasım 1983 seçimleri öncesinde benzeri korkuların yayılmasına bilerek ortam hazırlamıştı. 

Turgut Özal liderliğindeki ANAP’ın kazanması halinde bile yönetimi devretmeyeceği havasını yaymıştı. O dönem ANAP yönetimi halka, “Siz sandığı doldurun onlar istemese de vermek zorunda kalırlar” diye anlatıyorlardı.

Ne acı ki 40 yıl sonra Türkiye aynı soruları tekrar soruyor. O dönemde ANAP adayı, şimdilerde ise İYİ Parti Yozgat milletvekili adayı olan Lütfullah Kayalar, geçmiş dönemi hatırlatıp cesaret istedi.

Ben bu meydanda ilk konuştuğumda (1983), o zaman yine otoriter bir yönetim vardı, iktidar verilir mi diye kuşkuları olanlar vardı. Burada Yozgatlı’ya o gün dedim ki, siz oyunuzu vermesini bilin biz iktidarı almasını biliriz.”

ŞAPKADAN ÇIKARACAK TAVŞAN KALMADI

AK Parti kanadından uzun zamandır hep, “Reis ne yapar eder şapkadan tavşan çıkarır” havası estirildi. Bugüne kadar saydıklarının hepsi aşıldı. Geriye bir tek, sizin de halen zihninizi kurcalayan endişe kaldı. 

Bunun olmayacağına ilişkin açıklamayı önce AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ardından Meclis Başkanı Mustafa Şentop yaptı. Şimdi ise Erdoğan, ip gibi dizilen gazetecilerden biri olan TV100 ekibinden Cansu Canan’ın sorusuna net cevap verdi:

Her şeye rağmen, son güne dikkat. Muhalefet liderleri, görkemli Ankara mitinginde platforma kurşun geçirmez yelekle çıktılar. Hem Kemal Kılıçdaroğlu, hem de Ekrem İmamoğlu çelik yelek giymek durumunda kaldı.

Öyle anlaşılıyor ki şapkadan çıkaracak tavşan kalmadı. Son umutları da son güne girerken tükenmek üzere. 

ERDOĞAN’DAN ‘KAYBETTİM’ GENELGESİ

Artık gideceklerini en alttan en üste kadar anlamış durumdalar. Birçok bakanlık ve genel müdürlükte makam odalarının boşaltıldığına dair haberler geliyor. Erdoğan’dan da bu iddiaları doğrulayacak adım, son yayınladığı genelge ile duyuruldu. 

Erdoğan, “yandaş bürokratlara gelir garantisi” denebilecek bir kararname yayınladı. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuna üye olarak seçilmiş bir kimsenin görevinden herhangi bir nedenle ayrılması halinde bile iki yıl boyunca özlük haklarını almaya devam etmesine imza attı. 

Bütün bu yaşananlara rağmen umutları dimdik tutun ve sandığa sahip çıkın. 19. Yüzyıl sonlarında İtalyan pirinç tarlalarının çalışma ortamına kafa tutmak amacıyla söylenen “Bella ciao” (elveda güzelim) bilinen adıyla Çav Bella’yı bir de yerli uyarlamasıyla dinleyip moralinizi dik tutun.

Umut bağladıkları Tek Adam’ın da devrildim devrileceğim diyen yürüyüşünü görüp kendinize güveniniz gelsin.

Brezilyalı diktatör Bolsonaro’ya tarihi yenilgiyi yaşatanların söylediklerini aklımızda tutarak sandığa gidelim:

“Bu seçim cennetin kapılarını açma değil, cehennemin kapılarını kapama seçimi.” 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Yabancılarda “this didn’t age well” diye bir tabir vardır. Çok hızlı bir şekilde iddia edilenin tersi çıkan yorumlar için kullanılır. Bu yazı da öyle oldu. Daha kaç kere “bu zalimlerin sonu geldi” diyeceksiniz merak ediyorum. Türkiye halkını anlamıyorsunuz. Anlamak ta nasip olmayacak. Ne zaman milletin içinde dolaşmayı kestiniz, o zamandan beri suyun nereye aktığından bihabersiniz. Sağda solda okuduğunuz yorumlar veya dost ahbaptan gelen bilgilerin bir anlamı yok. Sizleri okuyan insanları da yanıltıyor, büyük gaflar yapmalarına, hataya girmelerine yol açıyorsunuz. Siyaset dünyası matematikle ve doğrularla yönetilmez. Algılar ve inançlar önemlidir. Bu alanları biraz çalışın isterseniz. Nedim Hazar’ın yorumu daha mantıklı idi. Yanlış soru soruyorsunuz “kaybederse gider mi” demeyin, “kaybeder mi” diye sorun demişti ve kaybetmeyeceğini açıklamıştı. Gidip biraz dizinin dibine oturup irfan alın adamdan

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin