HABER ANALİZ | ADEM YAVUZ ARSLAN
Ne kadar doğrudur bilmiyorum ama Çinlilerin birine beddua etmek istediklerinde “tuhaf zamanlarda yaşayasın” dedikleri iddia edilir.
Son yıllarda yaşadıklarımıza bakınca 1,5 milyar Çinlinin bedduasını aldığımıza inanmaya başladım. Çünkü yaşananları ne siyaseten ne de sosyolojik olarak açıklamak mümkün değil.
Şu hale baksanıza…
Türkiye Cumhurbaşkanı “Gelmeseniz de olur” dendiği halde devasa bir heyetle ABD’ye çıkarma yaptı. Makam araçları önceden askeri uçaklarla taşındı, 2 jumbo uçağa yüzlerce kişi doldu ve davul zurna eşliğinde New York’a gelindi.
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Gökdelenler şehri Manhattan’da 30 küsur katlı Türkevi açılması “500 küsur yıllık Türk hariciyesinin en önemli başarısı” olarak sunuldu.
Cafcaflı törenler yapılırken Erdoğan ve AKP heyetinin gözü ABD Başkanı Joe Biden’dan gelecek haberdeydi.
Ancak o haber bir türlü gelmedi.
Dahası Biden nazire yaparcasına Erdoğan’la görüşmediği saatlerde Irak ve İngiltere Başbakanları ile görüştü. Yani “Covid-19 nedeniyle kimseyle görüşmüyor” savunmasını da boşa çıkarmış oldu.
Erdoğan önce ABD’de, ardından da ayağının tozuyla İstanbul’da Cuma namazı çıkışı verdi veriştirdi. Düşünün Türkiye Cumhurbaşkanı ABD Başkanına “nasıl olur da benimle görüşmezsin” diye saydırıyor!
Halka şikayet ediyor!
Erdoğan’ın ekibinden kimse “Efendim kamuoyu önünde böyle demeyin, hem kendimizi küçük düşürüyor hem de Putin’e karşı elimizi zayıflatıyorsunuz” diyemediği için tarihi görüntülere şahit olduk.
ERDOĞAN’IN O FOTOĞRAFA İHTİYACI VARDI
Erdoğan aylardır Biden ile randevu koparma çabasında.
Dışişleri üzerinden olduğu gibi iş dünyası ya da Yahudi lobisi üzerinden de denedi ama sonuç alamadı. Bu arada bir kulis bilgisi olarak da aktarayım, uzun yıllar Erdoğan’a destek veren, her ABD seyahatinde görüştüğü Yahudi toplumu temsilcileri artık yoklar.
Yani artık Erdoğan’la gözükmek, aynı kareye girmek istemiyorlar.
Bu yüzden adı sanı duyulmamış bir Yahudi örgütü ile anlaşma imzalandı ama içerikte olan skandallar fark edildi ve anlaşmadan geri dönüldü.
Erdoğan dört bir koldan asıldı ama o çok istediği Biden ile samimi fotoğrafı alamadı. Erdoğan’ın iç politika da bu fotoğrafa ihtiyacı vardı ama asıl hayati konu Putin ile olan ilişkilerdi.
Şöyle ki; Erdoğan uzunca bir zamandır ABD ve Rusya’yı birbirine karşı kullanma taktiği güdüyordu. Trump döneminde bu işe yaradı denebilir. Ancak Biden Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmedi.
Erdoğan ABD başkanları ile olan yakın ilişkisini Putin’e karşı koz olarak kullanıyordu. Putin’le olan ilişkiyi de aynı şekilde ABD Başkanlarına karşı.
Yarın Soçi’de Putin ile yapacağı görüşmeye giderken Biden ile verilmiş bir kare samimi fotoğraf Erdoğan’ın elini güçlendirecekti.
Böylece Erdoğan Putin’in karşısına ekstra korumasız ve zayıflamış olarak çıkacak. Bir başka ifadeyle manevra alanı daralmış, ABD ile arası bozuk bir Erdoğan dezavantajlı durumda.
PUTİN AÇIKTAN MESAJ VERİYOR
Üstelik Putin son dönemde Erdoğan’ı sağlı sollu hırpalıyor.
İdlib’de askerlerimizi öldürüyorlar ama Türkiye, Türk askerlerinin kim tarafından şehit edildiğini bile açıklayamıyor.
Mesela Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya ile varılan mutabakatı hatırlatarak, “Son zamanlarda özellikle hava taarruzlarında bir artış oldu” diyebildi.
Oysa ki Akar’ın bahsettiği ve askerlerimizi şehit eden saldırıları yapan Moskova.
Dahası Erdoğan Soçi zirvesi öncesi “Tabi ki S-400’leri alacağız” diyerek manevra alanını biraz daha daralttı.
Buna karşılık Moskova, “Yabancı güçler Suriye’den çıksın” diyerek Erdoğan’a adeta kapıyı gösterdi.
Ayrıca Esad rejimi ülkenin Ürdün sınırındaki son noktayı da teslim alarak bütün gücünü Türkiye sınırına kaydırıyor. Putin çok usta bir politikayla ülkenin değişik yerlerinde bulunan yabancı savaşçıları Erdoğan’ın sorumluluğu altında ülkenin kuzeyine yığdı.
Halep’in muhaliflerin elinden çıkması da Ankara’nın öngörüsüzlüğüyle oldu.
Bugün Türkiye’nin başındaki en büyük sorun Suriye ve cihatçılar ama bu konuda Putin’e karşı elinde hiçbir koz kalmadı.
Bu arada unutmamak gerekir ki, Putin’in Erdoğan’a zarar verme potansiyeli Biden’in vereceği zarardan kat be kat fazla. Erdoğan da bunu çok iyi biliyor. Erdoğan, 15 Temmuz’dan tutun da Suriye’de çevrilen kirli işlere kadar birçok başlıkta Putin’e karşı savunmasız.
Özetle yarın Soçi’de çok kritik ve Türkiye açısından büyük riskler içeren bir görüşme olacak.
Erdoğan ile Putin arasında yapılacak zirveye sadece tercümanlar alınacak, not dahi tutulmayacak. Daha önce Erdoğan’ı kameralar önünde azarlayan, askerlerimizi şehit edip Erdoğan’ı kapıda bekleten Putin yarınki görüşmede Erdoğan’a “Suriye’den çıkıyorsun” diyebilir.
S-400 konusu zaten bitmiş bir mesele, Erdoğan’ın ikinci partiyi almıyorum deme şansı yok. Erdoğan bu konuda ABD ve AB’yi suçlayıp topu başka sahaya atıyordu ama bu kozu da elinden çıkıyor.
Erdoğan manevra alanı iyice daralmış vaziyette Putin’in karşına çıkarken kendi iktidarını korumak için taviz üstüne taviz vermesi kaçınılmaz.
Bir başka ifadeyle Erdoğan kendi oksijen tüpünü doldururken ülkenin nefesini tüketiyor. Erdoğan’ın kendini rahatlatmak için vereceği tavizlerin faturası Türk halkı ödeyecek.