Muhalefetin erken seçim çağrılarına cevap veren AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, . ‘‘Muhalefetin kendi iç çekişmelerini perdeleme amacıyla gündeme getirdiği seçim tartışmalarını, havanda su dövmek olarak görüyoruz. Türkiye’nin önünde her biri altın kıymetinde seçimsiz 3,5 yıl vardır.’’ dedi.
Yatırım Danışma Konseyi, 8 yıl aradan sonra bugün İstanbul’da, Dolmabahçe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi’nde toplandı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenen toplantıya, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile bazı özel sektör çatı kuruluşları başkanları ve toplam büyüklükleri yaklaşık 3.5 trilyon doları bulan özel sektör şirketlerinden temsilciler de yer aldı. Toplantıya 13 ülkeden enerji, otomotiv, teknoloji, varlık yönetimi, finansal hizmetler, ulaşım, ve telekomünikasyon sektörlerinden dünya devi şirketler de katıldı.
”ÜLKEMİZ YATIRIMLARIN YÖNELDİĞİ ÖNCÜ DESTİNASYONLARDAN BİRİ HALİNE GELDİ”
Küresel şirketlerin katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yatırım Danışma Konseyi’ni uluslararası iş dünyasının görüş ve önerilerini almak amacıyla 2004 yılında oluşturduk. Konseyde iletilen birçok teklif ve tavsiyeyi ülkemizin yatırım ortamını iyileştirirken daima göz önünde bulundurduk. Doğrudan yabancı yatırımlar kanunundan sermaye piyasaları düzenlemelerine, bankacılık ve finans sisteminin etkinleştirilmesinden yatırım teşviklerine, fikri mülkiyetten gümrük ve rekabet düzenlemelerine uzanan geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar attık. Tüm bunlar sayesinde ülkemiz bugün, uluslararası doğrudan yatırımların yöneldiği öncü destinasyonlardan biri haline geldi” dedi.
“256 MİLYAR DOLARA ULAŞAN İHRACATIMIZA PAYIMIZI YÜZDE 1’İN ÜZERİNE ÇIKARDIK”
256 milyar dolar ihracata ulaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yakın dönemde yaşanan birçok gelişme Türkiye’nin küresel ekonomideki rolünü daha da öne çıkarmıştır. Mesela bu yılbaşında Süveyş Kanalı’nda yaşanan kriz, dünya ticaretinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye, Süveyş kanalındaki tıkanma döneminde alternatif ulaşım rotaları sunarak, küresel ticarette ne kadar güvenilir bir partner olduğunu ispatlamıştır. Ülkemizin küresel tedarik zincirlerindeki konumu her geçen yıl daha da güçleniyor. 2002 yılında 36 milyar dolar ihracatla dünya ticaretinden binde 5 oranında pay alırken, bugün 256 milyar dolara ulaşan ihracatımıza payımızı yüzde 1’in üzerine çıkardık. Bakınız burada sadece bir hacim artışından bahsetmiyoruz. İhraç ettiğimiz ürünlerin teknoloji kompozisyonu da genişlettik. Artık ürün sepetimizin yarıya yakını yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerden oluşuyor. Son 21 yılda, yılda ortalama yüzde 5,4’lük büyüme kaydederek satın alma gücü paritesine göre 11’inci sıraya yükseldik” ifadelerini kullandı.
“83 BİNDEN FAZLA ÇOK ULUSLU ŞİRKETE EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ”
20 yılda toplamda 268 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekildiğini ifade eden Erdoğan şöyle devam etti: “Ulaştırma, enerji, eğitim, sağlık ve dijitalleşme alanlarında yaptığımız dev yatırımlarla ülkemizin altyapı eksikliklerini tamamladık. Uluslararası doğrudan yatırımlar da bu süreçte bizlere ciddi katkı sundu. 2003’ten önceki 30 yılda, sadece 15 milyar dolar yatırım alan Türkiye, son 20 yılda toplamda 268 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekti. 2002 yılında ülkemizde yalnızca 5 bin 600 uluslararası sermayeli şirket faaliyet gösteriyordu. Bugün ise 83 binden fazla çok uluslu şirkete ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye, artık bu şirketlerin üretim faaliyetlerinin araştırma geliştirme merkezleri, tasarım ekipleri, satın alma ofisleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleri ile desteklendiği bir ekonomik merkeze dönüştü. Tabi burada karşılıklı bir kazan- kazan durumu söz konusu. Son 15 yılda Türkiye’de gerçekleştirilen ihracatın yaklaşık yüzde 31’ini uluslararası sermayeli şirketler yaptı. Özel sektör istihdamında uluslararası yatırımcıların payı yüzde 8,8’e çıktı. Türkiye’nin imalat sanayi yatırımlarındaki liderliği de dikkat çekicidir. Ülkemiz yeni dönemde de uluslararası yatırımların tercih ettiği büyüyüp geliştiği lider ekonomilerden biri olmaya devam edecektir”
”İHRACATIN YILLIK ORTALAMA YÜZDE 7 ORANINDA ARTIRILMASI DA PROGRAMIN ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLARI ARASINDADIR”
Orta Vadeli Program’dan söz eden Erdoğan, “12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi gibi belgelerle ekonomideki yol haritamızı belirledik. Orta vadeli programın temel hedeflerinden biri yıllık ortalama yüzde 5’in üzerinde ekonomik büyümedir. Enflasyonun tek haneli rakamları düşürülmesi, cari açığın azaltılması ve ihracatın yıllık ortalama yüzde 7 oranında artırılması da programın öne çıkan başlıkları arasındadır. Dijital dönüşüm, yeşil ekonomi ve enerji verimliliği konularına özellikle ağırlık veriyor, bu alanlardaki yatırımları hızlandırmayı planlıyoruz. 6 Şubat depremlerinin maliyemize getirdiği 104 milyar dolarlık ilave yüke rağmen, program döneminde mali disiplinden taviz vermiyoruz. Son dönemde açıklanan büyüme, istihdam, dış ticaret ve enflasyon verileri programın çalıştığını ortaya koyuyor. Cari açığımızın düştüğü, rezervlerin arttığı, risk göstergelerinin iyileştiği, enflasyonun kontrol altına alındığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Mikroekonomide elde ettiğimiz bu olumlu gidişatı, yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmalarıyla destekliyoruz. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu 2024 Yılı Eylem Planı’nda birçok çalışmayı hâlihazırda tamamladık. Kişisel verilerin korunması, yenilenebilir enerji, girişim sermayesi, yatırım taahhütlü avans kredisi gibi önemli konularda ilerlemeler kaydedildi. Yatırımcılarımız için önem arz eden birçok konudaki çalışmalarımız da tüm hızıyla devam ediyor. İklim yasası, girişimcilik, ekosistemi, araştırma geliştirme faaliyetleri, dijitalleşme ve yatırım teşvikleri gibi konulara odaklanan bu çalışmaları da yıl bitmeden tamamlayıp yatırımcıların önünü daha da açmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
”ÜLKEMİZİN KÜRESEL SERMAYE PASTASINDAN ALDIĞI PAYI 2028 YILI İTİBARİ İLE YÜZDE 1.5’A ÇIKARACAĞIZ”
İklim Yasası’nın 1 Ekim’de yürürlüğe gireceğini belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir diğer önemli belgemiz uluslararası doğrudan yatırım stratejimizdir. 29 Temmuz’da kamuoyuyla paylaştığımız bu stratejiyi; nitelikli yatırımları, ülkemizde kazandıracak bir yol haritası olarak tasarladık. Strateji ile yüksek katma değerli sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, yüksek teknolojiye dayalı ve kaliteli istihdam sağlayan yatırımları ülkemize daha fazla çekmek istiyoruz. Böylece ülkemizin küresel sermaye pastasından aldığı payı 2028 yılı itibari ile yüzde 1.5’a çıkaracağız. 1 Ekim itibari ile yeni yasama yılımız başlayacak. Meclisimizin açılmasıyla birlikte iklim kanunu gündeme gelecek. Kanunla sanayimizde yeşil dönüşüm sürecini hızlandıracağız. Emisyon ticaret sistemi kurulmasına yönelik çalışmalar da devam ediyor. Karbon ayak izini azaltıcı her türlü yeniliği teşvik ederek sanayimizin dönüşümünü destekleyecek ve rekabet gücümüzü arttıracağız. Gerek yüksek teknoloji yatırım programımız, gerekse yatırım taahhütlü avans kredisi mekanizmamız sizlerin kullanımına açıktır. 30 milyar dolar bütçeyle desteklenen bu programla, 8 öncelikli alandaki 30’dan fazla yatırım başlığında çok önemli imkanlar sunacağız. Yarı iletkenlerden mobiliteye, yeşil enerjiden ileri imalata, haberleşme ve uzaydan değer zinciri yatırımlarına kadar, birçok sektör programdan yararlanacaktır”
”TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE HER BİRİ ALTIN KIYMETİNDE SEÇİMSİZ 3,5 YIL VARDIR”
Muhalefetin erken seçim çağrılarına cevap veren Erdoğan, “Biz iktidar ve ittifak olarak tüm planlarımızı 2028’e göre yapıyoruz. Milletin 14- 28 Mayıs seçimlerinde verdiği yetkiyi, sonuna kadar en güzel, en verimli şekilde kullanmanın çabasındayız. Muhalefetin kendi iç çekişmelerini perdeleme amacıyla gündeme getirdiği seçim tartışmalarını, havanda su dövmek olarak görüyoruz. Türkiye’nin önünde her biri altın kıymetinde seçimsiz 3,5 yıl vardır. Ekonomide, savunmada, diplomaside, demokraside ve diğer alanlardaki hedeflerimize ancak bu 3,5 yılın hakkını vererek ulaşabiliriz. Bunun dışındaki her gündem lafı güzaftır, sahtedir, sanaldır. Sadece ve sadece ülkenin enerjisini tüketmeye dönük fuzuli hamlelerdir. Sizin de gelecek planlarınızı buna göre yapmanızda fayda olduğuna inanıyorum. Türkiye, siyasi istikrarın, nitelikli insan kaynağının, küresel değer zincirlerindeki yükselen konumu, coğrafi avantajları ve güçlü ekonomik altyapısıyla; uluslararası doğrudan yatırımların merkezi olmaya devam edecektir. Bu süreçte şunu lütfen unutmayın; Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimiz 7 gün 24 saat sizlerin hizmetindedir” diye konuştu.
Yalan söylemekle ölünmediğini yüzlerce kez sindiği için sakınca görmüyor.