M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME
Başlığa okuyup kızabilirsiniz. Hatta “Bu adam ne saçmalıyor!” deyip yazının detay sayfasını öyle açmış da olabilirsiniz. Elbette yanılabilirim. Ama süreçlerin nereye evrilebileceği ve seçim tahminleri konusunda pek yanılmadığımı dostlarım iyi bilir.
Evvela bir seçim atmosferi yok. Dolayısıyla “Mansur Yavaş önde, Ekrem İmamoğlu’nun oyu Tayyip Erdoğan’dan daha üstte” diyen anketlerin pek kıymet-i harbiyesinin olmadığını en başta teslim edeyim. Mansur Yavaş’ı ve Ekrem İmamoğlu, ‘iktidarın köpeği’ olduğu belirtilen yargı eliyle bir çırpıda saf dışı bırakılabilir. “Yavaş ve İmamoğlu için mağduriyet oluşturur. Halk muhalefete daha fazla yönelir.” gibi bir değerlendirme doğru değil.
“Ama geçmişte Erdoğan şiir okuduğu için mahkûm edildi, halk bundan dolayı tepki gösterip AK Parti’yi iktidara getirdi.” tezi, geçmişte doğru idi. Ne yazık ki bugün mağduriyet durumu oy getirmez. Müsaade edin anlatayım…
O dönemde Türkiye’de iyi kötü işleyen bir demokrasi çarkı vardı. Toplum mankurtlaştırılmamıştı. Farklı görüşleri dinleyip doğru ya da yanlış bir muhakeme yapıp karar verebiliyordu. Şimdi ise toplumu tek kanallı radyo gibi yaptılar.
“Daha 31 Mart seçimleri yeni yapıldı. Halk Erdoğan’ın partisini birinci sıradan alıp ikinci sıraya yerleştirdi.” diyerek seçim sonuçlarını önüme koyarsanız buna sadece bir şey söylerim. CHP lideri Özgür Özel, seçimlerin ardından kendisine kurulan tuzağa bilerek ya da bilmeyerek düşmemiş olsaydı şimdiye kadar Türkiye’de çok şey değişmiş olurdu. Artık kimsenin 31 Mart’ı hatırladığı yok. Sandıktan birinci parti çıktığını CHP lideri Özgür Özel bile unuttu.
BATI ERDOĞAN’DAN İYİSİNİ BULAMAZ
Batılı ülkelerin demokrasiyi savunanlardan yana tavır takınacağını sanıyorsanız çok ama çok yanılırsınız. Her ülke kendi menfaatine en uygun olan hangi siyasetçi ise ondan yana tavır takınır. En kullanışlı siyasetçi özellikle Orta Doğu ülkelerinde demokrasiden yana olması gerekmiyor. Üstelik anti-Amerikancılığın para ettiği bu coğrafyada, Batılı ülkelerin yönetimleri, Türkiye’yi kendi aleyhine çalışıyormuş gibi yaptırarak hizmet ettirmeyi çok sever.
Erdoğan, “Ey Amerika!” diye başlar ama günün sonunda ABD’nin menfaatleri söz konusu olduğunda onu asla göz ardı etmez, edemez.
Suriye konusunda Erdoğan, başından bu yana Batı’nın istekleri doğrultusunda hareket etti. İsrail’in güvenliği için Suriye’nin istikrarsızlaştırılması ve güçlü bir düşman konumundan aşağı çekilmesi gerekiyordu. Bu amaç 10-12 yıllık bir gecikme ile de olsa sağlanmış oldu. Bırakın Tel Aviv için risk olmayı, Suriye diye bir ülke bile kalmadı orta yerde.
Suriye’nin bu hale getirilmesinde Erdoğan’ın ciddi bir rol oynamadığını savunmak, komşu ülkede son yıllarda neler olup bittiğine hiç bakmamak anlamına gelir.
ERDOĞAN KAZANDI, TÜRKİYE KAYBETTİ
8 Aralık’ta Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın ülkesinden kaçıp “devrik lider” konumuna düşmesinin hemen ardından 10 Aralık’ta “Erdoğan kazandı, Türkiye kaybetti” diye yazmıştım. Erdoğan, oturduğu koltuğu terk etmemek için her yola başvurabilir, her kesim ve ülke ile işbirliğine girebilir.
ABD’nin bölgeye bu kadar önem atfetmesinin altında enerji arzının kesintiye uğramaması var. Bundan daha önde tutulan ise İsrail’in güvenliği. Düşünün İsrail’in güvenliği, IŞİD geçmişli HTŞ eliyle sağlanmış oldu. Washington için İsrail’in güvenliği sağlanmış oldu, bu işbirliğinde verilen görevi layıkıyla yerine getiren Tayyip Erdoğan’ın da ödüllendirilmesi gerekiyor. Bu ödül de ömrü vefa ederse yeniden cumhurbaşkanı olarak seçilmesi olacak.
ASGARİ ÜCRET ERKEN SEÇİMİ GÜNDEMDEN DÜŞÜRMEDİ
2025 yılı için asgari ücret, bütün yılı kapsayacak şekilde yüzde 30 artırılarak 22 bin 104 TL olarak belirlendi. Pek çok siyasi yorumcu, açıklanan asgari ücretle erken seçimin gündemden düştüğü sonucuna vardı.
Ben “asgari ücret rakamı erken seçimi sildi” görüşünün tam tersini savunuyorum. Bakın, milletvekillerinin hayat boyu vekil maaşı alabilmeleri için seçimin üzerinden iki yıl geçmesi gerekiyor. Bir önceki seçim 14 Mayıs 2023’te yapıldığına göre, milletvekilleri erken seçime en erken 18 Mayıs 2025 tarihi için onay verirler. Bu yaklaşım iktidar, muhalefet ayırt etmeksizin hepsi için geçerli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılbaşında yüzde 30 artırmış olmakla memnuniyetsizliği baştan satın alarak elini güçlü tutmuş oldu. İstediği anda istediği kadar zam yapabileceğine göre Erdoğan açısından “22,104 TL ile kendini bağladı!” demenin bir tutar tarafı yok. Üstelik insanlar iki aydan itibaren her şeyi unutabildiğine göre, şimdi yapılacak yüksek zammın hiçbir cazibesi yok. Zamanı geldiğinde işe yarayacak kadar ara zam yapılabilir.
MİLLETVEKİLLERİ AK PARTİ’NİN KAPISINDA KUYRUK
Anketler yarınlara ışık tutmaz, bugün hakkında bir fikir verir. Erdoğan, yelkenlerine Suriye rüzgârını doldurdu. Bunu asgari ücret bir miktar sarsmış olabilir. Daha seçime hayli zaman olduğuna göre, her şeyi değiştirmek için yeterince zaman var demektir.
Enflasyon canavarı henüz dizginlenemedi ama 2023’ün ikinci yarısında olduğu kadar can yakmıyor. Aralık ayı enflasyonu yüzde 2’nin altında çıkacak görünüyor. Buna mukabil yeni yılın Ocak ve Şubat aylarında yüzde 3 dolayında gelir. İki aylık tırmanmadan sonra muhtemelen daha hızlı bir düşüş yaşanacak. Eğer 2025 sonbaharında seçim yapılmak istenirse her şey toz pembe gösterilebilecek hareket alanı var. Gerekli parayı İngiltere ve ABD verir.
İşin bir başka boyutu daha var. Muhalefet partilerinden AK Parti’ye geçmek için can atan milletvekilleri var. Medya CHP listesinden Gelecek Partisi adayı olarak seçilen Nedim Yamalı’nın AK Parti’ye geçişini konuşuyor. AK Parti, transfer yapmak için vekil aramıyor. Tam tersine muhalefete mensup vekiller Söğütözü’nün önünde kuyruk oluşmuş durumda.
Gelecek Parti Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, parti değiştirecek ama Emine Erdoğan’ın şerhinin kalkması bekleniyor. Emine Hanım, eski özel kalem müdürünü görmek istemiyor. Bundan dolayı kapı kapalı. Kapının kapalı olduğu öteki isim ise Gelecek Parti lideri Ahmet Davutoğlu. AK Parti’nin eski liderine kapıyı kapalı tutan ise Davutoğlu’nun eski mesai arkadaşları. Anlatıldığına göre İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin, Gelecek Partisi’ni AK Parti’ye taşıma ihalesini almış görünüyor. AK Parti’ye vekil taşıma işi devam edecek.
Tayyip Erdoğan, eğer isterse Cumhur İttifakı anayasayı değiştirecek yeter sayıya ulaşabilir. Muhalefette o potansiyel var. Batı, kullanabildiği siyasetçileri yolda bırakmaz. ABD için Erdoğan’ın son kullanma tarihi henüz belirlenmedi.