Erdoğan AİHM’in ‘Türkiye karşıtı’ kararına neden ateş püskürdü?

YORUM | SELÇUK GÜLTAŞLI*

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da yaptığı yasama yılı açılış konuşmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni (AİHM) sözde ‘Türkiye karşıtı’ tutumu nedeniyle sert bir dille eleştirdi.

Strazburg merkezli mahkeme, Türkiye’de benzer suçlamalarla karşı karşıya olan on binlerce kişi için geniş kapsamlı etkileri olabilecek önemli bir kararla, Türkiye’de tutuklu bir öğretmenin haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti. Erdoğan ise AİHM’in öğretmen Yüksel Yalçınkaya hakkındaki kararının bardağı taşıran son damla olduğunu iddia etti.

AİHM kararı, Temmuz 2016’daki darbe girişiminden bu yana yüz binlerce vatandaşı terör örgütü üyeliği gibi çürük delillerle mahkum eden Türk yargısının dayandığı gerekçeleri etkili bir şekilde yerle bir etti.

Mahkemenin kararı, AİHM’de görülecek binlerce benzer dava için emsal teşkil edebilecek nitelikte. Avrupa kurumları ile Ankara arasında yeni bir çatışmaya zemin hazırlayan mahkemenin otoritesine açık bir meydan okumada bulunan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada Türkiye’nin mahkemenin kararına uymayacağını açıkça belirtti.

AİHM’yi terör örgütlerini desteklemekle suçlayan Erdoğan şunları söyledi: “Teröristlerle aynı kefede olan kurumların çağrılarına ne saygı duyarız ne de kulak veririz.”

Yalçınkaya’nın avukatı Profesör Johan Vande Lanotte, Erdoğan’ın Türkiye’nin karara uymayacağını açıklamasının talihsiz olduğunu, ancak bunun sürpriz olmadığını söyledi. Belçika’da 13 yılı aşkın bir süre başbakan yardımcılığı yapmış olan Lanotte, kararın benzer suçlamalarla karşı karşıya olan on binlerce Türk için emsal teşkil edeceğinin altını çizdi. “Bu karar Türkiye’de uygulanmalı ve umarım bunu yapacak cesur yargıçlar çıkar” dedi. “Bence AB’nin mülteci krizi nedeniyle Türkiye’ye karşı hoşgörülü davrandığı bir gerçek. Ancak AB, Türkiye ile işlerin her zamanki gibi devam edemeyeceğini açıkça ortaya koymalıdır. Birlik baskı uygulamalıdır” diye ekledi.

AB mülteci akınından korktuğu için mi ‘çok yumuşak’?

AİHM Büyük Dairesi Eylül ayı sonunda verdiği dönüm noktası niteliğindeki kararında Türkiye’nin Yalçınkaya davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin üç maddesini ihlal ettiğine hükmetti: Madde 7 (kanunsuz ceza olmaz), Madde 6 (adil yargılanma hakkı) ve Madde 11 (toplanma ve örgütlenme özgürlüğü).

Öğretmen Yalçınkaya, Gülen hareketiyle olan bağlantıları nedeniyle 2017 yılında bir ağır ceza mahkemesi tarafından terör örgütü üyeliğinden mahkum edilmişti.

Türk mahkemesi kararını, şifreli ByLock uygulamasını kullandığı iddiasına, bir işçi sendikasına üye olmasına ve Bank Asya’da hesabı olmasına dayandırdı. Yalçınkaya’nın cezası Ekim 2018’de Yargıtay tarafından onandı. Anayasa Mahkemesi de Yalçınkaya tarafından yapılan başvuruyu kabul edilemez bularak reddetti.

AİHM, Türkiye’nin ByLock’u delil olarak kullanmasını geniş kapsamlı, keyfi ve adil yargılama için gerekli güvencelerden yoksun olmakla eleştirdi.

Mahkeme ayrıca, Türk makamlarının Yalçınkaya’nın bir sendikaya yasal üyeliğini kendisine karşı delil olarak kullandığını ve böylece 11. Madde kapsamındaki toplanma ve örgütlenme özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini kaydetti.

2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından, şimdi kapatılan Bank Asya’da (o dönemde Türkiye’nin en büyük ve yasal ticari bankalarından biri) hesap sahibi olmak; şifreli ByLock mesajlaşma uygulamasını kullanmak (Apple App Store ve Google Play’den indirilebilir) ve Zaman gazetesine abone olmak, Gülen hareketinin takipçisi olduğu iddia edilen kişileri tespit etmek ve tutuklamak için kriter olarak yorumlandı.

Kürt yanlısı Yeşil Sol Parti (YSP) milletvekili ve önde gelen bir insan hakları aktivisti olan Ömer Faruk Gergerlioğlu, AİHM kararının sadece Türkiye için değil, tüm dünya için “son derece önemli” olduğunu söyledi.

Karar sadece mağdurlar için değil, Türkiye’de adalet arayan herkes için önemli.

“Nazilerin Yahudilere yaptığı muamele gibiydi, insanlar bir gecede terör örgütü üyesi olarak damgalandı ve yüz binlercesi hapse atıldı. Yüzlercesi intihar etti ya da sağlıklarını kaybetti. Bu bir soykırım gibiydi” dedi.

AB’yi Erdoğan’a karşı çok yumuşak davranmakla eleştiren Gergerlioğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın mülteciler konusunu Brüksel’e karşı bir şantaj olarak kullandığını söyledi.

“AB insan hakları ihlalleri konusunda daha açık sözlü olmalıydı ama anlaşılan olası bir mülteci akınından endişe duyuyorlar” dedi.

Lanotte, Erdoğan’ın sözünü tutmaması ve AİHM kararını uygulamaması halinde, Türkiye’nin Mart 2022’de Avrupa Konseyi’nden ihraç edilen Rusya’ya benzer bir akıbetle karşı karşıya kalabileceğini söyledi.

“Eğer Türkiye mahkemenin kararına saygı göstermezse, o zaman Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ndeki geleceği hakkında karar vermesi gereken bir bakanlar komitesi var. Bence karar zamanı yaklaşıyor” uyarısında bulundu.

Yazının orijinali için tıklayınız – EUOBSERVER

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Burda bahsettiğiniz ortaya koyduğunuz gecikmeye sebep “neden” lerin aslında AİHM in ne kadar siyasal bir kurum olduğunun delili değilmi yani?

    Erdoğan için AB nin önemi ne kadar azalırsa ki baya önemsiz hale geldi ki AB bile kendi içinde kendi arasında önemsizleşti hatta UK brexit hamlesiyle AB yi terk etti, Erdoğanda Rusya gibi AB’ ye ve AİHM’e elveda diyebilir.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin