Erdoğan bal gibi de üçüncü kez aday olur

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Ülke pahalılıktan ateş yerine dönmüş durumdayken, kamuoyu “Kim cumhurbaşkanı adayı olacak?” sorusuyla meşgul ediliyor. Muhalefet, “Erdoğan yıpratmasın” diyerek adayını açıklamayı seçim tarihinin ilan edilmesi şartına bağladı. Öbür taraftaysa, Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olamayacağı tartışmasını alevlendiriyor. Biraz argo tabir olacak ama Tayyip Erdoğan isterse bal gibi üçüncü kez aday olabilir.

“6’lı Masa” adına dönüşen muhalefet ittifakı, karşı taraftan gelen “adayını açıkla” baskılarına rağmen kendi programına uygun hareket etmesi doğru bir strateji. Bu zaman geçtikçe iktidar ittifakının karşı tarafı sıkıştırmaya çalıştığı bir silah olmaktan çıkacak, ters tepmeye başlayacak.

Türkiye’de cumhurbaşkanı adaylığını aylar, yıllar önceden duyurma gibi bir siyasi gelenek yok. Bırakın geçmiş dönemleri, size AK Parti’nin cumhurbaşkanı adaylarını açıklama tarihlerini hatırlatayım.

AK Parti, iktidar partisi olarak ilk cumhurbaşkanlığı seçimine 2007 Nisan ayında gitti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu 27 Nisan’da yapılacaktı. Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak partisinin adayını açıkladığında tarih 24 Nisan idi. Yani cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun yapılmasından sadece 3 gün önce.

Aklınıza, “O zaman cumhurbaşkanını Meclis seçiyordu. Erken ilan etmeye gerek yoktu” gibi bir itiraz geldiyse, sonraki dönemin hatırlatmasını da yapayım.

Malum, Abdullah Gül’ün seçimiyle ilgili yaşanan 367 tartışmalarından sonra Anayasa değişikliğine gidildi ve bir sonraki cumhurbaşkanının halkın oylarıyla seçilmesine karar verildi.

2014’TE ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI NE ZAMAN AÇIKLANDI?

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin bitmesi üzerine kimin aday olacağı tartışmaları gündeme geldi. Erdoğan, 7 yıl önce “partiyi birlikte kurduk” diye tanıttığı Abdullah Gül’ü çoktan diskalifiye etme hazırlıklarını tamamlamıştı bile.

Kamuoyunda Gül’ün halkın oylarıyla yapılacak seçimde yeniden aday olup olamayacağı tartışıldı. Gül yerine başkasının adaylığı üzerinde duruldu.

12. Cumhurbaşkanlığı seçimleri 10 Ağustos 2014’te yapılacaktı. Göstereceği adayın kazanacağına kesin gözle bakılmasına rağmen, AK Parti adayını yılı bırakın aylar önce bile açıklamadı.

AK Parti’nin adayı olarak Tayyip Erdoğan adı 1 Temmuz’da, yani seçimlerden sadece 40 gün önce açıklandı. Bu da yasal takvimin getirdiği bir zorunluluk idi.

Aynı iktidar partisi, şimdi muhalefeti oluşturan Millet İttifakı’nı, iki yılı aşkın bir süreden bu yana “Adayını açıkla” diye zorluyor.

MUHALEFETE YÜKLENMEK KOLAYCILIĞI

Tek Adam yönetimlerinin olduğu ülkelerde, muhalefet yapmak ateşten gömlek. Karşı taraf, sadece yasaların tanımladığı imkanları kullanmaz, devletin her türlü imkanıyla kamuoyunu etkilemeye çalışır. Dahası, kendini devlet olarak topluma sunar ve muhalefeti devlet olarak etkisizleştirir.

Türkiye’de bunun temelleri 2007-2010 arasında atıldı. Nitekim, Erdoğan, yukarıda izlediğiniz videoda “Cumhurbaşkanı adayımız kardeşim Abdullah Gül” demeden önce, dikkat çeken bir ifade kullanıyor:

“11. Cumhurbaşkanı adaylığı için yaptığım son değerlendirmeler, bütün bu araştırmalar neticesinde bir ismi ortaya çıkarmıştır.”

Bu Erdoğan’ın sözleri. Yani daha o zamandan, Tek Adam mekanizması işlemeye başlamıştı. Partide birileri kendinin “özgül ağırlığının” yüksek olduğunu sanıyor olsa da fiilen Tek Adamlık takvimi tıkır tıkır işliyordu.

Tek Adam rejimlerinde muhalefet yapmak, hele de muhalefet liderliği yapmak hiçbir zaman kolay olmadı ve olmayacak.

Evet, muhalefet liderlerinin eleştirilecek çok şeyi var. Eleştirilmeleri de gerekiyor. Ama eleştirirken, Tek Adam yönetimlerinde muhalefet yapmanın imkansız denecek kadar zor olduğunu akılda tutmak gerekiyor.

Tekrar konumuza dönelim.

MHP lideri Devlet Bahçeli, “Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan” diyeli çok oldu. 13 Ekim 2020’de kendince net konuştu:

MHP lideri, cumhurbaşkanı adayını açıklayalı iki yıldan fazla oldu. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Erdoğan ise geçen haftaya kadar sessizliğini korudu. Aday olduğunu da, olmadığını da söylemedi.

Erdoğan, İYİ Partili İbrahim Halil Oral, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğinden duyduğu rahatsızlığı dile getirinceye kadar “sessiz ikrarını” korudu. Aynı Erdoğan, Oral’ın “Alevi Kılıçdaroğlu olmamalı” anlamına gelen çıkışını yaptığının ertesi günü adaylığını açıkladı.

Her zaman olduğu gibi midesini göstererek, “Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan” dedi. Erdoğan’ın söylediği bir şey daha vardı. Seçimin zamanında yapılacağı sözlerini, kafasındaki erken seçim tarihini gizlemek için mi, yoksa gerçekten bunda kararlı olduğunu belirtmek için mi söyledi bilmiyorum.

Adaylık açıklamasından sonraysa muhalefet liderlerinde değil ama muhalif kesimde, Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı tartışmaları yeniden gündeme getirildi.

Bu iddianın sahiplerine göre Erdoğan 2017’de ve 2018’de aday oldu. Anayasa’nın 101. Maddesine göre, “Bir kişi, en fazla iki kere cumhurbaşkanı seçilebilir”.

Muhalif kesimin dile getirdiği bir nokta daha var. Erdoğan, bütün bunlara rağmen gerçekten adaylığını koyarsa, Anayasa Mahkemesi’ne gidilir ve adaylığı, “Anayasaya aykırı” gerekçesiyle iptal edilir.

Benim sözüm de tam burada. Ortada Anayasa diye bir temel yasa mı kaldı? Adam 2014 yılında üniversite diploması olmadan aday olabildiyse, şimdi haydi haydi olur.

Kimse kendini kandırıp ortada anayasa varmış gibi bir umuda kapılmasın. Tek Adam isterse üçüncü kez adaylığına bir kılıf buldurur.

Üçüncü kez de aday olur, şayet kazanırsa ve ömrü vefa ederse bir yolunu bulup dördüncü kez de aday olur.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Adayların açıklanması için kanuni bir düzenleme var mı?
    Yani “Cumhurbaşkanlığı adaylığı için seçimlerden şu kadar gün önceye kadar adaylık şarttır” diye bir şart yok mu?
    Erdoğan’ın sözüyle mi yoksa kanuni düzenlemelerle mi belirleniyor mu iş?
    Bilmediğimden soruyorum…

  2. Erdoğanın tek derdi aday olup olamayacağı değil karşıma kimi çıkaracaklar kısmı. Ona göre pozisyon alacak zaman lazım çünkü. Satın almaya çalışmak, hapse attırmak, öldürtmek vb. Bunlar için zaman lazım. Muhalefet aday açıklamadıkça zaman daralıyor. Kılıçdaroğlu ben adayım derse ki tayyip buna uğraşıyor ozman erken seçim yapacak. Ancak şunu ekleyeyim tayyip seçimle gitmeyecek. Diktatörler seçimle gitmez. Aksine sözde seçimleri kazanırlar. Halk ayaklanması ile devrilirler. Halk şimdilik onun seçimle gideceğini düşünüyor. Seçimle gitmediğini görüp daha kötü günleri yaşadığında bıçak kemiğe dayanacak.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin