Ana Sayfa Manşet Ekrem İmamoğlu’ndan Erdoğan’a: Yok, vallahi İstanbul senin tapulu malın değil!

Ekrem İmamoğlu’ndan Erdoğan’a: Yok, vallahi İstanbul senin tapulu malın değil!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 252 yeni aracın İETT filosuna katılım töreninde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Geçmişte Erdoğan’ın 300 metrobüs kredisi almak için imza atmadığını anlatan İmamoğlu, metrobüsleri İBB’nin öz kaynaklarıyla aldıklarını söyledi. İmamoğlu, “Tek bir açıklama yapılmadı. Ne diyelim buna? Bu ihtiras nedir? Bu kıskançlık nedir? Sanki 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini kazandığımız o seçimde, birisinin tapulu malını elinden aldık. Yok; bu senin vallahi tapulu malın değil.” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) köklü kuruluşu İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğü (İETT), en son 2015 yılından yeni otobüs alınan metrobüs hattını, öz kaynaklarla temin edilen 252 son model araçla güçlendirdi. İETT Edirnekapı Garajı’nda düzenlenen törende konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve geldikten sonra, kilometre sınırını aşmış ve özellikle yaşları geçmiş olan metrobüs filosunu gençleştirmek üzere harekete geçtiklerini belirtti.

Ekrem İmamoğlu, “Göreve gelir gelmez o dönemde çok hızlı bir alımı, çok güçlü bir alımı nasıl yapabiliriz diye yaptığımız araştırmalarda, ilk etapta tam 300 aracı temin edebileceğimizi ve bu yönde bir kredi teminini de önümüzü açabileceğini öngörmüştük. Çok hızlı, birkaç ayda, çok uygun koşullarda dış finansmanı da sağladık.” diye konuştu.

O dönemdeki döviz kuruyla, bugünkü kurlar arasında yüzde 40-45 fiyat farkı oluştuğunu aktaran İmamoğlu, ardından şunları söyledi:

  • Ulusal ve uluslararası piyasaların yaratmış olduğu farktan bahsediyorum ve döviz bazında bir farktan bahsediyorum. Peki ne oldu? 300 araçlık otobüsü, acilen Meclis’e taşıdık. Çünkü en son metrobüs, 2015’te alınmıştı.
  • Ve alınan araçlar da aslında metrobüs olarak kalıcı ihtiyacı çözen değil de daha küçük ebatlı, 18 metrelik araçlardan ibaretti. Ve çok yeterli sayıda da değildi. Yaşlanmış bir filoyla karşı karşıyaydık. Sağ olsun, o dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi de bu isteğimize oy birliğiyle oy birliğiyle ‘evet’ dedi. 
  • 300 araç alımını gerçekleştireceğimiz, kredisi hazır bir sürecin işletilmemesi adına, bunun imzasını Cumhurbaşkanlığı yerine getirmedi. Bir imza. Bu imza ne biliyor musunuz? Bir kefalet değil bu, sadece bir onay, bilgi. Başka bir şey değil. Ve bunu imzalatamadık.
  • Milletvekillerimizden ‘Bize bu konuda katkı sunun’ diye destek de istedik. Ama imzalatamadık. 300 otobüsü o zaman alsaydık, çoktan o otobüsler şu anda hizmete girmişti. İhtiyacımız bitecek miydi? Bitmeyecekti. Yine alımlarımızı yapacaktık.
  • Bu 252 aracın tamamını kendi yarattığımız öz kaynaklarımızla, paramızla aldık bu zor koşullarda. 252 aracı o gün alsaydık, daha avantajlı alacaktık. Ülkedeki döviz artışı ve bunun gibi birçok enflasyon ve diğer artışlarla ilgili uğradığımız zarar… Şimdi daha pahalıya almak zorunda kaldık.
  • Bu bir ülkenin, bir milletin iyi anlaması gereken bir durumdur. Bir hizmet… Allah aşkına, bir tane açıklama yapılmadı buna. Yani bu niçin engellenir? Bu niçin imzalanmaz?  Bu milimetrekaresine kadar, 16 milyon insanına, 86 milyon memleketin insanının ortak olduğu bir maldır, bir vatan parçasıdır. Onun için; vallahi senin malın değil. Böyle davranamazsınız.
  • Bunu yaptılar. Birçok olayda yaptılar. Ama yılmadık, yolumuza devam ettik ve bugün yerli firmaların da bu işe ilgi göstermesiyle, karşılıklı yaptığımız açık ihale süreciyle, verilen en uygun koşullarda fiyatlarla, İstanbul’umuza 132’si 280 yolcu kapasiteli, 120’si de 200 yolcu kapasiteli, Akia ve Otokar marka 252 aracımızı İstanbul’a kazandırdık ve milletimize metrobüs hattında, pırıl pırıl yepyeni otobüslerle yolculuk ve seyahat etme imkanı sağladık. Bu, milletimizin bütçesinin başarısıdır.

HENÜZ YORUM YOK