Elektrikte pahalılığı unutup yokluk günlerine hazır olun

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

2022’nin şahlanma yılı olacağını söyleyenlere, bu site okurlarından kimsenin inanmadığına eminim. Gelecek günlerin bugünü aratacağının sinyalini ise İran’dan gelen “doğalgaz arızası” verdi. En az 10 gün süreyle büyük sanayi tesisleri zor günler yaşayacak. Sıradan tüketicilerin başına neler geleceğini zaman gösterecek.

19 Ocak 2022 tarihinde İran milli gaz şirketi NIGC, Türkiye’ye bir bilgilendirme geçti. “Teknik bir arıza yaşandığını” bildirdi ve 10 gün süreyle doğalgaz veremeyeceğini duyurdu. Aslında bilgilendirme işin resmiyete dökülme kısmıydı, İran’dan gelen gaz, 17 Ocak’tan itibaren azalmaya başlamıştı.

Bunun sonuçlarının neler olacağına geçmeden önce, İran’ın bu yaptığının ilk olmadığı bilinmesini isterim. Kara kışın bastırdığı ve tüketimin en çok arttığı dönemde Tahran hükümeti benzeri yola başvuruyor. Hep böyle günlerde bir teknik arıza yaşanıyor ve Türkiye’ye gönderilen gazda aksamalar oluyor.

Yalnız bu kez durum biraz daha farklı. İran’dan gelen doğalgazda azalma değil, bütünüyle kesilmesi söz konusu. En can alıcı kısmıysa kesinti bir iki günlük değil. 10 gün süreyle doğal gaz akışı hiç olmayacak.

2021 yılı verileri henüz açıklanmadı. Elimizde 2020 yılına ilişkin istatistikler var. Türkiye, 2020 yılında 48,1 milyar metreküp doğalgaz tüketti. Enerji için yıllık ödenen toplam rakam 55 milyar dolar tutarında.

Elektrik enerjisi üretiminde doğalgazın payı yüzde 50’lerden hayli aşağılara çekilerek yüzde 32 dolayına indirildi.

Tükettiği enerjinin dörtte üçünü ithal eden Türkiye için bu oran hâlâ çok yüksek. Bizim doğalgaz ithal ettiğimiz ülkeler hayli sınırlı. Rusya, Azerbaycan ve İran ana tedarikçilerimiz. Rusya ile 1997 yılında yapılan ve yılda 16 milyar metreküp doğalgaz ithalini öngören anlaşma 2025 yılına kadar devam edecek.

Rusya ile bir de 1998 yılı anlaşması var. Mavi Akım çerçevesinde yapılan bu anlaşma ise 8 milyar metreküp ithalatı zorunlu kılıyor. Son yıllarda Azerbaycan’dan yapılan ithalat artarak İran’ın önüne geçti.

Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) Doğalgaz Sektör Raporu’na göre, bunu yüzde 33,6 oranında Rusya’dan, yüzde 24 Azerbaycan’dan ve yüzde 11,1 oranında İran’dan uzun vadeli anlaşmalarla boru hattı üzerinden aldı.

Buna ülkelerin herhangi birinden ithalatta yaşanacak aksama Türkiye’nin felce uğraması anlamına geliyor.

BAKANLIKTAN TESİSLERE ‘GİZLİ’ İBARELİ TALİMAT

Tekrar İran’dan yapılan ithalatın 10 gün süreyle durmasına dönelim.

İran’dan gönderilen “veremiyoruz” bilgilendirmesi üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, “Kullanıcı Birliklerine” bir yazı gönderdi. Yüksek tüketimi olan sanayi tesisleri ve elektrik santrallerinden tüketimlerini yüzde 40 kısmaları istendi.

Bu “GİZLİ” ibareli yazı “kısıtlamaya giderseniz iyi olur” türünden bir arzu beyanı değil. Doğrudan verilen bir talimat. “Bu talimata uyulmaması halinde Sözleşme’den kaynaklı müeyyidelerin uygulanması zarureti ortaya çıkacaktır” deniyor.

Talimata uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımların neler olacağına ilişkin bende bir bilgi yok. Olması da gerekmiyor. Önemli olan, “Kullanıcı Birlikleri” diye anılan muhatapların tüketimlerini yüzde 40 azaltacak olmaları.

Enerji Bakanlığı’nın bu kısıtlama talimatı, elektrik üretiminin üçte birini doğalgazdan yapan bir ülkede elektrik kısıtlamalarını da gündeme getirecek. İleti sisteminden kaynaklanan kesintiden dolayı ciddi sıkıntılar yaşayan üretici, bir de arz kaynaklı sorunlarla karşı karşıya kalacak.

Üretici ve sanayici geçen yılın Kasım ayında kademeli olarak yüzde 50-70 arasında bir doğalgaz zammına muhatap oldu. Bu fiyat artışlarının üzerine 2022 yılının başında tekrar yüzde 20 zam daha gördü. Bu zamlar, bazı sektörlerde toplam maliyetin yüzde 40-45’ine denk geliyor.

Doğalgaza gelen zam dışında bir de sanayide kullanılan elektrik fiyatları da benzeri oranlarda yükseldi.

Bütün bunların üzerine üreten kesimin sırtına bir kambur daha binmiş oldu. Şimdi programlı elektrik kısıntısı söz konusu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, dün “GİZLİ” ibareli yazıdan sonra akşam saatlerinde kamuoyuna yönelik bir açıklama yaptı. Kesinti kaynaklı bir elektrik sıkıntısının da yaşanabileceği hatırlatılan açıklamanın devamında şöyle denildi:

“Elektrik ve doğalgaz sistem dengesinin korunması amacıyla yüksek tüketimi olan sanayi tesisleri ve elektrik santralleri ile sınırlı olmak ve kesinti planları önceden bildirilmek suretiyle, doğalgaz ve buna bağlı olarak da elektrik tüketiminde kısıtlamalar yapılacaktır.”

Açıklamanın devamında, nasıl yapılacağı belirtilmiyor ama öteki tüketicilerin etkilenmemesi için önlemlerin alındığı söyleniyor.

30 YILDAN BU YANA AÇIKLANAN EN BÜYÜK KISITLAMA

Türkiye, doğalgazda bütünüyle dışa bağımlı olmasına rağmen yıllardan bu yana gerekli önlemleri almadı. Bunun yerine günü birlik çözümler peşinde koştu.

Yaşanabilecek sorunlara karşı yapılması zaruri görülen Karaman-Mersin hattı hayata geçirilemedi, Tuz Gölü altındaki depolamanın çıkışı ana hatta bağlanamadı, İzmir-İstanbul hattı güçlendirilemedi, kompresörlerin çift yönlü çalışması bütün bölgelerde sağlanamadı.

Bunlar, işinin uzmanları tarafından hep gündeme taşındı. Sorunlar dile getirildiğinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez her defasında, “Sorun yok” dedi. Yandaşlar da sorunları dillendirenleri “Sen Bakan Beyden daha iyi mi bileceksin” diye itham etti.

Şimdi gelinen noktada “GİZLİ” yazı son 30 yıldan bu yana duyurulan en büyük kısıtlama uygulaması. Tarihimizde ilk kez sanayie “doğalgaz tüketimini yüzde 40 kısın” talimatı verilmiş oldu.

Kimse kalkıp da “BOTAŞ’ın kısıtlama talimatının muhatabı OSB’ler” demeye kalkmasın ne olur. Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) doğalgazı kendisi kullanmıyor. Aldığı gazı bünyesinde faaliyet gösteren sanayi tesislerine satıyor.

PAHALI ENERJİDEN SONRA ŞİMDİ DE ENERJİ KITLIĞI DÖNEMİ

Doğalgazdan elektrik üreten tesislerden başka, üretiminde yoğun olarak doğalgaz kullanan sanayi kuruluşları da ciddi bir sıkıntı içine girecek.

Bu kısıntıdan demir-çelik, gıda, kimya, seramik, cam ve çimento en çok etkilenecek sektörler olarak öne çıkıyor. Peki etkilenme bununla mı sınırlı kalacak? Asla…

Bütün sektörler birbirleri ile şu veya bu şekilde ilişkili, dolayısıyla bu durumdan her sektör etkilenecek demek.

Açıklanan kısıtlamanın ardından ilk tepki, İstanbul Sanayi Odası’ndan (İSO) geldi. Kısıntı kararının üretim üzerindeki baskıları daha da artıracağını belirten İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, yakın geçmişteki fahiş zamları hatırlattıktan sonra korkunun elverdiği ölçüde sorunlarını açıkça ortaya koymaya çalıştı:

“Ağır sanayi sektörlerimizde çok daha katlanılmaz olan bu maliyet bedeline şimdi de arz üzerinden bir bedel ödetilmesi kabul edilemez. Bir yandan ihracata dayalı bir büyüme için elimizden gelen gayreti gösterirken, başta ihracatçı sektörlerimizi vuracak olan bu karar, fabrikalarımız üzerinde çok ciddi bir üretim ve planlama stresine yol açacaktır.”

Kısıtlamaların doğrudan mağduru olan sanayicilerden başka ses çıkacak mı şu dakika itibariyle bilinmiyor. Lakin bilinen bir gerçek var. Azalan üretim, maliyetlerin artması demek. Maliyetler arttığında üreticinin en kolay kısıtlamaya gideceği alan “emek maliyeti” oluyor.

Emek maliyetinin düşürülmesiyse maalesef çalışan sayısının azaltılmasıyla oluyor. Yaşananların hepsinin mağduru sonunda yine emekçiler ve bütün halk olacak.

Toplumun bir kesimi, Karadeniz’de bulunduğu duyurulan doğalgazla ısınacağı günleri bekleyip teselli bulsun.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin