Suriye ile normalleşme adımlarına değinen AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz.” dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu’na katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne yapacağı yolculuk öncesinde basın açıklamasında bulundu.
Atatürk Havalimanı’nda bulunan Devlet Konukevi’nde konuşan Erdoğan, ‘Görüşmelerin ilk gününde, 24 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu’na hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğim.’’ dedi.
BM’de ana gündemin Gazze’ye yönelik saldırılar olacağına dikkat çeken Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“KÜRESEL YÖNETİŞİM MEKANİZMASININ REFORM İHTİYACINA YİNE DİKKAT ÇEKECEĞİM”
“Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği 130’dan fazla ülkenin devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak. Bu yıl Genel Kurul’un en dikkat çekici etkinliği, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde tertiplenecek ‘Geleceğin Zirvesi’dir. 23 Eylül günü gerçekleştirilecek zirvede, çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedefleniyor. Zirveye hitabımda BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası finans mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğim. Türkiye’nin bu yöndeki çabalara dair katkı ve desteğini beyan edeceğim. Bu yılki genel kurul görüşmeleri, hiç kimseyi geride bırakmamak teması altında yapılıyor. Görüşmelerin ilk gününde, 24 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu’na hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğim. Yaklaşan kış mevsimi, Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da zorlaşacaktır. Açlık, susuzluk ve temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliği sahadaki durumu giderek kötüleşiyor. İsrail Hükümeti, bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor. Neredeyse bir yıldır devam eden bu zulmün sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların engelsiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, özellikle BM’ye önemli görevler düşüyor. Biliyorsunuz ilk günden beri İsrail’in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı.
“İSRAİL BİR DEVLET GİBİ DEĞİL TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ SALDIRI DÜZENLİYOR”
İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye alması, bunun çok açık bir göstergesidir. İsrail, nefret uyandıran emellerine ulaşmak için her yolu deneyeceğini ortaya koymuştur. İsrail’in çatışmaları Lübnan ve bölge geneline maalesef yayılmaktadır. Lübnanlı lider Mikati ile konuştum ve çok çok sıkıntılı durumda olduklarını maalesef söyledi. Şu anda bölge açıklanamayacak derecede büyük bir krizle karşı karşıya. Mikati, bizden yardım beklediğini söyledi. BM’ye bu sene gelemeyeceğini söyledi. Batılı ülkeler başta olmak üzere, uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerine karşı harekete geçmeli. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail’i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır.
“TEDBİRLERİMİZ İÇİN BÜTÜN İMKANLARI SEFERBER ETMİŞ DURUMDAYIZ”
Bu saldırılar, milli teknolojilerin sadece savunma sanayi alanlarında değil çok daha geniş çerçevede ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Biz de tedbirlerimiz için bütün imkanları seferber etmiş durumdayız.
“ESAD İLE GÖRÜŞMEYE HAZIRIZ, KARŞI TARAFTAN CEVAP BEKLİYORUZ”
Suriye’deki gerilimin artık sona ermesi gerektiğini, oradaki istikrarsızlığın başta terör örgütleri olmak üzere ve tabii İsrail’in uyguladığı devlet terörünü ortaya koyacağız. Bugüne kadar bunu çok defa söyledik ama özellikle batılı devletler anlamamakta ısrar ediyor. Biz de bunu söylemekte ısrar edeceğiz. Bunu özellikle BM’deki konuşmamda ifade edeceğim. Bu gerginliği sona ermesi, Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrar için Türkiye ve Suriye’nin birlikte atabileceği adımlar… Şam yönetiminin, muhaliflerin bir süredir Suriye’de çatışmasızlığı sağladığını görüyoruz. Bu durum, kalıcı bir çözüm için etkin bir kapı aralamak adına elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışındaki milyonlarca insan, vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz, bu konuda çağrımızı yaptık. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı Müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, beraberliği bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem de inşallah böylesi bir görüşme neticesinde başlar diye inanıyorum.”
Cevap bekliyormuş… Şam’da cuma namazı kılmaya gidecektin n’oldu?
Esad ciddi,saygın bir devlet adamı.Her önüne gelenle konuşmayacak kadar ilkeli biri.Tayyipi muhatap alması için Suriyeden askerin çıkması gerek.