El Clasico: Barcelona’da sorun çok derin

MAÇ ANALİZİ | HASAN CÜCÜK

Futbolda derbi denince akla İspanyol El Clasico gelir. Real Madrid ile Barcelona buluşması sadece İspanya’da değil, dünyada gözlerin çevrildiği yerdir. Kulüp düzeyinde dünyanın bir numaralı derbisi aynı zamanda yıldız oyuncuların gövde gösterisidir. Cristiano Ronaldo’nun Real’den ayrılmasıyla El Clasico’nun güç kaybetmediğini söylemek doğru olmaz.

Haftasonu iki ekip Barcelona’nın evi Nou Camp’ta 245. kez karşılaştı. Galip ayrılan taraf Madrid takımı oldu. Bu maç da gösterdi ki, Barcelona’daki problemler bir hayli derin. Real Madrid’de ise Zidane’ın kredisi hâlen yerinde. Gelin El Clasico’ya takımlar nasıl geldi hep birlikte bakalım…

MESSİ-RONALDO DÜELLOSU

2009’la 2018 arasındaki El Clasico maçları aslında Lionel Messi ile Cristiano Ronaldo düellosuydu. Dünyanın en iyi iki oyuncusu, bu maçlarda kozlarını paylaşırdı. Rekabetleri sadece La Liga ile sınırlı değildi. Avrupa’nın tümünde en iyi olma yarışındaydılar. Şampiyonlar Ligi’ne de taşan bir mücadeleden bahsediyoruz. Bu yıllar arasında üstünlük, Arjantinli’deydi. Barcelona bu dönemde daha fazla şampiyonluk yaşadı. Gol krallığı yarışında Messi öndeydi. Avrupa’da ise tersi söz konusuydu. Real, sadece Zidane döneminde bile 3 yıl üst üste kupayı müzesine taşıdı. Aslan payı elbette Ronaldo’nundu. Portekizli’nin Juventus’a gidişi, Real’de gerileme dönemi etkisi yaptı.

Pandeminin futbolu vurduğu 2019-20 sezonu Barcelona’daki yıllanmış problemlerin de su yüzüne çıktığı dönem oldu. La Liga’da Real Madrid’e havlu atmakla kalmadı, Şampiyonlar Ligi’nde tarihinin en ağır yenilgilerinden birini yaşadı. En son 1928 yılında Sevilla karşısında kalesinde 8 gol gören Barcelona, yaklaşık bir asır sonra Bayern Münih karşısında 8-2’lik skorla sarsıldı. Bu hezimet, kulüpte bir şeylerin değişmesi gerektiğinin en güçlü sinyaliydi.

MESSİ’Yİ ÇILDIRTAN KARARLAR

Kolay değil, 2006’dan beri takımın vazgeçilmez ismi olan Lionel Messi bile isyan etti. Tam Messi’yle buzlar eriyordu ki, yönetim bu sefer Luiz Suarez’i bedelsiz olarak takımdan yolladı ve rakiplerinden Atletico Madrid’e kaptırdı. Bu hamle, Messi’yi çıldırttı. 2014’ten beri takımda olan Suarez, Messi’nin şu ana kadar en iyi anlaştığı isimdi. Messi takımdan ayrılmak istese de sözleşmesindeki 750 milyon Euro’luk bonservis bedeli, zoraki de olsa onu takıma bağlıyordu.

Katalan ekibinin yeni sezonda nasıl bir performans sergileyeceği herkesin merak ettiği konuydu. Messi’nin moral olarak kötü durumda olması, Griezmann, Dembele ve Coutinho gibi isimlerinse vasatı bir türlü aşamaması, dezavantajlardı. Takım eski kaptanlardan Ronald Koeman’a teslim edilmişti. Sezona 4-0’lık Villarreal galibiyetiyle başlayıp ikinci haftada Celta Vigo’yu 3-0’la geçmişlerdi. Ancak evinde Sevilla ile 1-1 berabere kalması, takımı sarstı. Ardından gidilen Getafe deplasmanında 1-0’lık mağlubiyet geldi. Bazı taşların yerine oturması için zaman gerekliydi. El Clasico öncesi Şampiyonlar Ligi’nde zayıf Macar temsilcisi Frencvaros karşısında alınan 5-1’lik galibiyet moral turuydu.

REAL’DE HÂLEN EKSİK ÇOK

Real cephesinde ise işler yolunda değildi. Ligde 5 maça çıkan Madrid ekibi 3 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet almıştı. Ronaldo’nun boşluğunu hâlen dolduramasa da, sırtındaki Gareth Bale kamburundan kurtulmuştu. Ancak takımın yıldız ihtiyacını karşılasın diye transfer edilen Eden Hazard’ın sakatlıkları can sıkmayı sürdürüyordu. Yine de kenarda güvenilen bir isim, Zinedine Zidane vardı. Şampiyonlar Ligi’nde koronadan dolayı 8 as oyuncusundan mahrum çıkan Shakhtar Donetsk’e 3-2 yenilmesi, takımda moralleri bozmuştu. Kaptan Sergio Ramos olmayınca, takımı toparlayacak kimse kalmıyordu.

ZİDANE GÜVEN TAZELEDİ

Dev maç öncesi iki takımda manzara buydu. El Clasico tarihinin ilk seyircisiz maçında ibre az da olsa Real’den yanaydı. Madrid ekibi, maç boyunca ortaya koyduğu futbolla rakibinden daha üstündü. VAR ile gelen penaltı, Barcelona cephesinden tepki topladı. Messi’ye ceza alanında yapılan hareket için VAR’a gitme gereği duyulmaması tepkiyi daha da arttırdı. 90 dakika bittiğinde skorda 3-1 Real üstünlüğü vardı. Real, Mayıs 2008’den sonra ilk defa üst üste iki El Clasico maçında galip ayrılmış oldu. Ansu Fati, Barcelona’nın El Clasico maçlarında 400. golünü atmakla kalmadı, derbi tarihinin en genç gol atan ismi oldu.

Real Madrid, El Clasico galibiyetiyle 6 maç sonunda 13 puana ulaştı. Barcelona ise 5 maçta 7 puan toplayabildi. Zidane, Şampiyonlar Ligi’ndaki Shakthtar lekesini El Clasico galibiyetiyle biraz olsun temizledi. Takım için Zidane’ın ne denli önemli olduğu bir kez daha tescil edildi. Takımın yıldızının teknik patron olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Barcelona cephesinde ise sorunların hâlâ devam ettiği görüldü. Messi’nin küskünlüğünün hâlen geçmediğini gördük. Philippe Coutinho’nun arzulu olması haneye yazılan artı oldu. Griezmann ve Dembele’nin kayıplarda olmaya devam etmesi moralleri biraz daha bozdu. Ve teknik patron Ronald Koeman’ın elinde sihirli değnek olmadığını, sorunların üstesinden gelmenin zaman alacağını gördük.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin