Erdoğan-Baykal dostluğunun Türkiye’ye faturası

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ölümü ve cenazesi, on binlerce beden deprem enkazı altında beklerken, dikkatleri siyaset sahnesine çevirdi. Baykal’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ortak yönleri cenaze töreniyle yeniden gündeme geldi.

1990’lı yılların ikinci yarısından sonra doğanlar için Deniz Baykal ismi bir şey çağrıştırmayabilir. Lakin, Erdoğan’ın bugüne gelmesine Deniz Baykal’ın çok kritik katkıları oldu. Sadece o dönemde değil, 2015 ve 2018 seçimleri sonrasında da…

Deniz Baykal, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Fırkası’nın dördüncü genel başkanı oldu. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında kapatılan CHP’nin yeniden açılmasına izin verildiğinde (9 Eylül 1992) partinin başında Baykal vardı.

1990’lar siyasette hızlı yıllar olarak geçti. Farklı nedenlerle koltuğu önce Hikmet Çetin’e, sonra Cevdet Selvi’ye (vekaleten), ardından Altan Öymen’e devreden Baykal, 2000 yılında tekrar geri aldığı CHP liderliğini 2010 Mayıs ayına kadar sürdürdü. 

ERDOĞAN’A VEKİLLİK VE BAŞBAKANLIK YOLUNU AÇTI

Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan AK Parti, 3 Kasım 2003 seçimlerinde yüzde 34,3 oy almasına rağmen Meclis’teki koltukların yüzde 66’sını elde etti. 1994 yerel seçimlerinde Erdoğan’a İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının yolunu açan merkez sağ partilerin bölünmüşlüğü, bu kez de iktidar yolunu açmıştı.

AK Parti, tek başına iktidar olmak için gereken 276 sandalyeyi aşarak 363 milletvekili çıkarmış ama genel başkanını siyasi yasaklı olması sebebiyle Meclis’e sokamamıştı. Yasaklı Erdoğan, “Müstakbel Başbakan” olarak AB ülkelerini gezmiş ve ABD’ye gidip Başkan George W. Bush ile başbakan protokolü düzenlenerek görüşmüştü. 

Ne var ki bu dış destek, Erdoğan’ı Meclis’e sokmaya yetmiyordu. Erdoğan’ın milletvekili olması için anayasa değişikliği ve bir ara seçime ihtiyaç vardı. Bu kritik görevi yerine getirmek, Meclis’te 178 milletvekili bulunan CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal’a düşecekti. 

Baykal’ın bu kritik görevi nasıl çözdüğünü, 2002 seçimlerinde CHP’den milletvekili olarak Meclis’te bulunan yazar-müzisyen Zülfü Livaneli daha sonraki yıllarda anlatacaktı. Livaneli, 25 Temmuz 2007 tarihli Vatan Gazetesindeki köşe yazısında çok tartışılan yasak kaldırmaya CHP desteğinin nasıl verildiğini yazdı.

Baykal’ın, Beylerbeyi’ndeki Bosphorus Balık Lokantası’nın üst katında, Erdoğan ile saatler süren ikili görüşme yaptıklarını ve bu görüşmede her şeyin planlandığını anlatan Livaneli, niçin destek verdiğini de takip eden günlerde Baykal’ın kendilerine söylediğini anlattı.

Abdullah Gül’ün hükümeti kurduğu dönemde, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in “milletvekili olmadan başbakan olma” formülünü reddetmesiyle Erdoğan’ın Başbakan olma ihtimali ortadan kalktı.

Livaneli, 19 Aralık 2002’de Mehmet Sevigen’in evinde Deniz Baykal’ın ısrarla “Erdoğan Başbakan olacak” dediğini belirtti. Erdoğan’ın önünü açmanın tehlikeli olduğunu söyleyenlere Baykal, “Göreceksiniz iki ay dayanamaz” diye ikna etti. 

Sonuçta hazırlanan anayasa değişikliğine Deniz Baykal’ın öncülüğündeki CHP de destek verdi ve değişiklik gerçekleşti. Bir bahane oluşturuldu ve Yüksek Seçim Kurulu, Fadıl Akgündüz’ün (Jet Fadıl) üyeliğinin düşürülüp Siirt’te seçimlerin yenilenmesine karar verdi. 

‘ÖZEL DEĞİL, GENEL GENEL’ GÜNLERİNDEN YENİ DESTEĞE…

Tayyip Erdoğan ile Deniz Baykal, 2007’ye kadar Meclis’te ikili gövde gösterisi yaptılar. Baykal’ın yaptığı öfkeli muhalefet, Erdoğan’ın havuzuna oy taşıdı. 6 Mayıs 2010’da bir video paylaşım sitesinde Deniz Baykal ile CHP milletvekili Nesrin Baytok’a ait olduğu iddia edilen bir görüntü yayınlandı.

Bu görüntünün yayılması Deniz Baykal CHP Genel Başkanlığından istifa etmek zorunda kaldı. Baykal, 16 Haziran 2015’te Hürriyet Gazetesinden Cansu Çamlıbel’e yaptığı açıklamada, “Kaset tezgâhı Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapıldı. Bunu yüzüne de söyledim” dedi.

İşin ilginç tarafı, bu röportajın yayınlanmasından dört gün önce Baykal’ın, Erdoğan ile çok kritik bir görüşme yaptığı ortaya çıktı. 11 Haziran tarihli Cumhuriyet Gazetesinde Fırat Kozok, bu görüşmenin detaylarını aktardı. Erdoğan’ın, Meclis’in geçici başkanlığını yapan Baykal’ı bir aracı vasıtasıyla arayıp davet ettiğini aktaran gazeteci Kozok, Dışişleri Konutu’nda gerçekleşen görüşmenin 2 saat 15 dakika sürdüğünü yazdı. 

Erdoğan, 2011 seçimlerinin heyecanlı günlerinde Kastamonu’da kalabalık karşısına çıktığında Baykal’ın medyaya düşen görüntüleriyle ilgili çok tartışılan sözlerini dile getirmişti. Kaset konusunu gündeme getirmesinin medyada eleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, “Yahu kendi eşiyle mi bir şey oluyor da özeli oluyor. Bu özel değil genel… genel” diye höykürdü.

Ne var ki ilerleyen yıllarda, Deniz Baykal ciddi sağlık sorunları yaşadı. 2017 yılında Fransa dönüşü evinde kısmi felç geçirdi. Yoğun tedavi görüp bir miktar iyileşti. 2018’de yapılan seçimlerde tekrar aday olma talebine Kılıçdaroğlu olumlu cevap verdi ve yeniden Meclis’e girdi. 

Baykal, 2021’den itibaren AK Parti ve Erdoğan’a yönelik iltifatkar açıklamalar yapmaya başladı. Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi, bu sıcak mesajlar üzerine evine gidip Baykal ve ailesiyle bir röportaj yaptı.

Eşi Olcay Hanım ve kızı Prof. Dr. Aslı Baykal ile görüşen Selvi, görüşmenin bütün ayrıntılarını köşesinde paylaştı. Baykal Selvi’ye, Erdoğan ile yaptığı görüşmelerde hiçbir zaman pazarlık içine girmediğini söyledi. 

Selvi’nin röportajından sonra Aslı Baykal’ın yapılacak genel seçimlerde AK Parti’den aday olacağı iddia edildi. Zaten Selvi’ye de bu röportajı bir tür rüşvet olarak vermişti. 

BAYKAL’IN CENAZESİ, ERDOĞAN’IN KİNİNİ SERGİLEME ALANI OLDU

11 Şubat’ta ölen Deniz Baykal için dün hem CHP Genel Merkezi’nde hem de Meclis’te tören düzenlendi. Cenaze namazı Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde kılındı. Cenazeye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, milletvekilleri, siyasetçiler, Baykal‘ın ailesi ve vatandaşlar katıldı.

Cenaze namazı için cami avlusuna giren Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve ön safta bulunan öteki isimlerle tokalaşmadığı gibi göz temasında bile bulunmadan ilerledi. Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin önünde duran Erdoğan, sadece onunla tokalaşıp yanında safa girdi. 

Deprem sonrası “Birlik zamanı” diye konuşan Erdoğan’ın bu tavrı, siyasi etiğe yakışmasa da Erdoğan’a çok aykırı görülmedi. Muharrem İnce, 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışa girdiği Erdoğan’a seçim gecesi “Adam kazandı” dediği için çok eleştirilmişti. O günkü sözleri hatırlatılarak Erdoğan’ın yaptığı harekete, bu kez “Adam tokalaştı” yorumu yapıldı. 

Erdoğan ve Baykal, ikisi de birbirine çok şey borçlu. 

🔴 2000’lerin biri başbakanı, öteki ana muhalefet partisi lideri.
🔴 Erdoğan, Baykal sayesinde milletvekili ve başbakan oldu.
🔴 Baykal, Erdoğan sayesinde ana muhalefet partisi liderliği yaptı.
🔴 Baykal, yıllarca gizli destek verdiği Erdoğan’a ömrünün sonunda açık destek vermeye başladı.

Erdoğan, yeni döneme dünden daha hırslı hazırlanıyor. Erdoğan, kalmakta direndikçe, ülkenin ödemek durumunda kaldığı fatura ağırlaşıyor. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

5 YORUMLAR

  1. Erdoğan-Baykal dostluğunun Türkiye’ye faturasıni yazinizda bulamadim.

    Sadece Erdoğan-Baykal dostluğunu islemissiniz.

    Ansiklopedik bir bilgi paylasmissiniz.

    • Yazar “onu da sen anla” demek istemiş olabilir!
      Yahu iki isim de devlet görevlisi (MIT- bu üniversite olan mit değil haaa – ) değil mi! Rahmetli mahir amca ne demişti: ben deşifre olmasam bi siyasi partinin başkanı olacaktım. Ne iktidar cephesinde ne de muhalafet cephesinde özgür bir lider görebiliyoruz. Selahaddin hariç. Gerçi o da özgür değil ya!

  2. Fatura ortada, tüm toplum çok ağır bir bedelle ödüyor. Görünen köye klavuz var mı?

    Asıl merak ettiğim, 2011’e gelindiğinde Erdoğan’ın işlediği suçları, gelecek planları ve niyeti hakkında bilgi sahibi olup bunu benden (toplumdan) gizleyenlerin niyeti neydi? Hele ki gazeteci ve aydınları hiç ama hiç affetmeyeceğim.

  3. Abi fatura açık ve net değilmi?
    Adamın ülkenin başına bela olarak gelmesinin önünü açan baykal ve ülkeyi son duruma taşıyan asrın belası reyiz, son durum ise iç ürpertici!..
    Fatura bu işte!…

  4. Sn. Karabay, siz tabii ki isin perde arkasi ve butun bu iktidar ve muhalefet liderlerinin devsirilme meselesinde daha detayli bilgi sahibisinizdir. Sizlerin yazilarindan bir seyler ogrenmeye calisarak kit bilgiye sahip olan biri olarak, cok klasik olacak ama. Turkiye’nin potansiyelinin farkinda olan bir ust akil, muhtesem (!) planlar yapip uygulamaya koyuyor. Bizler de (genel halk kitlesi olarak), apisik kalip, oylece bakiyoruz. (Cok afedersiniz) mezbahaya goturulen koyunlar misali, otlamaya ve gevis getirmeye devam ediyoruz. Gercekten cografyamizi ve dunyayi yoneten ust akil karsisinda cok aciziz. Kim azicik sivrilirse, hemen kellesini aliyorlar. O kisiler, hala siyasi hayatta aktif olsalar da, artik bir zombi olarak, kendilerine bicilen gorevleri (!) layigiyla yerine getirmeye calisiyorlar. Velhasil, ‘siyasetin zombileri” ya da “siyasi mevtalar” ciddi olarak ele alinmasi gereken konular. Sizin ve konuya ilgi duyan akademisyenlerin bu konularda ciddi yazilar kaleme almalarini temenni ederek, selamlarimi iletirim. Objektif makaleler ve kitaplarla tarihe not dusmek bana gore cok onemli, bu makus tarihin devam etmemesi icin.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin