AHMET KURUCAN | YORUM
Geçen gün bir dostumla yazışıyoruz. İtiraz ve ihtilaf kültüründen bahsediyoruz. Bağnazcasına söylenen ve hiçbir ilmi temeli olmayan sözlerin nasıl sarf edilebildiğine hayretimi ifade ettim bir ara. “Putlarına dokunuluyor çünkü.” dedi bana. Doğruydu dediği. Putlarına dokunulan insanlar ancak bu tepkileri verebilirdi.
Yazışmamız bittikten sonra bu sözün üzerinde çok yoğun bir şekilde düşündüm. Uyarı da diyebilirim. Çünkü ben de yazı ve konuşmalarımda zaman zaman bu türlü eleştirel yaklaşımlar sergiliyorum. Ulaştığım sonuç şu oldu; amansız bir tarafgirlikle düşünceleri savunulan o kişilere büyük bir haksızlık yapılıyor.
Evet, böyle düşünüyorum. Çünkü o kişiler kendilerini put yerine koymuyorlar, hakikat tekelciliği yapmıyorlar. “Benim dediğim haktır, doğrudur, bunun haricindeki tüm düşünceler, yorumlar batıldır, yanlıştır.” demiyorlar. Aksine “Benim ulaştığım sonuç bu. Kabule de redde de açık.” diyorlar. Olması gereken de zaten budur. Hangi ilim dalında olursa olsun her ilmi buluş, her içtihadi düşünce eleştiriye açıktır. Mutlak bilgi değildir çünkü.
Şimdi o taraftar kitlesine ve eleştirel her düşünce sahibini, “Vurun abalıya!” mantığı ile veryansın edenlere bir çift sözüm var; yap-ma-yın. Bu tavrınızla sevdiğiniz şahsa karşı en büyük haksızlığı aslında siz yapıyorsunuz. Putlaştırıyorsunuz ama putlaştırdığınız kişilerin putlaştırıldıklarından haberi yok. Eğer haberleri olsaydı, sizin onları amansız bir şekilde müdafa etmenizden dolayı sevinmez, ilk itirazı size onlar yapardı. İnanın ve itimad edin bana.
İkinci olarak, söz söylenilen alandaki konuya en büyük zararı veriyorsunuz. Mademki beşerî düşüncedir, madem ki içtihada açıktır, o halde sizin putlaştırdığınız şahıslar kadar başkalarının da o konuda söz söyleme hakkı ve hürriyeti vardır.
Ne güzel der İmamı Azam. Mealen arzedeyim: “Herhangi bir mesele üzerinde ayet, hadis ve sahabe kavli varsa tamam ama söz tabiine aitse onlar da insan biz de insanız.”
Hem meşhur sözdür: “Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar.” Bırakın fikirler çarpışsın. O çarpışma hayra alamettir. “Ümmetimin ihtilafı rahmettir!” beyanının altındaki sırrı iyi kavrayın. Ekonomide söylenen, “İyi para kötü parayı piyasadan kovar!” sözü fikri piyasada da geçerlidir. “İyi fikirler kötü fikirleri piyasadan kovar.”
Toplumda, toplum fertlerinin hem zihni hem de pratik hayatlarında karşılık bulmayan, kendine uygulama zemini bulamayan düşünceler zamanla silinir gider. 14 asırdır elden gitmeyen din, üç beş kişinin size göre şâz ve sıradışı görüşlerini seslendirmesi ile elden gitmez; korkmayın.
Yeter sanırım. “Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az!” boşuna söylenmiş bir söz değil. İçinde büyük yaşanmışlıklar, büyük bilgelikler barındırıyor.
Bu kadar. Nokta.